Tasarımına baktığımızda otomobilin yüzünde Citroen’in V tasarım imzasını görüyoruz. Marka logosu odaklı tasarımda Citroen LED Vision farlarla bağlantılı çizgiler kullanılmış. Yüksek seviyedeki uzun ve düz motor kaputu tasarımı güçlü görünmesini sağlamış. Kaput ve karoser üstündeki girinti ve çıkıntılarıyla da hareketli görünüm elde edilmiş. Ön tampon köşelerinde altıgen biçimindeki alt ızgaranın her iki yanında da kapılarda olan Airbump isimli panelleriyle uyumlu renkli ekleriyle de otomobile özgün ve modern detaylar kazandırılmış. Bununla birlikte renkli eklentileriyle Airbump panellerle mat siyah çamurluk kaplamaları karoseri korurken SUV Crossover tasarım etkisi arttırılmış. Elbette en büyük fark otomobilin profilinde ortaya çıkıyor. Dört kapılı olan otomobilin zeminden yüksek tasarlanan karoserinde arkaya doğru alçalan tavan çizgisi ve arka camla tek parça gibi görünen kısa bagaj kapağı fastback tasarım çizgileri sağlamış. Ancak bagaj kapağını açtığımızda bir sedan gibi açıldığını görüyoruz. Arka tasarım, 510 litrelik cömert bagaj hacmini gizliyor. C4 X için farklı tasarım öğelerinin birleştiği bir otomobil diyebiliriz.
Malzeme ve işçilik konusunda genel olarak Citroen’in diğer kompakt sınıf modelleriyle benzer seviyede olan otomobil için sınıf standartlarında yorumunu yapabiliriz. 5 inçlik dijital gösterge grubunun çok küçük olması ve içeriğinin biraz daha geliştirilmeye açık olduğunu düşündürüyor. Multimedya ekranı ise 10 inçlik boyuyla yeterli büyüklükte ve kullanımı da pratik. Küçük eşya gözleri konusunda da kabin içerisinde yeteri kadar çeşitliki sunulduğunu görüyoruz.
Stellantis’in CMP platformunu kullanan, kompakt sınıfta yer alan Citroen C4 X, 4600 mm uzunluğa ve 2670 mm’lik dingil mesafesine sahip. Bu da onun yaşam ve yükleme alanlarıyla sınıfının cömertleri arasında olmasını sağlıyor.
İçerisinde sürücüye yüksek bir sürüş pozisyonu sunan C4 X’in çevreye hakim bir sürüş ve sorunsuz görüş açıları sunabildiğini söyleyebiliriz. 198 mm olarak belirtilen arka diz mesafesinin ne kadar cömert olduğunu sürüş organizasyonunda tecrübe edebildik. Arka koltuk sırtlığında 27 derece daha eğimli tasarımla konfor arttılmış. Advanced Comfort ismi verilen, 15 mm kalınlaştırılmış özel dolgulu koltuklarda uzun süreli yolculuğumzda karşılaştığımız konfor da beğenimizi kazandı.
Konfor konusu Citroen C4 X’in ana teması gibi hissettiriyor. Sürüş sırasında yumuşak ve konforlu bir direksiyon sistemi bizi karşılarken Citroen’e özgü “Kademeli Hidrolik Destekli Süspansiyon” sistemi ile bozuk zeminde de konfordan ödün vermeyen, güvenli bir sürüş yapısına sahip olduğunu gördük. Sistemin çalışmasına aşina olsak da bir kez daha baktığımızda, büyük darbelerde hareketi kademeli olarak yavaşlatmak ve sarsıntıları önlemek için, yay ve amortisör, hidrolik sıkıştırma veya geri basma stoperiyle birlikte çalıştığını söyleyebiliriz.
Sürüş organizasyonunda benzinli ve elektrikli motor seçenekleriyle buluştuğumuz C4 X ailesi, aynı anda elektrikli, benzinli ve dizel olmak üzere 3 farklı güç ünitesiyle Türkiye yollarına çıkan ilk model olma ünvanına sahip. Fiyat listesinde giriş seviyesini oluşturan C4 X’in 1.2 PureTech 100 HP’lik motoru, 6 ileri manuel şanzıman ile geliyor. Bir diğer benzinli olan 130 HP gücünde 1.2 PureTech motorla EAT8, 8 ileri vitesli otomatik şanzıman sunuluyor. Dizel cephesinde 130 HP’lik 1.5 litrelik BlueHDI, EAT8 otomatik şanzıman ile geliyor. Elektrikli e-C4 X ise 136 HP güç ve 260 Nm tork değerlerine sahip. Zeminde yer alan 50 kWh’lık batarya kapasitesi, DC 100 kW şarj istasyonlarında 30 dakikada yüzde 10’den yüzde 80 seviyesine kadar şarj edilebiliyor. 50 kW’lik şarj istasyonlarına ise bu süre 55 dakika olarak açıklanıyor. 7.4 kW’lik AC istasyonlarında yüzde 100 batarya doluluk oranına 7,5 saatte ulaşılabiliyor. Enerji tüketimi olarak da 15,3 kWh/100 km verisi açıklanan Citroen e-C4 X’in menzili 360 km.
Biz ilk önce 130 HP’lik benzinli ile yola çıktık, akıcı hızlanma tecrübesini benzer alt yapıdaki motor ve şanzımanı kullanan modellerden tanıyoruz. Sürücünü terddütte bırakmayan hızlanma yapısı aynı zamanda konforu da koruyor. Ancak asıl konforu elektrikli olan e-C4 X’te görmüş olduk. Motor gürültüsü olmaması, C4 X’in ses yalıtımının da ne kadar iyi seviyede olduğunu görmemizi sağladı. Rüzgar ve yol gürültüsünü engelleme konusunda da çok başarılı.
Elektrikli motorun da akıcı ve dinamik hissettirmesi sadece şehir içinde değil otoyol kullanımında da akıcı bir sürüş tecrübesi sunuyor. Sonuç olarak Citroen C4 X’i yollarda bol bol göreceğiz. Aile kullanımı ve geniş hacim beklentisinde olanları da memnun edecek, sportif görünen ama konfor odaklı olan C4 X ailesinin fiyatlarının rekabetçi bir başlangıç ile sunulması da büyük bir avantaj sağlayacaktır.
Yazı: Koray Kodal / Madrid
