Infiniti de yeni bir marka yüzüne ve model serisi ismine sahip. Q modelleriyle yoluna devam eden Infiniti'nin orta sınıf sedan temsilcisi Q50 ile buluştuk.
TEST · INFİNİTİ Q50 2.0T AT
Sedan karoserli bir Infiniti ile en son buluşmamızda bagaj kapağı üstünde M harfi bulunuyordu. Şimdi ise Q50 adı altındaki orta sınıf sedan 4800 mm uzunluğu, 2850 mm dizgil mesafesiyle sınıfının standartlarına uyuyor. Birçok rakibinin aksine karoserinde fazlaca girinti ve çıkıntı bulunduran Q50, rakiplerinden daha sportif ve kaslı görünmeyi başarıyor. Test aracımız Sport donanımı sayesinde daha agresif görünen, geniş hava girişine sahip bir ön tampona sahip. Bu da onun standarttan 10 mm daha uzun olmasına neden olmuş.
Kabin içerisine geçtiğimizde lüks kavramını karşılayacak bir kokpit ile karşılaşıyoruz. Standart olarak sunulan deri döşeme kalite algısını arttırıyor. Ön koltuklarda ısıtma fonksiyonu da ihmal edilmemiş. Elektrikli ayarlanabilir direksiyon derinlik ve yükseklik ayarı Sport donanımıyla geliyor. Bu donanımla gelen bir diğer özel donanım Bose ses sistemi. Oldukça kaliteli ses çıkışı sağlayan sistem, Q50'nin değerini arttırıyor. Orta konsolda alt alta konumlandırılan 8 ve 7 inçlik iki adet LCD ekran bulunuyor. Çözünürlüğü ve arayüzü başarılı olan dokunmatik ekranlardan üsttekiyle navigasyon sistemi, alttakiyle müzik sistemi ve diğer araç içi ayarları kontrol ediliyor.
Sport donanımıyla gelen spor ön koltukların destekleri oldukça iyi. Arka koltuklarda da geniş bir yaşam alanı sunan Q50'de uzun boylular da rahat edebiliyor.
Motoru çalıştırıp yola çıkmaya hazırız. Vites konsolunda oldukça fazla yer kaplayan vites topuzuyla şanzımanı D konumuna alıyoruz. El frenini gözlerimiz arıyor ancak el freni değil, ayak ile konrol edilen bir park freni bulunuyor. Tıpkı Mercedes modellerinin bir kısmında olduğu gibi. Infiniti'nin Mercedes ile işbirliğinden Q30 testinde bahsetmiştik. Q50'de benzer bir işbirliği bulunuyor. Test aracımızın motor kaputu altındaki 2,0 litre 211 HP'lik turbo benzinli motor ve 7 ileri vitesli otomatik şanzıman da bu işbirliğinin bir ürünü. Turbo besleme ve 2,0 litrelik silindir hacmi sayesinde 350 Nm'lik maksimum torka ulaşabilen motor, bu torku 1250 d/d ile 3000 d/d arasında sürekli üretiyor. Alt devirlerlerden itibaren gelen yüksek tork, güçlü ve akıcı bir ivmelenme sağlıyor. İlk kalkış anında arkadan tekme atar gibi değil, tüm kütleyi adeta bir dört tekerlekten çekişli gibi akıcı bir şekilde ivmelendiren Q50, dönüşlerde ise arkadan itişli otomobil karakterine bürünüyor. Zaman zaman, aracın arkası beklediğimiz kadar stabil kalmadığı anlar oluyor. Bu da ani ağırlık transferleri, ani hızlanma ve direksiyon hareketlerinde zaman zaman tedirginlik yaşanmasına yol açabiliyor.
Normal şartlarda ise oldukça güvenli ve konforlu şekilde ilerlemeyi bilen Q50, başarılı ses yalıtımı sayesinde atak sürüş karakterini fazla ses yansıtmadan sergiliyor.
saniyelik 0-100 km/s hızlanma sağlayan Q50, premium sportif sedanlar arasında anılabilir. 7 ileri vitesli otomatik şanzıman yeteri kadar hızlı ve akıcı bir şekilde çalışarak hızlanma ve konfor konularında üstüne düşeni yerine getiriyor. Vites konsolunda yer alan "Drive Mode" düğmesi sayesinde sürüş tarzı da kişiselleştirilebiliyor. Spor konuma alındığında vites geçişleri hızlanıp motor daha tepkili bir hale bürünüyor. Direksiyon daha sportif ayara bürünürken motordan daha sportif tınılar kabini dolduruyor. Artık direksiyon arkasındaki magnezyum vites değiştirme kulakçıkları daha teşvik edici şekilde çalışıyor.
Sadece bu otomobil için geliştirilen şasinin bileşenleri, süspansiyon ve direksiyon sistemleri güvenliği elden bırakmadan konfor sağlamak üzere tasarlanmış. Yoldaki dalgalanmaları başarı bir şekilde karşılayan süspansiyon sistemi sert darbelerde de yeteri kadar sessiz.
Yumuşak direksiyon sistemi manevralarda bu boyuttaki bir otomobilin rahat yönlendirilmesini sağlarken, hız arttığında güven hissinden ödün vermiyor.
Q50'de BMW 3 Serisi'nin sportifliği, Mercedes C Serisi'nin konforu ve malzeme kalitesi örnek alınmış gibi hissediliyor. Zengin standart donanımıyla bu iki rakibinin önüne geçebilen Q50, rakipleriyle sürüş dinamikleri kıyaslandığında bir dengede oturduğunu söylemek zor.
Yakıt tüketimine baktığımızda 10,7 lt/100 km'lik ortalama test tüketimini görüyoruz. Her ne kadar fabrika verilerine göre 6,5 lt/100 km'lik ortalama tüketim iddiası olsa da test tüketim değeri şaşırtıcı olmadı. 211 HP'lik motorun performansı ve 1692 kilogramlık boş ağırlık da göz önünde bulundurulduğunda test tüketiminin kabul edilebilir seviyede olduğunu söyleyebiliriz.
Sürüş konforu kadar güvenliğine de önem verilmiş. Çarpışma uyarısı sistemi bir adım daha ileri taşınarak öndeki araca tehlikeli bir şekilde yaklaştığınızda gaz pedalı yaptığınız talepleri geciktiriyor. Bu sayede farkında olmadan tehlikeli bir şekilde hızlanmaya devam etmeniz önleniyor. Otomobilin içerisindeyken etrafın sürekli olarak tarandığı, kör noktalardaki araçlar konusunda uyarılıp, şerit takibini yapan sistemin de sürücüyü kolladığı bir ortamda olduğunuzu fark edince güven duygusu da iyice artıyor.
Sonuç olarak Q50, premium sınıf müşterilerinin beklentilerini karşılayabilecek güçlü bir otomobil. Performansı, konforu ve zengin donanımlarıyla premium rakipleri arasında iddialı bir konumda. Marka imajı olarak premium algısını oluşturmuş olan Infiniti, Q50'nin tanınırlığını arttırıp daha fazla kişiye ulaşabilir.
Yazı: Koray Kodal Fotoğraflar: Ersan Sezer
