Mazda, Ford ortaklığı bittiğinde tüm modellerini yenileme operasyonu başlatmıştı. Kodo adı verilen tasarım dili ve motorlardan süspansiyona kadar otomobilin tamamı için ortaya konulan Skyactiv teknolojileri ile satışa sunulan ilk model CX-5 olmuştu. 2012 yılında yollara çıkan CX-5, Mazda satışlarına ciddi katkı yaptı ve 2016 yılında toplam Mazda satışlarının yüzde 25'ini oluşturdu. İlk nesli 1,5 milyon adetten fazla satan CX-5'in ikinci nesli, bu başarıyı sürdürmek için gerekli yeniliklere sahip. Mazda tasarımcıları gittikçe daha cesur tasarımlara imza atıyor. Yeni CX-5'in burun tasarımı bunun en güzel örneği.
35 mm geri çekilen A sütunlarına karşılık motor kaputunun 10 cm ileri uzatılmasıyla daha sportif bir siluet ortaya çıkarken, içbükey ızgara, ızgaranın alt kısmındaki krom çıtanın kaputa dokunmadan incelen farları altına doğru devam etmesi ve bir kaidenin üzerinde ileri doğru çıkan Mazda amblemi, üç boyutlu bir görüntü oluşmasını sağlıyor. Arka tasarımda da sert hatlı stop lambaları ön planda. Yüksekliğin 35 mm azaltılmasıyla (1680 mm) daha sportif bir profil ortaya çıkıyor. Eskisinden 10 mm daha uzun olan yeni nesilde (4550 mm) aks mesafesi ise değişmemiş (2700 mm). Yani aslında platform yepyeni değil, geliştirilmiş. Yeni tasarım sayesinde rüzgar direnci yüzde 6 oranında düşürülmüş.
Mazda'nın 3, 6 ve CX-3 modellerinden tanıdığımız iç mekan tasarımı yeni CX-5'te geliştirilmiş haliyle karşımıza çıktı. Malzeme kalitesindeki artış çok belirgin. Orta konsolun üst kısmındaki 7 inçlik dokunmatik ve yansıma yapmayan ekran, bir Mazda modelinde ilk kez kullanılıyor. Vites konsolunun yükseltilmesiyle, otomatik şanzımanın vites kolu 60 mm, manuel şanzımanınki ise 40 mm yükselmiş. Böylece direksiyon seviyesine yaklaşan vites kollarını kullanmak kolaylaşmış. Koltukları yeniden tasarlanan CX-5'in arka koltuklarının sırtlık ayarı artık iki kademeli ve 28 dereceye kadar geriye yatabiliyor. Bir diğer önemli özellikse, önemli bilgileri ön cama yansıtan gerçek bir head-up display sisteminin en üst donanımda da olsa sunulmaya başlanması.
Gösterge tablosunun üst kısmında açılan şeffaf plastik ekrana bilgileri yansıtan head-up display de kullanılmaya devam ediyor. İlk kez sunulan bir diğer özellikse elektrikli bagaj kapağı. Bagaj hacminde de iyileşme var: 506 litre. Her ne kadar platform eski nesilden alınsa da gövdede yüzde 3 daha fazla kullanılan yüksek dayanımlı çelik ve sağlamlaştırılan bağlantı noktalarıyla CX-5'in burulma direnci yüzde 15 oranında artmış. Bu da virajlarda gövdenin direksiyon emirlerine cevap verme süresini azaltıyor; yani daha çevik hale geliyor. Ön ve arka süspansiyon ilk nesilden alınsa da amortisörlerin piston çaplarına kadar her detay yeniden ele alınmış.
Mazda mühendislerinin üzerinde en çok çalıştığı konulardan biriyse NVH (Noise, Vibration, Harshness) yani gürültü, titreşim ve sertlik. Yüksek frekanslı rüzgar ve lastik sesiyle düşük frekanslı yol sesleriyle titreşimlerin kabine daha az yansıması için, dinamik ön amortisörler, boru tipi stabilizatörler, darbe emici süspansiyon bağlantıları ve daha fazla izolasyon kullanılmış. Sonuçta, NVH değerlerinin VW Tiguan ile eşdeğer hale gelmiş. Yani hedef alınan model belli! Gelelim motor ve şanzımana. Türkiye'de 2,2 litrelik dizel motorun yüksek vergi diliminde olması işini en baştan çok zorlaştırıyor.
O yüzden 2,0 litrelik benzinli motora yoğunlaşıyoruz. Motor yönetim yazılımında yapılan değişiklikler dışında benzinli motorda yenilik yok. Manuel şanzımanlı versiyonda 165 HP, otomatik şanzımanlı versiyonda 160 HP güç üreten motor, düşük yakıt tüketimiyle biliniyor. Tork konvertörlü, 6 ileri vitesli Skyactiv- Drive otomatik şanzıman, benzerleri arasındaki en iyi örneklerden biri olmaya devam ediyor. Sportif sürüş moduyla daha yüksek motor devirlerini kullanmak ve vites değiştirme hızını artırmak mümkün.
i-Activ adı verilen 4 tekerlekten çekiş siteminin aktarma bağlantılarında kullanılan rulmanlar sayesinde sürtünme direnci yüzde 30 oranında düşerken, gerçek hayat yakıt tüketimi yüzde 2 oranında azalma sağlanmış. Ön tekerlekler patinaja başlamadan torkun yüzde 1'den yüzde 50'ye kadar, ihtiyaç duyulan kadarını arka aksa yollayabilen sistem, bu kararı alırken 27 farklı sensörden gelen bilgileri değerlendiriyor.
Elektronik destek sistemleri de geliştirilen CX-5'in aktif hız sabitleme sistemi artık durkalk fonksiyonuna da sahip. Şerit takip sistemi, sürücü yorgunluk uyarısı gibi sistemler,rakipleriyle aradaki farkı kapatıyor. Gelelim ilk sürüş izlenimine. Ön üretim CX-5'lerle ilk tanışmamızda canlı bir organizma gibi görünen burun tasarımından etkilendiğimi söylemeliyim. Dış boyutlar gibi iç mekanda da önemli bir alan farkı yok. Baş ve diz mesafeleri bu sınıfa gayet uygun.
Skyactiv-G 2.0 motorlu otomatik şanzımanlı ve 4 tekerlekten çekişli CX-5'te ilk dikkatimi çeken sessiz iç mekan oldu. Mazda mühendislerinin çalışması boşuna değilmiş. Direksiyon sistemi düz gidişte eskisine göre daha stabil hissettiriyor. Ancak şerit takip sisteminin direksiyona yaptığı müdahaleler bana biraz fazla geldi. Daha şerit çizgisine yaklaştığınızda sistem direksiyona tork uygulamaya başlıyor, şerit çizgisine basıldığında sürücü direksiyon simidinde titreşimle uyarılıyor.
Süspansiyon sistemi son derece sessiz ve kendinden emin şekilde yol bozukluklarını emiyor. Virajlarda da gövde hareketleri sınırlı kalıyor. Çok virajlı bir dağ yolunda Mazda'nın G-Vectoring teknolojisini ve 4 tekerlekten çekiş sisteminin yeteneklerini deneme şansım oldu. Gaz pedalı açısı ve direksiyon açısını izleyen G-Vectoring, gaza basılarak girilen virajlarda ön tekerleklerin yere daha tutunması için ağırlık transferi oluşturacak şekilde beslemeyi azaltan sistem, direksiyon açısı sabitlendiğinde beslemeyi eski haline getirerek ağırlığın arkaya transferini ve böylece stabiliteyi artırıyor. Sistem düz gidişlerde de direksiyonda küçük düzeltmeler gerektiren gövde hareketlerini de belirli bir düzeye kadar kontrol altına alabiliyor. 4 tekerlekten çekiş sisteminin hızlı reaksiyonları da buna eklenince, CX-5 virajları yüzünün akıyla geçebiliyor. Fren sisteminin dozlaması ve direksiyonun sertliği iyi ayarlanmış.
Yeni Mazda CX-5, Temmuz ayında Türkiye'de de satışa sunulacak. Tabii ki ön planda yine 2,0 litre benzinli ve otomatik şanzımanlı versiyon olacak.
Yazı: Halit Bokan/Siena-İtalya