1993 senesinde kullandığımız Tipo'nun 5 ve yeni 3 kapılı modellerinin dizaynlarını modern bulmuştuk. Tipo'nun o dönem alıcı kitlesi olarak genç, bekar, kadın ve çocuksuz aileler olarak belirlenmişti. Bu yüzden otomobilin dizaynında yumuşak ve sportif çizgiler kullanıldı. Tipo'ya ilk baktığımızda değişen panjuru ve logosu dikkat çekiyordu. Üç kapılı da kullanılan bazı estetik ve fonksiyonel özellikler, 5 kapılılar da uygulanmıştı. Üç kapılı Tipo'nun kapı ve camları daha geniş iken 5 kapılınınkiler daha dardı. 3 kapılının ise farları daha dar yapılmıştı. Bir de 16V'lı Tipo, yanlardaki geniş etekleriyle o dönem diğerlerinden hemen ayrılabiliyordu.
1993 yılında Torino'da kullandığımız Tempra'da yapılan değişiklikler ise, önceki modelinde görülen eksikliklerin tamamlanması şeklinde olmuştu. Fiat mühendisleri, aerodinamiği arttırılan otomobilin bu haliyle mükemmel duruma geldiğini belirtmişlerdi. Aynı değişiklikler, stationwagon'ununda da gerçekleştirilmişti. Tipo'da olduğu gibi Tempra'nın da panjuru yenilenmişti.
Konforun ön planda tutulmuş olduğu her iki modelinde geniş kabinlerinde; koltuklar ve ön konsol yenilenmişti. Ayrıca standart aksesuarları arttırılmıştı. Göstergeleri analog olan otomobillerin kliması ile radyo kaset çalarları oldukça başarılıydı. Her iki modelin tüm tiplerinde kilitli torpido bulunuyordu. 4 çıkışlı direksiyon çok yumuşaktı. Yalnız, direksiyonun üzerinde bulunan kornasını çalmak için bir kadının yumruk atması gerekiyordu. Çünkü oldukça sertti. Ayarlanabilir koltukları da yeterince konforluydu. Her ne kadar izalasyonunun arttırıldığı söylense de , o dönem Tipo'yu kullandığımız yol boyunca rüzgar sesini içeriye almıştı.