Türkiye, Avrupa'da en fazla LPG'li araç kullanılan ülke konumunda. Bunu TUİK'in (Türkiye İstatistik Kurumu) yayınladığı son verilerden de anlayabiliyoruz. TUİK'in açıkladığı istatistiğe göre, 2013 yılında Türkiye'de dolaşan, trafiğe kayıtlı 9.125.545 aracın yüzde 41.5'i LPG'li (3.787.186). Benzinli araçların oranı yüzde 31.7 (2.889.330) iken, dizel araçların oranıysa yüzde 26.3 (2.402.530).

İstatistiğin bu şekilde çıkmasının yegane sebebi, Türkiye'de benzin ve motorine gelen ardı arkası kesilmeyen zamlar olarak açıklanabilir.Tüketiciler bu zamlardan sonra kendilerine kaçış yolu olarak, araçlarına LPG sistemlerini taktırmayı gördüler. Öyle ki bazı markalar araçlarını Türkiye'ye fabrika çıkışlı LPG'li olarak getirmeye başladılar. Dacia Sandero ve Honda Civic Sedan'ı fabrika çıkışlı olarak LPG yakıt sistemiyle satın alabiliyorsunuz. Fakat artık otomobiline LPG taktıracak olanlar veya 0 km otomobil alırken LPG'li tercih edecekler bir kez daha düşünmek zorunda olacaklar. LPG'ye gelen yüzde 30'luk zam hem şu ana kadar gelenler arasında bir rekor, hem de LPG'nin litre fiyatını 2.81 TL'den, 3.12 TL'ye çıkarttı.

LPG'yi sadece ucuz bir yakıt olarak da görmemek gerekiyor. LPG'li araçların çevreye yaydığı zararlı gazlar, benzin ve dizel yakıtlı araçlardan çok daha az. Yani LPG'li araçlar çevreyi korumamıza da katkı sağlıyorlar. LPG'ye gelen bu zam hem cüzdanımızı hem de doğayı etkileyecek gibi gözüküyor.

Değeri 100.000'lerce lirayı bulan lüks otomobiller dahi LPG dönüşümüyle ekonomi arayanlara şifa arıyordu. Bu durum artık değişti!