SUV-Crossover sınıfının bugün olduğu kadar popüler olmadığı yıllarda, 1988'de yollara çıkan Vitara ailesi, dördüncü nesliyle Türkiye'de satılmaya başlandı. Artık çok daha fazla rakibin olduğu bir sınıfta yer alan Vitara, yeni yüzüyle modernlik konusunda eksikliğini tamamlamış gibi görünüyor. Çift renk karoser, multimedya sistemi gibi yeni donanımlarla günümüz beklentilerine hitap eden daha genç bir Vitara karşımızda.
TEST · SUZUKI VITARA 1.6 GLX AT
İlk Vitara'da köşeli hatlar kullanılırken ikinci nesilde yumuşak çizgilere yer verilmişti. Üçüncü nesilde tekrar keskin çizgilere geri dönülmüştü. En son nesilde de köşeli çizgilerle geleneklere uyulduğu görülüyor. Selefine göre daha ince ve uzun tasarlanan farlar Vitara'nın trendi yakalamasını sağlıyor. Donanımına göre krom kaplı olarak gelen ön panjur selefinden daha geniş ve ince bir tasarıma sahip. Ön tamponda daha küçük bir hava girişine yer açılırken tampon köşelerine, standart olarak sunulan LED gündüz farları yerleştirilmiş. Test aracımızın GLX donanımında sunulan LED farlar da Vitara'nın modern teknolojiye uyum sağladığını gösteriyor.
Profilden bakıldığında selefinin ana hatlarını görüyoruz. Suzuki'nin istridye kabuğu olarak adlandırdığı, motor kaputunun A sütunuyla buluştuğu noktada yer alan hava çıkışı görünümü yeni Vitara'da da kullanılıyor. Bu geleneksel tasarım öğesi sadece ikinci nesilde kullanılmadı. Bir diğer kült öğe de bagaj kapağı üstündeki yedek lastikti. Yeni nesilde bu lastik kaldırılmış. Ondan açılan alanda stopların selefindeki gibi dikey değil yatay konumlandırıldığını görüyoruz.
Otomobilin boyu 4175 mm, dingil mesfesi ise 2500 mm olarak açıklanıyor. Bu rakamları daha iyi anlamak adına 4159 mm uzunluk ve 2538 mm'lik dingil mesafeli Peugeot 2008'le karşılaştırmak mümkün. Küçük crossover sınıfında mücadele eden Vitara, genç bir müşteri kitlesine ulaşmak için modern donanımlara yer vermek zorundaydı. Bu yönde atılan en olumlu adım multimedya sistemi olmuş. Sınıfının en rahat kullanılan ve kapsamlı multimedya sistemlerinden biri Vitara'da bulunuyor.
İçeride ilk olarak dikkatimizi çeken 10,1 inçlik renkli dokunmatik ekran oluyor. Bu sistem GL+ ve GLX olarak satılan her iki donanım seviyesinde de standart olarak sunuluyor. Android tabanlı sistemin içerisinde navigasyon sistemi de bulunuyor. Kişselleştirmeye izin veren sisteme mobil cihazdan internet erişimi paylaştırılabiliyor.
Bu sistemdeki modernlik kabinin geneline yansımamış. Önceki nesilleri andıran sert plastik malzemenin bolca kullanılması, iri düğmeler, kokpit tasarımında modern hatlar yerine düz bir çizginin tercih edilmesi Vitara'nın rakiplerinden "eski" hissetirmesine yol açıyor.
Vitara, 1,6 litre atmosferik benzinli, 1,4 litre turbo benzinli ile 1,6 litre turbo dizel motorlarla üretiliyor. Fiyat listesine baktığımızda 99.700 TL'den başlayan 1.4 140 HP olan motorun sadece 4x4 ve otomatik şanzımanla geldiğini görüyoruz. 1.6 120 HP motor da manuel şanzıman ve 4x2 seçenekleri bulunuyor. Test aracımız ise 1.6 VVT 120 HP 4x4 otomatik kombinasyonuna sahip.3
Vitara ilk hızlanmada akıcı bir his sunarak yola başlıyor. Ancak düşük tork sebebiyle alt devirlerin canlı olduğunu söyleyemeyiz. Motor devri yükseldiğinde daha tatminkar bir hızlanma elde ediliyor. Test ölçümlerinin sonuçlarına baktığımızda fabrika verisine oldukça yakın bir sonuç olan 13,2 saniyelik 0-100 km/s hızlanma verisini görüyoruz. Bu değer Vitara'nın atak olamadığını gösterse de şehiriçi kullanımında makul olarak değerlendirilebilir.
Hızlanma verileriyle parlayamayan Vitara konu tüketime geldiğinde 7,0 lt/100 km ortalama test tüketimiyle makul seviyede kalabiliyor.
Sollamalarda daha çok ihtiyaç duyulabilecek ataklık için şanzımanın daha hızlı çalışıp uygun vitese geçmesi gerekiyor. 6 ileri vitesli otomatik şanzıman yeteri kadar hızlı olmak yerine daha sakin vites geçişleri sağlıyor. Bu gibi durumlarda manuel olarak direksiyon arkasından vites tercih etmek sürüş kalitesini arttırıyor.
Vitara rahat yönlendirilen bir direksiyona sahip. Boyutlarının fazla iri olmaması ve yumuşak direksiyon sistemi şehirde kullanımını kolaylaştırıyor. Süspansiyon sisteminde de benzer yumuşaklık tercih edilmiş. Darbe emişi başarılı. Yüksek karoser ve yumuşak süspansiyon, ağırlık transferlerinde salınımın artmasına yol açabiliyor.
Vitara'nın güvenliğini arttıran elektronik destekleri de var. Otomatik fren sistemi bulunan Vitara'da aynı radar sistemini kullanan adaptif hız sabitleme sistemi de bulunuyor. Bu da Vitara'nın modern yüzü.
Test aracımızdaki elektronik kontrollü 4x4 sistemi, lock, snow, sport ve auto modlarına sahip. Auto seçeneği ağırlıklı olarak yakıt ekonomisini gözetiyor ve sadece ön tekerlekler patinaja düşerse arka tekerleklere tork aktarıyor. Sport ise özellikle virajlı yollarda avantaj sağlamak adına torku arka tekerleklere iletme odaklı yönetiyor. Snow seçeneğinde ise kaygan yüzeyler için sistem daha hassas çalışıyor. SX-4'te de daha önce kullanılan Allgrip isimli sistem vites konsolundaki dairesel kumanda ile yönetiliyor. Ön tekerleklerde tutunma sorunu yaşandığı zamanlarda tork arkaya da aktarılmaya başlıyor. Lock seçeneğiyle istenirse de aktarma 60 km/s hıza kadar 50:50 oranında kilitlenebiliyor. Bu seçenekler sürüş tarzına ya da yol koşullarına göre sürücünün kendi tercihini yapmasına izin veriyor.
Eğim iniş sistemi de bulunan Vitara ile ağır arazi şartları olmadığı sürece engebeli yol koşulları ve gevşek zeminlerde ilerlemek mümkün. Tabii uygun lastiklerle.
Genel olarak değerlendirdiğimizde Vitara'nın epey ilerlediğini görüyoruz. Küçük boyutlar arkadaki yaşam ve yükleme alanlarından taviz verse de manevra ve park avantajı getiriyor. Elektronik donanımlar da Vitara'nın değerini arttırıyor.
Yazı: Koray Kodal Fotoğraflar: Ersan Sezer
