Elinizde iyi bir temel varsa işiniz kolaydır, özellikle de otomobil dünyasında. Otomobil için temel olan platform sorununu çözen markalar çok daha kolay yükselişe geçiyor. Bunun örnekleri yakın geçmişte yaşandı. PSA Grubu'nun bir üyesi olarak Peugeot da elinde sağlam bir temel olan markalar arasına girdi. EMP2 adı verilen modüler platformla ardı ardına yeni modeller sunmaya başlayan Fransız marka, 2016'da Avrupa'nın en büyük üçüncü pazarı olan SUV sınıfındaki üye sayısını artırmaya devam ediyor. 2016'nın sonlarında yeni 3008 ile kompakt SUV pazarına etkileyici bir giriş yapan Peugeot, bu sınıfın 7 koltuklularının mücadele ettiği kısmı boş bırakmak istemedi ve yeni 5008'i geliştirdi.
Temel olarak 3008'den geliştirilen ve parçalarının yüzde 70'i 3008 ile ortak olan 5008'in 2840 mm'lik aks mesafesi kardeşinden (2675 mm) 165 mm daha uzun. Modüler platform sayesinde ön ve arka kısma hiç dokunmadan arka koltukların alt kısmı değiştirilerek uzatılan aks mesafesi iç mekanda daha geniş bir alanın habercisi. Kompakt sınıf için çok uzun aks mesafesine karşılık 4641 mm'lik uzunluk kompakt sedanlar seviyesinde. Eski 5008'e göre 11 cm, 3008'den 19 cm uzun olan 5008, 7 kişilik kullanımda bile 780 litre bagaj hacmi sunabiliyor. İkinci sıradaki bağımsız koltuklar tek tek yatırılabilirken, üçüncü sıradaki iki koltuk sökülebiliyor ve her koltuk ekstra 39 litre bagaj alanı sağlıyor. Net olan şey, 5008'in iç mekanının boyutlarıyla kıyaslandığında hem oturma alanı hem de bagaj kullanımı açısından çok etkileyici olduğu.
iCockpit adını verdiği kokpit yapısının en gelişmiş halini 3008'le birlikte 5008'de sunan Peugeot, kalite konusunda da önemli aşama kaydetti. Teknoloji kokan iç mekanda gösterge tablosunun farklı renk ve grafiklere dönüştürülebilmesi, orta konsoldaki ekranın kullanışlılığı, orta konsoldaki şık düğmeler, Peugeot'nun hırsını ve çabasını gözler önüne seriyor.
5008'i kullanmak için Lizbon yolundayken en çok merak ettiğim husus, uzatılan platform nedeniyle özellikle arka süspansiyonun nasıl bir davranış sergileyeceği idi. Genelde bu tip operasyonlarda araçların arka kısmı biraz fazla yaylanma eğilimine girer ve virajlarda arkadan kayma eğilimi baş gösterir. En azından bu tip deneyimlerimiz oldu. 5008'i otoyol, devlet karayolu, bol virajlı dağ yolları ve 4 km kadar da bol çukurlu stabilize yolda kullandım. Süspansiyonun tok yapısını 3008'den zaten biliyordum ama arka kısmın bu kadar itaatkar olacağını düşünmemiştim. 5008, aynı 3008 gibi kendinden oldukça emin bir sürüş tecrübesi yaşattı. Darbe emişi gayet iyi düzeyde olan ve sessiz çalışan süspansiyon sistemine ek olarak kabin içinin sessizliği ve bozuk yolda bile çıtırtılar oluşmaması önemli artılardı.
Türkiye'ye Eylül ayında gelmesi beklenen 5008'in henüz kesinleşmese de 1.2 PureTech 130 HP ve 1.6 THP 165 HP'lik benzinli, 1.6 HDi 120 HP'lik dizel motorlarla ithal edilmesi gündemde. Test sürüşü organizasyonunda 1.6 HDi yer almadığı için EAT6 otomatik şanzımanlı 1.2 Pure- Tech ve 1.6 THP versiyonlarını kullandım. 1400 d/d'den itibaren 240 Nm tork üreten 1,6 litrelik turbo beslemeli motor 5008'in cüssesiyle rahatlıkla başa çıkıyor. Gaz pedalına cevapları yeterince hızlı ve sollamaları dert etmeniz gerekmiyor. 1,2 litrelik 3 silindirli motor ise 130 HP'lik gücü ve 230 Nm'lik maksimum torkuyla beklenenden büyük iş başarıyor. EAT6 şanzımanla çok iyi bir uyum yakalayan küçük makine, ilk 3 viteste doyurucu bir hızlanma sağlıyor. Yılın Motoru Ödülü sahibi PureTech, performansı önemsemeyen, sakin kullanım tarzına sahip ve ekonomiyi ön planda tutanlar için iyi bir alternatif olabilir.
Yazı: Halit Bolkan / Portekiz