Otomobil videoları çekmeye ne zaman başladınız?
Dün gibi hatırlıyorum; 2007 senesinin ağustos ayındaydık. O zamanlar gerçek bir otomobil tutkunuydum. Bütün dünyam, sadece otomobillerden ibaretti. Haliyle o zamanlar, modifiye akımında yer alan gençlerden bir tanesiydim. Gereğinden fazla otomobil sosyal portalında geziniyordum. Ben, biraz da fotoğraftan ötesini görmek istemiştim. Dünya üzerinde daha önce defalarca yapılmış ve Türkiye'de denenmemiş bir şey yapmak, sanırım benim en büyük hayallerimden bir tanesiydi. Bir arkadaşım, bana bu hayalimi gerçekleştirebileceğim yola ilk adımımı atmam için güzel bir proje teklif etmişti. Düşünmeden kabul etmiştim. İlk ve tek olabilecek bir iş yapacağımızı biliyorduk. Korkuyorduk, ama ya rezil olacaktık ya da başarılı olacaktık.
İlk kameranız neydi?
Bana, hayatımda sahip olduğum ilk kamerayı babam almıştı; tek CCD'ye sahip, minimum bütçeli Canon MV900. Bunu yüreklilikle söylüyorum, o seneler piyasada bulunan en kötü kameralardan bir tanesiydi.
İlk hangi otomobili çektiniz?
2005 model, Subaru Impreza WRX idi. Gerçekten kaliteli bir otomobildi. Elimde, kameradan başka hiçbir imkan yoktu. İnanır mısınız, market alışveriş arabasından steadycam yaratmıştık. Ne bir kurgu/montaj programı biliyordum, ne de kamera kullanmayı. Her şeyi o an yarattım. Sanki birisi, bana yol gösterdi. Sadece sosyal portallarda yayınladığımız video klibi, 1 hafta içerisinde 3.200 kişi izlemişti. Kısacası; başardık.
"Otomobiller" mi yoksa "Yönetmenlik" mi bu mesleği yapmanıza neden oldu?
Hani bazen duyarız ya; "Bizim çocuk büyüyünce doktor olacak" diye. Benimkisi öyle bir şey değildi. Ben ömrümde; sirk cambazı ve savaş uçağı pilotu olmak istediğimi hatırlıyorum. Onu da çocukken söylermişim, annem hatırlatır. Sadece otomobillere farklı bir şeyler hissediyordum. Bir araç olarak değil de, bir amaç olarak görüyordum. Üniversite öğrencisiydim ve radyo-tv-sinema bölümünde okuyordum. Ne yazık ki başarılı bir öğrenci değildim. Okulda da, sevilen popüler çocuklardan biri olamadım. Aksine, okulunu sevmeyen, okula gitmek istemeyen ve dersi hep kaynatmak isteyen yaramaz bir çocuktum. Ama şunu da unutmamak gerek; mezun olduğum için bu mevkiideyim.
En fazla ilham aldığınız programlar hangisi? Bunların arasında Türkiye'de yapılan işler var mı?
Benim ilham kaynağım TV programları değil; ünlü olmayan ve kendilerini sadece internet üzerinden duyurmaya çalışan yaratıcı ekipler. Tanıdığım herkes, "Top Gear" ve "Fifth Gear" adındaki TV programlarını bilir. Bu yazıyı okuyan herkes, bir kez bile olsun bu programlardan birisini illa ki izlemiştir. Bence bu iki TV programı artık can sıkmaya başladı. İnsanlar yenilik görmek istiyorlar. Bunu artık başarabildiklerini düşünmüyorum. Dünya üzerinde, bu işlerden daha kaliteli işler çıkartabilecek ve daha iyisini başarabilecek yaratıcı ekipler var. Türkiye'de şimdiye kadar yapılmış başarılı projelere rastladım. Bu işe başlamadığım ve bilgili olmadığım zamanlarda TV'de izlemiş olduğum; Speed (Gökhan Mumcu) ve Sinyal (Özgün Kardeşler) iyiydi. Fakat benim için en önemlisi ve en anlam ifade eden internet projesi "AutoKinder by KKYMN" idi.
Türkiye'de çekilen otomobil programlarını nasıl buluyorsunuz?
Eksiklerinin olduğunu düşünüyorum. 5-6 sene önceki otomobil programları da aynıydı, şimdikiler de. En önemli konu; yayın saati. Otomobil programlarının yayın günleri ve saatleri, otomobile ilgisi olan insanların izleyebilecekleri zamanlardan oluşmuyor. Eğer ki; haftanın 6 günü, günde 8-12 saat arası çalışıyorsanız, pazar sabahı ya uyumak istersiniz ya da gezmek. Bu yüzden; otomobil programlarını TV üzerinden değil, sadece internet üzerinden takip edebiliyorum. Eğer bütün hafta çalışıp yorulmama rağmen, pazar günü evimde oturup otomobil programı seyretmek istiyorsam, adrenalin ve heyecandan da öte, özgün ve yaratıcı bir otomobil programı görmek isterim. Bir otomobilin, program ya da klip içerisinde insanlar gibi konuşmasına, uçmasına ve mucizeler yaratmasına gerek yok. Kükreyerek ve kendine olan özgüvenini göstererek beni selamlasın, gösterisini yapsın. Yapsın ki; bende ağzım açık bir şekilde; "Hakikaten yapmışlar" diyeyim.
Ama televizyonlardaki ekipler sınırlar imkanlarla, 1-2 saatte otomobil programları çekiyorlar. Bir de tek işleri bu değil. Bunları da göz önünde bulunduruyor musunuz?
İmkandan kastınız eğer teknik ekipman ve ekip ise, ben buna katılmıyorum. 2010 senesinde, "Piston" adında bir TV programı yapmıştık. "Show Max" adında, "Show TV" bünyesinde barınan ve sadece Digitürk'ten izlenebilen bir TV kanalında yayınlanıyorduk. Programın formatını 3 arkadaş yaratmıştık. Kamera, ses, yönetmen, color-correction ve kurgu gibi konuları kendi imkanlarımla, tek başıma yapıyordum. Editöryel ve koordinesel kısımları da diğer ekip arkadaşlarım yapıyordu. Çekim sırasında kullandığımız ekipmanlar ise; tripod, kablosuz yaka mikrofonu, kablolu el mikrofonu ve HD kamera. Bundan daha kısıtlı bir imkanın olabileceğini sanmıyorum. Ama şunu da unutamam; Oytun Öztümer ve Buğra Yıldırım olmasaydı, Piston sadece akıllarda, motorda bulunan bir parçaymış gibi kalacaktı. 1-2 saatte çekilen ya da çekilebileceği düşünülen otomobil programları eğer gerçekten var ise, emeklerine saygısızlık yapacaklarını düşünüyorum.
Şu anda en fazla çekmek istediğiniz otomobil hangisi?
Otomobil markalarının yakın zamanlarda çıkartmış olduğu bütün konsept otomobilleri çekmek isterdim. Otomobil tasarımcılarına saygı duyuyorum. Nasıl ki; yarattıkları tasarımlara bakıp kendileriyle gururlanıyorlarsa, bende konsept otomobilleri, başarılı bir ekip ve yeterli teknik ekipmanlarla çekersem aynı duyguyu tadabilirim. Çünkü, tasarımcı tarafından yaratılmış bir konsept otomobilin doğuş hikayesini anlatabileceğimi düşünüyorum.
Otomobil tarihinden en fazla çekmek istediğiniz otomobil hangisi?
İki tane var. Biri BMW M1 diğeri de Lancia Delta Integrale. Başarılı modeller olduklarını düşünüyorum. Sanırım BMW M1'de, yaşlı bir nesnenin ya da objenin doğuşuna doğru olan yolculuk psikolojisini seyirciye yansıtırdım. Lancia Delta Integrale'yi de, çok özel ve dünyaya sadece bir kez gelecek olan bir hayat gibi farklılaştırırdım.
Şu işi ben yapsaydım dediğiniz bir program veya film var mı?
Hiç bir zaman bunu düşünmedim. Bana göre her projenin formatını kendi ekibi yaratır ve geliştirir. Benim sistemim biraz daha farklı. Otomobil içerikli, müzik ve efektlerle harmanlanmış video klibi senaryolaştırarak bir otomobil programı haline getiriyorum. Ben daha çok; "Bu işi daha iyi yapabiliriz" demeyi seviyorum. Aslında, senaryosu hazır ve pilot bölümü çekilmiş bir sinema film projem var. Kendimi, tam anlamıyla her konuda geliştirdiğimi düşündüğüm bir zamanda bu işi denemek istiyorum.
Bireysel müşterilere de otomobil klibi çekiyor musunuz? Mesela; ben kendi otomobilim için bir klip siparişi verebilir miyim?
Bu, sektöre girmeden önce yaptığım işlerden bir tanesiydi. Minimum değerdeki bütçelere göre, otomobil kullanıcılarına otomobil içerikli video klipler yaratıyordum. Zaten şu bir gerçek ki; kendimi zamanla bu şekilde geliştirdim. Hatta, ekipmanlarımın bir çoğunu bu noktadan kazandığım bütçelerle aldım. Teklifler hala geliyor. Fakat şu sıralar çok özel bir teklif olmadığı sürece değerlendiremiyorum. Zaten, şu an Mobility Channel'da yönetmen olarak çalışıyorum. Dilediğim kadar otomobil programı ve otomobil içerikli video klipler çekebiliyorum. Çünkü yanımda, bu kanalın başarısı için çalışan dinamik ve yaratıcı bir ekip var.
Otomotiv firmaları sizinle ilgileniyor mu?
İlgilendiklerini sanmıyorum. Tanıdıklarını bile düşünmüyorum. Bana destek ve yardımcı olan çok az medya kuruluşu ve birey var. Her zaman kendi imkanlarımla bir şeyler yapmaya çalışmışımdır. Yaptığım projeleri, şimdiye kadar internet üzerinde 25 milyonun üzerinde insana izletmeyi başardım. Belki ilerleyen zamanlarda güzel teklifler gelebilir ya da bana bu konuda bir şans verebilirler. Bende onlara, neler yapabileceğimi gösterme fırsatına erişirim.
Otomobili filme alırken en fazla neye dikkat etmek gerek? Bu işin püf noktaları nelerdir?
Her şeyden önce; yaratıcı olmak. Kendi yarattığınız bir otomobil klibinde, başrol sadece otomobil olmalı. Onu asla ikinci plana itmek gibi bir hata yapmayın. Detayları önemseyin ve o otomobili farklı kılacak olan noktaları belirleyin. Mekan seçiminizi ve senaryonuzu otomobile göre tasarlayın. Her şey, olduğu kadar doğal ve bir otomobil tutkununun beklentisi kadar net olmalı. Kimsenin anlam veremeyeceği bir film yaratırsanız, emeklerinizi boşa harcamışsınız demektir. İzleyicilerin ve sizden bu konuda daha tecrübeli olan insanların söylediklerine kulak verin. Eleştiriler, kendinizi geliştirmeniz için attığınız ilk adımlardan bir tanesi olacaktır. Bütçenizin ne olduğunun bir önemi yok. Bu işi gerçekten yapmak istiyorsanız, imkansızlıklara boyun eğmeyin. Önemli olan, yapacağınız filmin görüntü kalitesi değil, yaratacağınız farktır. Ve asla unutmayın; eğer kimsenin yapamayacağı bir işi yapmak için çabalarsanız, akıllarından çıkmayacak bir an yaşatacaksınız demektir.
Yazı: Birkan Demir Çalışkan
Yazı: Birkan Demir Çalışkan