Arazi aracı ve SUV kavramının iç içe geçtiği yıllardayız. Land Rover Discovery, arazi aracı denildiğinde akla ilk gelenlerden biridir. Kısaca tarihine baktığımızda; 1989 yılında birinci nesli yollara çıkan Discovery, 1998 yılında ikinci neslini tanıttı. 2004'de üçüncü nesli yollara çıkmış, 2009'da dördüncü neslinin satışları başlamıştı. Bu dört neslin tasarım konusunda birçok ortak yönü vardı. Köşeli çizgiler, arkaya doğru basamak şeklinde yükselen belirgin tavan çizgisi gibi. İngiltere Solihull Fabrikası bantlarından inen beşinci nesilde ise tasarımcılar geleneklerden sıyrılmış.
İç mekan kalitesi çok başarılı. 8 ileri vitesli otomatik şanzıman dairesel kumanda ile yönetiliyor.
Köşeli çizgiler yerini daha sportif ve şık görünen akıcı hatlara bırakmış. Basamak şeklindeki tavan çizgisine gönderme yapan küçük bir kavis dikkat çekiyor. Geçmişe gönderme yapılan bir diğer detay da bagaj kapağı üstünde sola konumlandırılan plakalık. Birinci nesilde yedek lastiğin bagaj kapağı üstüne konumlandırılması sebebiyle plakalık solda yer bulabilmişti. Bu tasarım üçüncü ve dördüncü nesil Discovery'de de kullanılırken beşinci nesle de taşınmış.
Discovery, arazi aracından çok, Range Rover ailesi gibi takım elbiselerini giymiş bir beyefendi formuna bürünmüş. Otomobilin dışarısındaki modernlik kabin içerisinde de devam ediyor. Modern çizgiler, sade kumanda grupları, büyük multimedya ekranı, lüks döşeme ve kaplamalarla bu iç mekanın bir arazi aracına ait olduğunu söylemek zor. Malzeme ve işçilik kalitesi çok başarılı.
Elektrikli olarak katlanan arka koltuk sıraları sayesinde 2406 litrelik hacim ortaya çıkıyor.
Multimedya sisteminin 10 inçlik renkli ekranının çözünürlüğü gün ışığında bile rahat takip edilmesini sağlıyor. Dokunmatik ekranın tepki hızı çok iyi. Zengin içeriğiyle video ve müzik dosyalarını haricinde navigasyon sistemi de takip edilebiliyor. Otomobilin yol bigisayarı verileri ve arazi kullanımı hakkında kapsamlı bilgilerin olduğu bir menü de bu ekrandan izleniyor.
Eşyaları tutmak için elektrikli kontol edilen bir panel düşünülmüş.
Discovery 5, gerçek yedi koltuklu yaşam alanı sunan nadir otomobillerden. Üçüncü sıraya bile bir yetişkin rahatlıkla sığıyor. Ancak yüksek karoser ve dar arka kapılardan üçüncü sıraya ulaşmak çok kolay değil. İkinci ve üçüncü koltuk sıralarının sırtlıkları ve kafalıkları elektrikli olarak bagaj içindeki kumanda grubundan ya da akıllı telefon uygulamasıyla kontrol edilebiliyor.
İkinci koltuk sırası da öndeki kadar rahat.
Üç koltuk sırasında da ısıtma ve 12V güç çıkışları bulunuyor. Elektrikli bagaj kapağı açıldığında, kolay yükleme sağlamak ya da piknik yaparken koltuk görevi görmesi için tasarlanan uzatılmış bagaj zemini de ortaya çıkıyor. Bunu da bagaj içindeki düğme ile elektrikli olarak açmak mümkün. Bu kapağın 300 kg'lık taşıma kapasitesi var. Bagaja eşyaların rahat yüklenmesi için arka amortisörler ile yüksekliği 40 mm alçaltmak mümkün.
Discovery 5 şaşırtıcı derecede "şehirli" görünüp, öyle de hissettiriyor. Bunu şehiriçindeki rahat kullanımı, sorunsuz görüş açıları ve rahat yönlendirilmesiyle de güçlendiriyor. Şehir içinden çıkıp otoyola girdiğinizde de yüksek hızlardaki dinamizmi çok şaşırtıcı. Sanki beş metre uzunluğunda, neredeyse iki metre yükseliğinde bir SUV değil, kompakt bir otomobil. Virajları aşarken ya da ani şerit değişimlerinde de karoser salınımları olabildiğine kontrol altında. Tedirginlik oluşturacak bir durum yaşatmıyor. Net direksiyon sisteminin sürücüyle olan iletişimi çok iyi. Yumuşak süspansiyon sistemi konforu desteklediği kadar dinamizm eksikliği hissettirmiyor.
Üçüncü sıraya geçmek için elektrikli ayarlanır ikinci sıradaki kumanda kullanılıyor.
Bu kadar şehirli bir aracın arazide de yetenekli olacağı konusunda şüphelerimiz var. Vites konsolundaki kontrol ekipmanları arazi yeteneği konusunda ipuçlarıyla dolu. Arazi şanzıman özelliğine tek bir düğme ile ulaşılıyor. Terrain Response II sistemi de dairesel bir kumanda ile anlaşılır şekilde kullanılıyor. Havalı süspansiyon sayesinde 900 mm'lik derinliğinde su geçişleri mümkün. İstanbul'da test zamanımızda ciddi bir offroad testi yapmak mümkün olmadı.
Uzunlamasına yerleştirilen 2,0 litrelik Ingenium serisi turbo dizel motorlar 180 ve 240 HP güç seçenekelerine sahip.
Ancak bir sonraki sayımızda Lüksemburg'daki ciddi offroad parkuru tecrübemizi bulacaksınız. Küçük bir ipucu verelim; Discovery 5 asfaltta verdiği güvenden fazlasını arazide veriyor. İmkansız gibi görünen bir parkuru adeta kum havuzunda oynayan bir çocuk gibi rahatlıkla, güle oynaya aştık. Discovery 5, konfor özelliklerini geliştirirken offroad yeteneklerini de herkesin rahat kullanabileceği pratiklikle oldukça yukarıya taşımış.
Karoserde alumünyum kullanımının arttırılmasıyla selefine göre 480 kg'lık ağırlık avantajı elde edilmiş. Bu sayede motor kaputu altında 2,0 litrelik turbo dizel çok abes durmuyor. 2,0 litrelik turbo dizel motor ile daha önce Jaguar modellerinde de tanışmıştık. 240 HP'lik turbo dizel motor 1500 d/d'de 500 Nm'lik maksimum torka ulaşabiliyor.
Bagaj içindeki koltuk kumandası ya da mobil uygulama ile koltuklar yatırılıyor.
Hafifleyen karosere rağmen boş ağırlık 2184 kg olarak açıklanıyor. Bunun da etkisiyle hızlanma konusunda çok etkileyici test verileri elde edilemedi. 8,3 saniyelik 0-100 km/s fabrika verisi karşılığında test ölçümlerinde sonuç 9,4 saniye olarak kayda geçti. Ancak bu Discovery 5'in çok hantal olduğu anlamına gelmiyor. Genel olarak hızlanma karakteri yeterli hissettiriyor.
Opsiyonel olan havalı süspansiyon ile yerden 283 mm yükseklik sağlayan Discovery 5'in yaklaşma açısı 34, karın açısı 27,5 ve uzaklaşma açısı 30 derece.
Hızlanmada etkileyici olamasa da yakıt tüketiminde şaşırtıyor. 7,4 lt/100 km'lik ortalama test tüketimi ekonomik tanımlamasını hak ediyor. 8 ileri vitesli otomatik şanzımanın da bu konuda etkisi büyük. Hızlı vites geçişleri ve yerinde vites tercihleriyle makul hızlanma, ekonomik tüketim elde edilebiliyor.
Sonuç olarak Discovery 5, genel olarak önemli bir ilerleme kaydetmiş. MPV pratikliğinde, konforlu ve dinamik ihtiyaçlara cevap veren bir SUV, arazide de şaşırtıcı yetenekte bir araç olarak karşımıza çıktı.
Yazı: Koray Kodal
Fotoğraflar: Ersan Sezer