Aston Martin için dört kapılı spor otomobilin adı Rapide S. Beş metreyi aşkın uzunluğunda devasa motor kaputu başrolde yer alıyor. Devasa krom ön ızgara da tasarımın gücünü arttırırken, arkasındaki orduya yetecek hava girişini sağlıyor. Bu ızgarasın arkasında 12 silindirden oluşan bir ordu saklı. Ön aksın arkasına yerleştirilen 6,0 litrelik V12 bu alana neredeyse ucu ucuna sığabilmiş gibi.
TEST · ASTON MARTIN RAPIDE S
Uzun, alçak ve kaslı karoser otomobilin etkileyici görünmesini sağlıyor. Motor kaputu üstündeki alüminyum ızgaralar sıcak hava tahliyesi için olduğu kadar sportifliğe de katkı sağlıyor. Otomobilin şasisinden karoserine kadar birçok noktasında alüminyuma yer verilmiş. Hem aerodinamik açıdan hem de tasarımı tamamlaması yönünden kapı kolları da karosere gizlenmiş. Dondurma çubuğu şeklindeki kapı kolları çekilip açıldığında dört kapı da yukarı doğru 12 derecelik açıyla açılıyor. Bu hem yer yakın karoser sebebiyle kapıların kaldırma sürtmesini önlüyor hem de çok havalı görünüyor.
Arkada kısa bir bagaj kapağı yer alıyor. Arka camla birlikte açılan bagaj kapağına "ördek kuyruğu" şekli verilip spoyler görevi yüklenmiş. Aston Martin'de ilk kez vakum sistemi bu bagaj kapağında bulunuyor.
Motor kaputundan arta kalan yerde de yeterli genişlikte yaşam ve yükleme alanları sunulabilmiş. Ön koltuklardaki oturma alanı beklendiği şekilde cömert. Arkada da uzun boyluların sığabileceği iki ayrı koltuk bulunuyor. Uzun süreli yolculuklar için ise arka koltukların konforu yeterli gelmeyebilir. İlginç olan ise bu tarz bir spor otomobil için geniş sayılabilecek bir yükleme alanı bulunması. Değişkenliğiyle de şaşırtan yükleme bölümü iki parçaya ayrılabildiği gibi arka koltuk sırtlıkları yatırılıp, kayak ya da golf çantaları gibi uzun eşyalar için bile alan yaratılabiliyor. Bu konu, böyle bir otomobil için kimleri ilendiriyor diye düşünebilirsiniz. Ancak Rapide S'in müşteri kitlesinin birçoğu, ailesi, çocuklarıyla spor otomobil keyfinden ödün vermek istemeyenler oluşturuyor.
Otomobilde üst düzey bir işçilik seviyesiyle karşılaşıyoruz. Tüm detaylar özenle işlenmiş. 2016'dan sonra mayjlı şekilde ithal edilen Rapide S'in orta konsolunda değişim hemen fark ediliyor. Yerini aldığı mat kaplama ve modası geçmiş düğme tasarımına göre, marka imajını destekleyen şık ve kaliteli görünen bir orta konsol kullanılmış.
Yenilenen, AMi III isimli multimedya sisteminin çözünürlüğü ve 6,5 inçlik ekran boyutu etkileyici olmaktan uzak. Ancak makyaj öncesine göre ara yüzü iyileştirilmiş. iOS ile de uyumlu olan sistemin içerisinde Garmin imzalı navigasyon donanımı da var. Bu ekrandan geri görüş kamerası haricinde, müzik sisteminin ayarları da takip edilirken, tork ve gücün anlık olarak izlenmesini sağlayan bir gösterge de bulunuyor. Yeni nesil multimedya sisteminin DB11 modeli ile birlikte Aston Martin markasında sunulmaya başlanacağını öğrendik.
Test aracımızda bulunmasa da Aston Martin Rapid S'te 2 bin Euro'luk kristal kaplı bir anahtar alınabiliyor. Kibrit kutusu büyüklüğündeki kristal ya da plastik anahtarlar (vale anahtarı) orta konolun merkezindeki yuvasına gizleniyor. Üstüne basıldığında da motor çalışıyor.
6,0 litrelik V12 müthiş bir gök gürültüsüyle uyanıyor. Rölantide bile hacmini ve gücünü hissettiren ses, hassas gaz pedalına basıldığında çığlık atar gibi yükseliyor. Atmosferik motorda 560 HP'lik güç ve 630 Nm'lik maksimum tork üst devirlerde üretiliyor. Üst devirlere ise göz açıp kapayıncaya kadar ulaşılıyor. Test verilerinde de, 4,4 saniyelik 0-100 km/s fabrika hızlanmasına yakın olan 4,8 saniye elde ederken zorlanmadık.
Birinci nesle göre yüzde 18 daha güçlü olan motorun yakıt ekonomisi de yüzde 10 iyileştirilmiş. 15,5 lt/100 km'lik ortalama test tüketimimiz de bu gelişmenin başarılı olduğunun bir göstergesi. 2012 yılındaki testte ortalama tüketim 17,5 lt/100 km olarak kayda geçmişti.
Ford ile ayrılığı sonrası üretim tesisini de ayıran Aston Martin motor üretimini Alamanya Köln'deki Aston Martin motor fabrikasında yapıyor. El işçiliğiyle üretilen otomobil ise İngiltere'de birleştiriliyor. Her bir otomobilin üstünde de otomobili birleştiren teknisyenin imzası bulunuyor. Test aracımızda imzası bulunan Barry Griffiths'in elleri dert görmesin! Otomobillerin testleri ise Nurburgring'teki test merkezinde yapılıyor.
Rapide S'de Touchtronik III ismi verilen, 8 ileri vitesli otomatik şanzıman sunuluyor. ZF imzalı ıslak kavramalı tork konvertörlü ünite 130 milisaniyelik vites değiştirme zamanı sunuyor. Arkaya konumlandırılan şanzımanın 7 ve 8'inci oranları daha düşük motor devrinde sürüşle yüksek hızlarda ekonomi sağlamak üzere tasarlanmış. Performans ihtiyaçlarında gaz pedalına daha fazla basıldığında şanzıman hızla vites küçültüyor. Orta konsoldaki Sport düğmesi de vites geçişlerinin daha hızlı olması istenildiğinde sürücüye tercih şansı tanıyor. Şanzımanın vites koluyla değil düğmelerle kontrol edilmesi, geçmişin bazı Amerikan otomobilerini hatırlatıyor. Orta konsolda yer alan, D, R, N, P düğmeleri, klima ya da müzik sistemi düğmesi gibi algılabilir. Manuel olarak vites değiştirmek de direksiyon arkasındaki kulakçıklarla mümkün.
Hızlanma performansı kadar fren performansı da iyi. 37 metrelik 100-0 km/s fren test sonucu başarılı. Bunda, önlerde 400 mm'lik disklerinin 6 pistonlu kaliperlerle sıkıştırılması etkili oluyor. Arkada 360 mm diskler 4 pistonlu kaliperlerle sunuluyor.
Direksiyon sistemi bu güç ve irilikte bir otomobilin rahat yönlendirilmesi için çalışıyor. Çok sert olmayan ayarlara rağmen yüksek hızlarda güven hissi azalmıyor. Yönlendirme isteklerine hızlı cevap veren direksiyonun geri bildirimleri de başarılı. Süspansiyon sisteminin de sertliği dengeli şekilde ayarlanmış. Sönümlemesi konforu desteklerken ağırlık transferlerinde "sıkılığından" ödün vermiyor. Standart olarak gelen adaptif süspansiyon sistemi, Normal, Sport ve Track seçenekleri sunuyor. Orta konsoldaki Sport düğmesiyle şanzımanda olduğu gibi süspansiyon sisteminde de çok net bir şekilde dinamizm arttırılabiliyor. Track modu ile Rapide S'in dört kapılı bir otomobil olduğunu unutuyorsunuz.
Rapide S, performans isteklerini cevapsız bırakmayan, günlük olarak yormadan kullanıma izin veren lüks bir spor otomobil.
Yazı: Koray Kodal Fotoğraflar: Ersan Sezer
