Mercedes-EQ’nun üst sınıftaki tamamen elektrikli ilk sedanı olan EQS, üretimi sırasında da çevreci yönüyle öne çıkarak karbon nötr şekilde Sindelfingen’deki Factory 56’da bantlardan iniyor. Bu noktada otomobilde kullanılan parçalarda da geri dönüştürülmüş malzemelere yer verildiğinden bahsedebiliriz. Özellikle EQS’in içerisinde, mikrofiberin yanı sıra yüzde 100'e varan oranda geri dönüştürülmüş pet şişelerden üretilmiş kumaşlara yer verilmiş. Elbette bu yapılırken lüks ve konfor konularına cevap verme konusunda da özen gösterilirken çevreye de duyarlılık gösterilmiş. EQS'in zemin kaplamaları, geri dönüştürülmüş halılardan ve balık ağlarından elde edilen naylon ipliklerin bir araya getirilmesiyle üretilmiş. Geleneksel şekilde üretilen plastikleri, yenilenebilir ham malzemelerle değiştirmek için doğal liflerin ve tekstiller kullanılmış. Bunun sonucunda EQS üretiminde kullandığı kaynak tasarrufu sağlayan malzemeler toplamda 80 kilogramı bulmuş.
Gözle görülüp fark edilemeyen noktaları aydınlatırken otomobilin her noktasında elimizi gezdirdiğimizde yüksek malzeme ve işçilik kalitesiyle karşılaşıyoruz.
Mercedes logosunu büyük olarak merkeze yerleştiren ön tasarımda plastik kapalı panjurda küçük Mercedes yıldızlarına yer verilmiş. Burada aydınlatmaların da koyu zemine sahip olması bir bütünlük sağlamış. Farları birleştiren LED ışık şeridi ön kaputun hemen altına şık bir krom çıtayla yerleştirilmiş. Kaput demişken bu bölüme sadece servisin erişimi olduğu için sürücüye bir açma kolu tasarlanmamış. Silecek suyunu doldurmak için ise sürücü tarafındaki çamurlukta kapaklı bir alan oluşturulmuş. Yana geçince otomobilin formunun alışıldık Mercedes-Benz sedanlarından farklı olduğu daha net görülüyor. Ön kaput ve bagaj kapağı uzantıları sedanlardaki gibi yere paralel ve uzun tasarlanmamış. Kaput ve bagaj kapağı A ve C sütunlarının devamı gibi tasarlanmış. Bu sayede 5216 mm’lik uzunluğun olduğundan daha kompakt görünmesini sağlamış. Bununla birlikte otomobilin karoser oranlarının alışkanlık gerektirdiği de bir gerçek. A sütunlarında EQS logoları fark edilirken kapı camlarının çerçevesiz olması büyük elektrikliye sportif bir hava eklemiş. En çok dikkat çeken detaylardan biri de gövdeye gizlenebilen kapı kolları. Anahtar cebinizdeyken otomobile yaklaşınca bu kapı kolları yerinden çıkıyor. 21 inçlik jantlar 3210 mm gibi devasa dingil mesafesi arasını tok duracak bir şekilde doldurmuş. 10 dereceye kadar hareket eden arka aks yönlendirmesi sayesinde bu devasa boyutun 2 metreye kadar daha dar bir dönüş çapı elde etmesi sağlanmış. Bu dingil mesafesinin ne kadar uzun olduğunu anlamak için S Serisi’nin 5289 mm uzunluğa ve 3216 mm dingil mesafesine sahip olduğu bilgisini de paylaşmak gerekiyor. Arka camla birlikte açılan elektrikli bagaj kapağı bu sınıftan beklenenden çok daha kullanışlı ve ergonomik bir kullanım sunuyor. 610 litrelik hacim de çok cömert.
Otomobilin arka koltuklarına geçtiğimizde burada beklenen genişlik ve ferahlık sunulduğunu görüyoruz. Elektrikli koltuk sırtlık ayarı ile konfor arttırılmış. Sürücü koltuğu da konfor konusunda çok iddialı. Edition 1 versiyonu olan test aracımızın içerisinde Reflex Mavi renkli döşeme detayı dikkat çekiyor. Ancak bu seçim ön cama yansıma yaparak görüşü biraz rahatsız ediyor. Ön koltuklardaki ambiyans aydınlatmaları farklı görünürken ambiyans aydınlatmalarının her köşeye dokunuyor oluşunu abartılı bulanlar da olacaktır.
S Serisi ağırlıklı olarak özel şoförlü kullanımla tercih edilen bir modelken EQS direksiyona bizzat geçmenizi teşvik eden bir otomobil. Hem etrafınızı saran teknoloji desteği hem de stressiz sürüş tecrübesi bunu teşvik ediyor. Üç ekrandan oluşan MBUX Hyperscreen kokpitteki dijitalleşmenin referans noktasını gösteriyor. Neredeyse A sütunlarının arasını tamamını kaplayan bu ekran yerleşiminde sürücü ve ön yolcu karşısında 12,3 inçlik, merkezde ise 17,7 inçlik ekranlar yer alıyor. Yüksek çözünürlükte ekranların bolluğu gözü yorsa da izlemesi keyifli.
Keyif demişken otomobille yola çıktığınızdaki sessizlik sadece elektrikli olmasına gelen bir huzur değil aynı zamanda ses yalıtımı ve süspansiyon konforuyla da birleşiyor. Başarılı ses yalıtımı sizi dışarıdan izole ederken, yüksekliği ayarlanabilen adaptif süspansiyon sisteminin de bozuk zeminlerdeki titreşimleri, sert darbeleri kabin içerisine taşımayarak bunu zirveye çıkartıyor. Sürücü yol hakkında geri bildirimlere biraz uzak kalırken, yüksek seviyedeki konfor odağında yol alıyor. İri direksiyon simidi de dinamik sürüş talepleri için rahat değil. Frenlemede de hissiz bir yapı hakim. Dinamizm beklentisini doğuran ana unsur ön ve arkadaki motorların ürettiği toplam 385 kW’lik güç, 855 Nm tork ve 4,3 saniyelik 0-100 km/s hızlanma bilgileri. EQS 580 4Matic, doğrusal hızlanma konusunda çok güven veren ve çok net hızlanan bir otomobil. Ancak dışarıyla olan bağın az olması, elektrikli sürüşün de sessizliğiyle birleşince yüksek hıza çıktığınızda bunu hissedemiyor oluşunuz sorun çıkartabilir. Bu sebeple otomobile alışıp, hız göstergesinden gözünüzü ayırmadan sürekli kontrollü yol almak mantıklı olacaktır. Yol tutuş konusunda ise dört tekerlekten çekiş, arka aks yönlendirmesi, adaptif süspansiyon ve düşük ağırlık merkezi gibi önemli başlıklarla çok başarılı bir sonuç ortaya çıkıyor.
107,8 kWh net kullanılabilir kapasite sunan batarya doluyken 649 km’ye varan menzil sunuluyor. AC’de 11 ve 22 kW, DC’de 70 ve 200 kW destekleyen EQS, hızlı şarj istasyonlarında sadece 31 dakikada yüzde 10’dan 80’e kadar şarj olabiliyor. 396 V destekli EQS, AC’de yüzde 10’dan 100’e 10 saatte doluyor.
Sonuç olarak tam elektromobilite konusunda önemli bir hamle olan Mercedes-EQ markasının zirvesindeki vizyonu detaylıca görebildik. Tamamen elektrik gücüyle yol alan, sessiz, akıcı, konforlu, dengeli ve güvenli bir sürüş sunan EQS 580 4Matic, bunun yanında sportif hızlanma ile uzun menzilli sürüşü de destekleyerek göz dolduruyor.
Yazı: Koray Kodal
