otohaber_logo
Test Merkezi
Test - Honda VFR 1200 X Crosstourer
Honda’nın adventure model gamının en güçlü ve büyük modeli Crosstourer, belki tasarımıyla pek çekici değil ve niteliklerini göstermiyor ama kullandıkça keşfedilecek çok şey sunuyor.
Test - Honda VFR 1200 X Crosstourer

Honda'nın çoğunlukla ürün geliştirdiği sınıfta optimum nitelikler taşıyan modeller yarattığını düşünüyorum. Hiçbir zaman hiçbir açıdan çağa ayak uyduramadığı olmuyor; ya da çok nadir bu durumla karşı karşıya kalıyor. Crosstourer da bana kalırsa bu "vaka'nın" yaşandığı model. Çağa ayak uyduramıyor çok iddialı bir "iddia" olacak; o zaman konu başka yerlere gitmeden detaya girelim. Bunu aslında daha çok tasarım açısından söylemek istedim. VFR 1200 oldukça iyi bir motosiklet ama çok çekici değil maalesef...

Çanta taşıyıcısı standart olarak bulunuyor

Görsel açıdan artık bu sınıf ciddi bir rekabetin olduğu, markaların şıklık, çekicilik yarışına girip hünerlerini sergiledikleri bir sınıf. Ancak Crosstourer pek de özellikli gibi durmayan "düz" bir görüntüye sahip. Tabi bunu seven, sadelikten hoşlananlar da vardır elbette. Keza tasarım çok göreceli bir konu, ben fikrimi belirttim.

Gösterge biraz demode gözüküyor.

Boyutlarına bakınca aslında rakiplerinden daha derli toplu, hatta fit bir yapısı var. Bu şehir içinde, dar alanda kullanımda bir avantaj. Ancak bu avantajına 287 kg'lik ( manuel 277 kg) ağırlığıyla nispeten gölge düşürüyor. Gerçekten sürücünün görsel olarak ona hakim olma duygusunu kuvvetlendiren bir fiziği var ama ağır. Bu ağırlık elbette yavaş anlarda kendini gösteriyor. Trafikte veya yavaş manevralarda özellikle kafa bölgesi istenmeyen ağırlık taransferleri yaparak sizi rahatsız ediyor. Peki bu bir çileye mi dönüyor derseniz; "hayır dönmüyor" cevabını müsterih bir şekilde verebilirim. Ama ivmeyi alıp hareketlendiğiniz anda da o ağırlıktan eser kalmıyor. Son derece dinamik ve dengeli bir motor karakterine bürünüyor.

Motor bloğunun ve şanzımanın ağırlık merkezini aşağıya alması ağırlık konusunun tek pozitif yanı.

Virajlarda sınıfının en iyisi diyemem ama asgari standartı yakalıyor. Çok zevk alarak yatırmalara doyamadım mertebesi değil ama tatmin edici. Biraz aşırıya kaçarsanız viraj içinde burulmalar yaşıyor. Onu da ağırlık-şasi geometrisine veriyoruz... Sürüşten devam edelim: Ben çok memnun kaldım, oldukça konforlu, akıcı, rahat ve güçlü bir sürüşü var.

Yeni model yılında ön cam kademeli olarak ayarlanabiliyor.

Bunları oluşturan parametrelerden önce süspansiyondan bahsedelim. Yumuşak denebilecek bir yapıda kurgulanmış. Asfaltta uzun yol öncelik olarak düşünülmüş. Tabiri caizse biraz "yaylanıyor" ama güvenlik açısından tedirgin edecek bir aksiyona girmiyor. Bozuk yolları sürücüyü rahatsız etmeden, hatta rahat ettirerek geçiyor. Titreşim veya bir gerginlikten eser yok. Selesi de bir o kadar konforlu. Oturma pozisyonu da farklı uzunluktaki insanları tatmin edecek gibi. Ben 1,90 metre boyumla çok rahat ettim.

Süspansiyon manuel olarak ayarlanabiliyor.

Özellikler diz açılarım ve hakimiyet pozisyonu çok iyiydi. Ancak ayaklarınızı yere koyduğunuzda petler bacağınıza çarpıyor. Yeni model yılında ön cam faciasını düzelttiler ve ayarlı daha yüksek bir cam koydular. Kullandığım geçen yılın modelinde maalesef kısa, çok verimsiz bir cam vardı ve bu motosiklete yakışmıyordu. Elcik ısıtma opsiyonel bunu da belirtelim.

Motor 1237cc, 4 silindirli ve 127,5 HP güç üretiyor. Oldukça güçlü, 126 Nm maksimum torkunu 6500 devirde üretiyor. Aynı zamanda alt devirlerde de yüksek tork kabiliyetiyle gayet ataletli. 4 binlerde güç tam anlamıyla hissedilmeye başlıyor. Çok iyi hızlanan güçlü bir motosiklet ama gücü kontrolsüz bir şekilde ortaya koymuyor. Gayet rafine, dengeli, kısaca gücü "tatlı tatlı" veriyor. Bu da onun keyifli ve eğlenceli sürüş karakterinin oluşmasında önemli etken. Şanzıman Honda'nın rüştünü ispatladığı 3'üncü nesil DCT otomatik şanzıman. Müthiş hızlı ve zamanında değişimler yapıyor. Üç kademeli Sport seçeneğiyle nasıl bir davranış istiyorsanız onu yakalayabiliyorsunuz. Daha yumuşak, daha agresif gibi... D modunda biraz hızlı vites yükseltiyor, bu bana göre değil o nedenle hep S'de kullandım.

Tek tuşla vitese alıp S veya D modunu seçebiliyorsunuz.

Gerektiğinde sol taraftaki düğmelerle kendiniz de vites değişimine müdahale edebiliyorsunuz. Klasik bir manule vitesi aratmıyor diyebilirim. Ama bu tip bir tur motosikletini otomatik kullanmak garip gelebilir. Ki ilk bindiğinizde kısa bir süre farklı geliyor ama alışmak pek uzun sürmüyor. Şanzımanın işini çok iyi yapması ve sizin ayağınızda vites seçicisi yerine elinizdeki düğmeyle müdahale edebilmeniz istediğinizi size veriyor. Kalkışlarda gaz kolunda biraz daha hassas olmak gerek çünkü debriyaj olmadığı için ayarlama insiyatifi manuel kadar elinizde değil. Özetlersek güçlü motor ve şanzıman Crosstourer'ın takdire şayan yanlarının başında geliyor. Muadilleri gibi sürüş modları yok ama üç kademeli tork kontrol sistemiyle bir nevi bu ihtiyacı karşılıyor. Yakıt tüketimi maalesef az değil. Gazladığım zaman 11 lt'lere çıktı. Kontrollü sürüşte 7,5 lt gibi bir ortalama yakalayabildim. Bu arada standart egsoz sesi ve motor sesi birleşince çok güzel bir ton yakalıyor.

Standart egsoz sesi çok başarılı.

Frenler tatmin edici, sert ön frenlerde kafa daldırmak gibi işler yapmıyor. Fren performansı muhteşem diyerek özellikle vurguyu haketmese de iyi... Sonuç olarak VFR 1200 X kozmetik açıdan eksikleri olan, biraz ağır ama son derece keyifli bir sürüşe ve konfora sahip güzel bir optimum motosiklet. Bu arada rakipleriyle arasındaki fiyat avantajına da göz atmakta fayda var.

Yazı: Koray Muratoğlu

Fotoğraflar: Ersan Sezer

Diğer Haberler

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.