Dünyanın en büyük otomobil temalı parkı olarak adlandırılan Autostadt, 2000 yılında 435 milyon Euro'ya kuruldu. Bugüne kadar harcanan yatırımlarla da maliyetinin 1 Milyar Euro'yu aştığı söyleniyor. Bu kadar büyük bir yatırımın karşılığında VW Grubu'nun vizyonunu görmek isteyen insanların yılın 363 günü içerisinde dolaşabildiği, 28 hektar genişliğinde devasa bir plato ortaya çıkartılmış. Sadece 23 ve 31 Aralık tarihlerinde kapalı olan tesis 09.00-18.00 saatleri arasında gezilebiliyor. Bir kişi için, içerisinde 5 Euro'luk restaurant harcaması da sunulan giriş bileti 12 Euro'ya satın alınabiliyor. Çocuklar için sürüş lisansını da kapsayan aile paketi 36,10 Euro fiyata sahip. Touareg/Amarok parkuruna 33,25 Euro'ya, güvenli sürüş eğitimi ve günlük giriş paketini de 40,85 Euro'ya almak mümkün.
Autostadt'ın meşhur ikiz kuleleri 48'er metre yüksekliğinde. Müşteriler yaklaşık 300 Euro nakliye indirimi karşılığında araçlarını buradan teslim alabiliyorlar. Bu gösterişli cam kuleler aslında 400'er araç kapasiteli birer teslim deposu. Müşterilerin araçlarının teslim zamanı yaklaşınca, bu kulelere araçları yükleniyor. Onlar showroom içerisinde, araçlarını beklerken kuledeki robotlar aracı olduğu noktadan bir seremoni ile indirip teslim için hazırlanacak alana ulaştırıyor. Burada günde 500 araç teslim edilebiliyor. Şimdiye kadar 2 milyondan fazla aracın teslimi bu kulelerden yapılmış. İsteyen müşteri bu seremoniyi izleyebilse de aracının hangi kat ve sırada olduğunu bilmediği için takip etmesi zor. Bu kulelerin içinde, araçları yerleştiren robot ile 8 euro karşılığında gezintiye çıkmak da mümkün. Bir otomobil büyüklüğündeki 6 kişilik kapsül ile 20'nci kata, kulenin en tepesine ulaşıp, tesisi kuşbakışı görmek de benzersiz bir tecrübe.
Bu gösterişli araç teslim noktasından sonra 8 farklı araç pavyonundan Lamborghini ve Bugatti'ninkileri ziyaret ettik. Hareketli mekanizması olan bir duvara asılan Aventador'un ses, ışık ve görsel şovundan sonra, özel bir tasarımla krom renge bürünmüş Olaf Nicolai imzalı Veyron'u ziyaret ettik.
Geçmişten günümüze, Volkswagen Grubu ve iz bırakmış farklı markaların da olduğu otomobilleri görmek isteyenler için otomobil müzesine de girip zaman yolculuğu yapılabiliyor. İçerisinde Volkswagen reklamlarının izlenebildiği bir sinema salonu bulunan müzenin hediyelik eşya bölümünde de her bütçeye uygun bir şey bulabiliyor.
Biraz da teknolojiyi takip etmek isteyenler için Green Level ismindeki 6 bölümden oluşan alana gelmek tatminkar olabilir. 26 sergiden biri olan, bir insanın yaşam stilinin ne boyutta bir karbon izi yarattığını, sergide eğlenceli bir şekilde öğrenmek mümkün. Buradaki ekranlar üstünde yaptığımız testlerde, aslında otomobilden çok daha fazla etkenin çevreye daha fazla zarar verdiğini gördük. Tüketim malzemelerinin üretimi için harcanan su kaynaklarının ne kadarının yok olduğunu da bu katta, çarpıcı bir şekilde izleyebiliyorsunuz.
Autostadt'ın etkileyici noktalarında biri de platonun olmasını sağlayan Wolfsburg Fabrikası. 1937 yılında Ferdinand Porsche'nin tasarladığı Volkswagen Beetle'ı üretmek için kurulan fabrika, Wolfsburg kentinin kurulmasını sağlamış.
1938 yılında kullanılmaya başlayan fabrikanın, İkinci Dünya Savaşı'na kadar faliyetleri bir süre durdurulmuş. 1945 yılında da İngilizlerin ön ayak olmasıyla tekrar seri üretime başlamış. 1955 yılında da 1 milyonuncu Beetle'ın doğuşuna tanık olurken, bu fabrikada toplam 11,9 milyon Beetle üretildi. Beetle, 1974'te yerini Golf 'e bıraktı.
Fabrikada şu an, Golf, Golf Sportsvan, Touran ve Tiguan üretiliyor. İçerisinde toplam 70 km yol bulunana fabrikayı,özel olarak hazırlanmış elektrikli bir araç ile gezdik. Adeta bir laboratuvar temizliğindeki fabrikada 57 bin 740 kişi çalışıyor. Sadece üretim kısmında ise 23 bin çalışan var. Üretimin yüzde 15'inin, toplam iş gücünün yüzde 40'ının kadın olması da bizi şaşırtan bir bilgiydi. Biz fabrikayı tanımak için turlarken, kadın çalışanlar forklift ile ya da montaj hattında karşımıza çıkıyordu. Kadın-erkek, genç-yaşlı demeden herkes otomobil üretiminde yer alıyor.
Şehrin oluşmasında da etkili olan fabrikada aileler nesiller boyu birlikte çalışmışlar. Çalışanlar arasında en çok yabacı ülke vatandaşı Tunus'tan. Onun ardından İtalya ve Türkiye yer alıyor.
Fabrikanın enerjisi için kurulan kömür ile çalışan elektrik santrali aynı zamanda Wolfsburg şehrinin de elektriğinin üçte ikisini karşılıyor. Enerjisinin yüzde 10'u da güneş enerjisinden elde ediliyor. Su yolları ve demir yollarıyla çevrili fabrikada 16 saniyede bir üretilen araçlar 150'den farklı ülkeye ihraç ediliyor.
2014 yılında 11,5 milyar Euro'luk yatırımla Ar-Ge'ye en fazla yatırım yapan markalardan olan VW'in yeni modelleri geliştirme çabasını yakından incelenebileceği, otomobil temalı park; Autostad bu büyüklükteki içeriğiyle benzersiz.
Yazı: Koray Kodal Wolfsburg/Almanya