Porsche'nin SUV sınıfına adım atacağını öğrendiğimde pek çok insan gibi ben de büyük tepki göstermiştim. Spor otomobillerle özdeşleşmiş bir amblemin dev bir SUV üzerinde yer alması fikri ilk başlarda bana çok mantıksız gelmişti. Bu, küçük denizlerde deneyim kazanmış bir kaptanın hiç bilmediği büyük sulara açılması gibi bir şeydi. Zeminden yüksek dev bir Porsche! Acaba bu gerçekten de gerekli miydi? Zamanında Lamborghini tarafından denenen ancak beklenen başarıya ulaşamayan SUV projesi acaba Porsche'yi nasıl bir geleceği sürükleyecekti? Porsche'nin merakla beklenen SUV'u 2002 yılında Cayenne adıyla yollara çıktı ve alınan riskin geri dönüşü büyük bir başarı olarak gerçekleşti. 2006 yılının Temmuz ayına kadar tüm dünyada 136.534 adet satılan Cayenne, adeta bir kahraman olarak Porsche markasının büyümesinde başrolü oynadı. Volkswagen Touareg platformunda üretilen bu otomobilin sürücü koltuğuna ilk kez oturmamla Cayenne'in, amblemin hakkını verebilen bir otomobil olduğunu anlamam pek uzun sürmemiş; dahası ilk başlardaki "Porsche SUV üretmemeli" düşüncem o anda yerini "İyi ki Porsche bu otomobili üretmiş"e bırakmıştı. Yollara çıktıktan 5 yıl sonra makyajlanan otomobilin yeni haliyse bu düşüncemin daha da güçlenmesini sağladı.

Cayenne'de gerçekleştirilen makyaj operasyonu, görünümde küçük, sürüş özelliklerindeyse büyük farklılıklar getiriyor. Yeni far tasarımıyla diğer Porsche modellerinden hiçbirine benzemeyen yeni bir yüze kavuşan otomobilin artık daha karakterli ve karizmatik göründüğü bir gerçek. Ayrıca yeni tamponların da artık kendine has bir çekiciliği var. Özellikle ön tampondaki büyük hava girişleri agresif yeni bakışları destekler nitelikte. Otomobilin arka bölümünde de küçük bir değişiklik bulunuyor. Yeniden tasarlanan stoplar özellikle gece sürüşlerinde önceki modelden çok daha şık bir manzara sunuyor. Cayenne'in en düşük motor seçeneğine sahip olan test aracımızda 17 inçlik jantlara yer verilmiş. Dev gövdenin altında adeta yok olan bu jantların sportif görüntü önündeki en önemli engel olduğu söylenebilir. Bence bu otomobil, ancak daha büyük jantlar üzerinde tam bir Porsche gibi görünebilir.

Cayenne'e makyaj yapan eller iç mekanınıysa adeta es geçmiş. Önceki modelle aynı çizgilere sahip, işçilik seviyesi yüksek iç mekan yine çok kaliteli malzemelerle çevrelenmiş. Platform kardeşi Touareg'deki kadar şatafatlı görünmeyen ön konsol oldukça sade. Altı adet dairesel kadrandan oluşan gösterge paneliyse bir Porsche'nin içerisinde olduğunuzun kanıtı. Rahat koltuklara sahip olan Cayenne'in geniş iç mekanındaki bir diğer Porsche karakteristiği de kontak anahtarı olarak karşımıza çıkıyor. Direksiyon simidinin soluna konumlandırılan anahtar yuvası, her ne kadar pek ergonomik olmasa da farklılığı hissettiren ayrıntı.

Kontak anahtarını çevirip motoru ateşlediğinizdeyse bu farklılığı hissetmekten öte adeta yaşamaya başlıyorsunuz. Çünkü o anda, Porsche'ye özgü, tüyleri diken diken eden o benzersiz egzoz sesi devreye giriyor. Bu da gaz pedalına daha fazla basmak için yeterli bir sebep. Cayenne, makyajla birlikte güçleri arttırılan üç farklı motor seçeneğiyle sunuluyor. En güçlü versiyonunda 500 HP gücünde 4.8 litrelik bir V8 turbo motor bulunan otomobilin, Cayenne S adıyla sunulan versiyonundaysa 385 HP güç üreten 4.8 litrelik atmosferik bir V8 görev yapıyor. En düşük motor seçeneği olarak sunulan 3.6 litrelik V6 motorsa 290 HP gücünde. Test aracımızda, yumuşak ve hızlı vites geçişleri sunan 6 kademeli Tiptronic S şanzımanla kombine edilen bu ünitenin yerinde daha önce 3.2 litrelik başka bir V6 görev yapıyordu. 250 HP gücündeki bu motorun Cayenne'e yeterli performansı sağlamakta yetersiz kaldığı bir gerçek. 40 HP fazla güç üreten ve maksimum torku 75 Nm artan yeni motorsa devirlenmeye istekli karakteriyle oldukça tatminkar. Bunu hızlanma sürelerinden de anlamak mümkün. Eskiden 0-100 km/s'lik hızlanmasını 9.7 sn'de tamamlayan Cayenne, yeni V6'sıyla bu süreyi 8.5 saniyeye indirmeyi başarırken, 214 km/s'lik maksimum hız da 227 km/s'ye çıkmış. Test ölçümlerimizde elde ettiğimiz 8.29 sn'lik 0-100 km/s'lik hızlanma süresi otomobilin en düşük motor seçeneğinin bile artık performans sıkıntısı yaşatmadığını ortaya koyuyor. Yani anlayacağınız Cayenne, Porsche amblemini artık daha fazla hak ediyor. Porsche tarafından geliştirilen DFI doğrudan yakıt püskürtme teknolojisine sahip yeni motor, yakıt ekonomisi konusunda da oldukça iddialı. 3.2 litrelik eski motoru fabrika verilerine göre 100 km'de ortalama 13.5 lt yakıt tüketen Cayenne, 12.9 lt/100 km'lik yeni tüketim değeriyle artık nispeten daha ekonomik bir otomobil.

Porsche adı geçince insan söz konusu otomobilden üstün bir yol tutuş becerisi bekliyor. Cayenne de bu noktada bugüne kadar test ettiğimiz diğer SUV'lardan ayrılmayı başarıyor. Net tepkiler veren başarılı bir direksiyon sistemine sahip olan ve virajları üreticinin spor modelleri gibi güvenle dönebilen otomobilin ani manevralardaki gövde hareketleri de sürücüde hiçbir tedirginlik yaratmıyor. Tabi bunda makyajla birlikte sunulmaya başlanan ve test aracımızın opsiyonel donanım listesinde yer alan "PDCC-Porsche Dinamik Şasi Kontrolü"nün büyük bir payı bulunuyor. Viraj içerisinde savrulmayı engelleyen bu sistem, her türlü yol koşulunda dengeyi sağlama görevini üstleniyor. PSM olarak adlandırılan "Porsche Denge Yönetimi" standart donanım listesinde yer alan Cayenne'de yükseklik ve sertlik ayarlı havalı süspansiyonlarsa opsiyonel olarak sunuluyor. Vites kolunun hemen gerisindeki kumandalarla kontrol edilen süspansiyon sistemine, "Sport", "Auto" ve "Comfort" seçenekleri sayesinde sürüş tarzınıza uygun sertlik ayarı yapmanız mümkün. Otomobilin zeminden yüksekliği de yine aynı bölümdeki kumandalarla değiştirilebiliyor. Süspansiyon ayarı "Sport" olarak ayarlandığınca Cayenne SUV sınıfı için adeta benzersiz bir yol tutuş becerisi sergiliyor. Ancak bu noktada iç mekandaki konfor artan sarsıntı düzeyiyle birlikte bir miktar azalıyor. "Comfort" seçeneğiyse sportiflikten çok konfora önem verenlere hizmet ediyor. Ancak otomobilin iç mekanında duyulan çıtırtılar Cayenne'in önceliğinin konfor olmadığını ortaya koyuyor.

Cayenne PTM (Porsche Çekiş Yönetimi) olarak adlandırılan sürekli dört tekerlekten çekiş sistemine sahip. Normal şartlarda gücü ön ve arka tekerlekler arasında 38:62 oranında dağıtan sistem, gerektiğinde çekişin yüzde 100'e varan kısmını sadece ön veya sadece arka tekerleklere aktarabiliyor. Ayrıca süspansiyon ayarlarının yapıldığı bölümdeki ilgili kumanda yardımıyla otomobilin elektronik kontrollü merkezi diferansiyel kilidini devreye sokmak da mümkün. Bu işlem Cayenne'in arazi şartlarında daha rahat hareket etmesini sağlıyor.