Gelecekte uçan otomobiller olmasını bekleyen 80'li yılların insanları, uçmaya yakın bir teknolojiyle, kanatlı otomobil i8'le tanışabilir! Şimdilik i8'in kanat şeklindeki kapıları uçmasını sağlamasa da tasarımıyla görenleri heyecandan uçurmaya yetiyor. Sıradışı tasarımıyla bakışları üstüne çeken i8, sadece tasarımdan ibaret olmadığını teknolojisini incelediğinizde ortaya koyuyor. Göründüğü kadar da performanslı olup olmadığını ise test ölçümleri bize gösterecek.
Karoserde dokunduğumuz hemen hemen her nokta farklı malzemelerden oluşuyor. Tavanda karbonfiberi açıkça görebiliyoruz. Kapı panelleri üstündeki plastik malzemeler de dikkatimizi çekti. Bu malzemelerin tercih edilme sebebi hafifl ik olduğu kadar da üretim maliyetlerini ve çevreye verilen zararı da azaltmak. BMW böbreğinin arkasında bir hava giriş yok. Önde, elektrikli motor var ve hava soğutması için motor kaputu üstündeki giriş yeterli.
Arkadaki içten yanmalı motor ise bagajda yer alıyor! Bu konuyu biraz sonra irdeleyeceğiz ama motorlardan geriye fazla bir yükleme alanı kalmadığını belirtelim. Buraya en azından spor çantanızın sığacağını duyunca sevinebilirsiniz.
BMW i8 2+2 kişilik bir spor otomobil. Yanlış anlaşılma olmaması açısında açıklama yapmamız gerekir; ön koltukların arkasındaki kısmı "arka koltuk" olarak tanımlayan mühendis yedi cücelerden biri olmalı. Arkada oturmak için kısa boylu olmanız yeterli değil. Öndeki koltuklarda oturanların da kısa boylu olması gerekiyor. Yine de ortaya çıkan yaşam alanı içerisinde yol almaya başarırsanız mutlaka bir yetenek yarışmasına katılın, kesinlikle kazanırsınız. Arkada birinin oturma ihtimalinden vazgeçip, koltukları geriye yasladıktan sonra ön koltuklarda ortaya çıkan yaşam alanı, baş ve diz mesafesi uzun boyuları bile memnun edecek cömertlikte.
Ön görüş açıları spor otomobil sınıfı içerisinde kıyaslandığında ise hiç fena değil. Arka görüş açıları ise zayıf. Ama manevralarda, otomobilin etrafını 360 derece görmenizi sağlayan kamera sisteminin başarısı ortaya çıkıyor. İç mekandaki işçilik kalitesi üst düzeyde. Malzemelerde ise krom, ahşap, parlak plastik malzemeler gibi gösterişli olanlar yerine hafif, geri dönüştürülmüş ya da dönüştürülebilen malzemeler tercih edilmiş. Bunu da gayet şık bir şekilde yapabilmek ayrı bir başarı.
Bir diğer büyük başarı da, bu sıradışı şasinin altındaki mekanik aksamda. Önde 96 kW, yani 131 HP gücünde bir elektrikli motor yer alıyor. Gücünü sadece ön tekerleklere ileten iki kademeli bir şanzımanı var. Arkada, 1,5 litrelik 3 silindirli benzinli motor yer alıyor. TwinPower turbo destekli motorun 231 HP güç ve 320 Nm maksimum torkunu ise arka tekerleklere 6 ileri otomatik şanzıman aktarıyor.
i8, önden çekişli, arkadan itişli ya da dört tekerlekten çekişli olarak ilerleyebiliyor. Spor modunda, gaz pedalına yüzde 50'den daha az oranda basıldığında i8 arkadan itişli hale geliyor. Pedala daha şiddetli basıldığında dört tekerlekten çekişle ilerliyor. Sadece önden çekişli olarak, elektrikli motor ile ilerlemek de mümkün. Bu durumda, maksimum 120 km/s hız ile 37 km'lik bir menzilde ilerlenebiliyor.
Testimiz sırasında 20 km olan şarj menzilimiz sürekli olarak güncellendi. Gaza çok fazla bastığımızda menzil bir anda 3-5 km'lere düşerken fren kullanımında ve spor modda kendini şarj eden i8'in menzili tekrar yükseliyordu.
Bataryalar boşaldığında otomobil içten yanmalı motoruyla aynı keyift e ilerliyor. İçten yanmalı motor elektrik hücrelerini sizin kullanım tarzınıza uygun şekilde şarj ediyor. Bataryaları prizden doldurmak istediğinizde ise i8'in plug-in hibrit olmasının avantajını kullanıp, 3 saatte şarj edebiliyorsunuz. Ama hızlı şarj sistemi olan ve BMW'nin kurulumunu yaptığı Wallbox sistemiyle 1 saatte de bataryalar doluyor. Toplam menzilin ise Eco Pro modunda 600 km olduğu belirtiliyor. Şehir içinde, yol bilgisayarı 10 lt/100 km'yi geçmezken, otoyol kullanımında, sabit hızda, 7,5 lt/100 km ile yol aldığımızı söyleyebiliriz. Bu kadar performans karşılığında ortaya çıkan bu tüketim verileri, otomobilin teknolojisinin ne kadar verimli olduğunun göstergesi. Performans demişken, yakıt tüketimi verilerini bir an için unutalım. Şarjımız tam olarak dolu. 0-100 km/s hızlanma parkurundayız. 362 HP'lik toplam sistem gücünün dört tekerleği çevirmesi etkileyici bir şekilde gerçekleşiyor. Ön tekerleklerdeki 250 Nm ve arka tekerlekterdeki 320 Nm'lik tork, otomobilin rampadan ateşlenen bir roket gibi doğrusal hızlanmasını sağlıyor. Tork, elektrik motoru sayesinde ilk çalışma anından itibaren etkisini gösterirken içten yanmalı motorun devri yükseldiğinde etkileyici bir noktaya ulaşıyor. Arkadan ya da önden kayma eğilimi neredeyse yok.
1,5 lt'lik benzinli motordan çıkan ses, BMW'nin sıralı 6 silindirli, benzinli motorlarını andırıyor. Beklenmedik seviyede sportif. Bizim 0-100 km/s test ölçümlerimiz, fabrika verilerisine göre 4,4 saniyelik 0-100 km/s verisine çok yakın olarak 4,6 saniye olarak kayda geçti. Yakıt tüketimi bu kadar ekonomik olabilen bir otomobilin bu kadar iyi hızlanabilmesi çok etkileyici. Üstelik test verilerinde neredeyse hiç görmediğimiz, 2,0 saniyenin altındaki 0-50 km/s verisi de bizi çok şaşırttı. i8'in hızlanırken gösterdiği istikrarı, üst üste yapılan fren ölçümlerinde de göstermesi önemli bir başarı. 36 metrelik 100-0 km/s fren sonuçları da i8'in hızlandığı kadar da iyi durabildiğini gösteriyor.
Markanın sportif karakterine uyumlu sürüş tecrübesi yaşatan i8'in net direksiyonu sürücüyü yormayacak kadar da konfor sunuyor. Direkiyonun geri bildirimleri çok başarılı. Düşük ağırlık merkezi ve başarılı süspansiyon sistemiyle i8 çok kontrollü bir spor otomobil. Otomobil ani güç patlamaları yaşatmazken sürücünün direksiyon ile mücadele etmesi gerekmiyor. Ani hızlanma ve yön değiştirme isteklerinde de i8, sürücünün bir parçası gibi hareket ediyor. Tekerlekler arasında güç dağılımı, sizin direksiyon açınıza ve hızınıza göre değişerek yol tutuş arttırılıyor.
Yazı: Koray Kodal
Fotoğraflar: Ersan Sezer
Genel olarak değerlendirdiğimizde i8'in, günlük olarak makul derecede konfor ile kullanılabilecek, etkileyici performans sunabilen ve çok ekonomik tüketim sağlayabilen bir otomobil olduğu sonucu ortaya çıkıyor.