otohaber_logo
Haberler
Söyleşi. Türkiye Gibi Gelişen Pazarlarda Hedef Büyümek
Peugeot’nun Pazarlama ve İletişim Direktörü Xavier Peugeot, “200 yıldır üretim yapan bir markayız. Geleceği oluşturmak için stratejilerimizi yeniden belirledik. Güney Amerika, Çin, Hindistan, Rusya ve Türkiye gibi gelişmekte olan pazarlarda büyüme hedefim
Söyleşi. Türkiye Gibi Gelişen Pazarlarda Hedef Büyümek

Peugeot soyadını taşımak nasıl bir duygu?

İşin gerçeği sürekli olarak düşündüğüm bir konu değil. Ama sanıldığından daha fazla sorumluluk gerektiriyor.

Peugeot'nun Avrupa'daki konumundan memnun musunuz? Yeni tasarım anlayışıyla beraber aynı kitleye seslendiğinizi düşünüyor musunuz?

Biz Peugeot üretim felsefesinden farklı bir noktada değiliz. 200 yıldır üretim yapan bir markayız. Geleceği oluşturmak için stratejilerimizi yeniden belirledik. Avrupa dışındaki ülkelerde büyüme hedefi miz var. Hindistan'a ağırlık verdik. Ancak bu büyümeye rağmen otomobillerimizin konseptlerinde dramatik değişimler olmayacak. Sadece olduğundan daha iyi otomobiller sunmayı planlıyoruz.

Markanın çevreci otomobillerdeki geleceği nasıl olacak?

Tüm otomotiv sektörü için çevreci kaygılar oldukça üst seviyede. Çevreyi daha az kirleten otomobiller üretmek için çabamızı görüyorsunuz. Bu noktada üç farklı unsur dikkat çekiyor. Bir: Elektrikli araç üretimi. İki: Mikro-hibridler. Üç: Dizel hibridler. Biz Peugeot olarak üç ürünü de sunuyoruz. Hem de bugün. Üstelik Avrupa ölçeğinde öncü bir konumdayız. Dünyanın ilk dizel hibrid otomobilinin lansmanını Frankfurt'ta yapıyoruz. Hibrid otomobillerin yakın gelecekte toplam Avrupa pazarının yüzde 15'ini oluşturacağına inanıyorum.

Gelişmekte olan ülkelerdeki otomobil pazarı markaların ağzını sulandırırken Türkiye'ye olan bakışınız nedir? Türkiye'nin büyüme potansiyelini kısa süreli mi görüyorsunuz yoksa uzun vadeli mi?

Stratejik olarak Türkiye önemli bir pozisyonda. Bu yüzden ciddiye aldığımız bir pazar. Önemli modellerimizle büyüyeceğimiz pazarların başında geliyor. 508 ve RCZ gibi modellerle yeni bir başlangıç yaptık ve gerisi de gelecek.

Peugeot Türkiye'de bundan on yıl önce çok daha fazla bir pazar payına sahipti. Yine yükselişte ama sizce hangi modelin eksikliğini yaşıyorsunuz?

Mevcut modellerimizin çok daha görünür olması için çalışıyoruz. Öte yandan daha fazla sedan tipinde araç sunmak üzere çalışmalarımız devam ediyor.

Mesela Çin pazarında 408 adında bir modeliniz var ve Türkiye pazarına çok uygun gözüküyor. Bu aracı ithal etmeyi düşünmüyor musunuz?

Lanse ettiğimiz en son modellerimizi zaman kaybetmeden Türkiye pazarına da sunuyoruz. Özellikle 508 ile ihtiyaçları çok iyi karşılayan bir araca sahibiz. 408, Çin pazarı için çok uygun bir otomobilken Fransa için zor bir ürün.

408 gibi bir modeli sormamın nedeni, belki de böyle bir aracı bizim bölgemizde üretebilme ihtimaliniz olması. Malum, Partner'i Karsan'a, Bipper'i de Tofaş'a ürettiriyorsunuz.Bu şekilde üretim ortaklığı yapmak daha mı avantajlı? Neden yeni bir modeli daha Türkiye'de ya da komşumuz İran'da üretmeyesiniz?

Avantaj konusunda durumu incelemek önemli, koşullar değişkenlik gösterebiliyor. Bazen işbirlikleri çerçevesinden farklı fabrikalarda üretim daha avantajlı olabiliyor.

Volkswagen gibi markalar Kuzey Amerika'da daha etkin olarak dünyanın en büyük otomobil üreticisi olmayı hedefl erken neden Fransız firmaları bu bölgede yer almıyorlar?

90'lı yılların başında bu pazardan çekildik. Hala Amerikalıların aklında pozitif bir imajımız var. Dünyanın her noktasında olmaktan ziyade, biz bulunduğumuz pazarlarda pazar payımızı yükseltmeyi hedefl iyoruz. Bu bir stratejidir. Biz daha çok gelişmekte olan pazarlarda olacağız. Güney Amerika, Çin, Hindistan, Rusya ve Türkiye gibi.

Yazı: Birkan Demir Çalışkan

Diğer Haberler