otohaber_logo
Haberler
Şakir Şenkalaycı
Motokros disiplininde kesintisiz 13 yıldır Türkiye Birinciliğini elinde tutan Şakir Şenkalaycı’ya bu başarının sırrını sorduk.
Şakir Şenkalaycı

Ailenizde motor sporculuğu gelenek gibi, eğer bu dalda hayatınızı sürdürmeyi seçmeseydiniz ne yapmak isterdiniz ?

Benim başka bir meslek ve spor dalını seçmem pek mümkün değildi sanırım. Doğduğum gün annem hastaneye dedemin yandan sepetli motosikletiyle yetiştirilmiş. Yani motosiklet üzerinde doğdum denebilir. Dede, baba, ben ve 11 yaşındaki kardeşim Emircan.. Bayrak yarışı devam ediyor. Geleneğimiz motosiklet olmasaydı sanırım yine herhangi bir spor disiplini ile ilgilenip onun üzerine kariyerimi yapardım.

Profosyonel olmak isteyen bir motor tutkunu bu işe nerden başlar, neler yapmalı?

Profesyonel sporcu olmak bir yaşam biçimidir. Bunun için öncelikle hedef belirlemek gerekir. Günlük değil uzun vadeli planlarınızın olması lazım. Yaşam tarzınızı hedefleriniz belirler. Uyku düzeniziden tutun da yeme içme tercihlerinize kadar herşeyi hedefinize göre planlamalısınız. Daha sonrasında ise iyi bir eğitim, en az bir dil konuşabilmek ve bol bol antrenman.

Ben bu işe başladığımda önümüzde dünya statüsünde başarılı abilerimiz yoktu, bu nedenle ben 'Team Türk' adında bir oluşuma imza attım ve bizleri pistlerde görüp motor sporlarına ilgi duyan genç arkadaşlarıma profesyonel destek vermeye başladım. 7 ile 17 yaş arası genç yeteneklere kendi tecrübe ve teknik bilgilerimi aktararak yurt içi ve dışındaki yarışlara hazırlıyorum. Bu ekip içinden yarışa hazır olan gençleri kendi takımım olan ECI Racing Team bünyesinde almak ve başarıları sonuçlar aldığını görmek beni çok mutlu ediyor.

Sayısız başarıya imza attığınızı biliyoruz, devamlı başarının sırrı nedir?

Dediğim gibi sporcunun bir hedefi olmalı ve bu hedef doğrultusunda hareket etmeli. Ben hayatımı motor sporları üzerine kurdum. Çalışmalarım, antrenmanlarım, teknik donanımım, gelişen teknoloji ve yenilikleri takip etmem ve en önemlisi ilk motosiklete bindiğim gün ki heyecanı bugünde aynı şekilde hissediyor olmam... Tüm bunlar birleşince başarı bir şekilde geliyor ve ödülünüzü alıyorsunuz.

En son Katar Rallisine katıldınız, nasıl bir duyguydu?

Son yıllarda özellikle Türkiye Motosiklet Federasyonu Başkanı Sayın Bekir Yunus Uçar olmak üzere bir çok kişinin bana olan güveni ve sonsuz desteği ile ülkemizi yurt dışındaki büyük ralli ve yarışlarda temsil ediyorum. Geçtiğimiz yıl ilk kez Dakar Rallisi'ne katıldım ardından 2011-2012 sezonunda FIM Cross Country World Championship'de yarışıyorum. Mart ve Nisan aylarında Abu Dabi ve Katar'daki ayaklara katıldım. Sırada İtalya ve Mısır ayakları var. Yurt dışında dünyaca ünlü sporcularla zaman geçirmek, deneyimlerin paylaşılması, farklı iklim ve topografyalarla tanışmak bana çok büyük heyecan veriyor. İnsanların ilgisi ise inanılmaz! Dakar'da sizi binlerce kişi 400 km boyunca izliyor. Düşünsenize İstanbul'dan Ankara'ya kadar tüm yolun size bayrak sallayan, tezahürat yapan insanla dolu olduğunu.. Gerçekten inanılmaz bir deneyim.

Katar'da sıkıntı çektiniz mi, ne tür zorluklar yaşadınız?

Kendi adıma yaşadığım tek sıkıntı iklim ve topoğrafya oldu. Çölde 40 derece sıcaklıkta kum tepeleri ile boğuşuyorsunuz. Motorun sıcağı da eklenince çok büyük sıvı kayıpları yaşanıyor. Tabi biz buna göre bir beslenme programına tabi tutuluyoruz. Ancak yine de bu çok zorlayıcı bir faktör. Yarış sırasında en ufak bir dikkatsizlikle gazı kestiğinizde motosikletiniz kuma gömülüyor ve hareket etmek neredeyse imkansızlaşıyor. Benim bu sezon ki hedefim istikrarlı ve defansif sürüşle tüm yarışlarda finish çizgisini görmek.

Türkiye'de yurtdışındaki yarışlara katılabilmek için ne yapmak gerekli, yeterli desteği bulabiliyor musunuz?

Türkiye'de motor sporlarına ilgi gün geçtikçe artıyor. TMF ve Sayın Bekir Yunus Uçar'ın özverili çalışmaları ve desteği ile şuan dünya statüsünde sporcular yetişiyor ve yurt dışında ülkemizi temsil ediyor. Tabi sadece federasyon desteği ile gerek yurt içinde gerekse yurt dışında istikrarlı olabilmek her sporcu için mümkün olmuyor. Bu nedenle motor sporlarına destek veren sponsorlar firmaların önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Sponsorlar bizlere destek olmaya devam ettikçe yurt içinde ve dışında çok daha iyi yerlere geleceğimize inanıyorum.

Katar'dan sonra İtalya ve Mısır rallilerine katılacaksınız. Nasıl hazırlanıyorsunuz, beklentileriniz neler?

Dediğim gibi benim tüm yaşam programımım spor kariyerim üzerine odaklı. Fitness ve pist antremanları haftanın beş gününü dolduruyor. Arta kalan zamanımda katılacağım yarışın pist özellikleri, rakiplerimin durumu hakkında bilgi alarak stratejimi oluşturuyorum. 2011-2012 sezonunda yurt dışı yarışlarında defansif ve istikrarlı sürüş ile tüm yarışları kazasız ve iyi bir dereceyle tamamlamak en büyük hedefim.

Balkan Supermoto ve Red Bull Last Man Standing yarışlarında yarışan tek Türk sporcusunuz. Nasıl başardınız?

Bu yarışlara katılmak-başarı elde edebilmek için neler yapmak gerekir? 1989 yılında ilk kez motorsiklete bindiğim günden bu yana çalışma azmim ve heyecanım hiç eksilmedi. Bu doğrultuda yaptığım düzenli çalışmalar başarıyı yani 34 Türkiye Şampiyonluğu ve sayısız ödülü beraberinde getirdi. Bana sonsuz güvenen başta ailem, TMF, sponsorlarım, dostlarım ve motor sporları camiasının desteği var oldukça daha fazla başarıya imza atacağıma inanıyorum.

Freestyle gösteriler de yapıyorsunuz. Bu gösterileri nasıl hazırlıyorsunuz, gösterilere ne gibi tepkiler geliyor?

Freestyle gösteriler insanların büyük beğenisini topluyor. Aslında ben pistte, gösterilerde yaptığım hareketlerden daha fazlasını yapıyorum. Gösterilerde yaptığım hareketlerin hemen hemen hepsini pistte görmeniz mümkün. Ancak motor sporlarına olan ilgiyi arttırmak, genç arkadaşlarımızın bu spora yönelmesinde bu tarz gösterilerin önemi büyük. Benim gösterimi izledikten sonra bu spora başlayan iki öğrencim var. 2 yıl önce başlamalarına rağmen şuan Türkiye 2.si olarak sezona devam ediyorlar. İnsanların içindeki gizli kalmış yetenek ve isteği ortaya çıkarmak, onlara "ben de bu hareketleri yapmalıyım" dedirtebiliyorsam ne mutlu bana.

Bugüne kadar toplam kaç gösteri yaptınız ve kaç resmi yarışa katıldınız?

İnanın buna cevap vermek çok zor. Dediğim gibi ben motor sporları dünyasının içine doğdum ve sayısız yarışa, organizasyona katıldım. Tam sayı veremiyorum ancak çalışma odamın 2 duvarı baştan aşağı katıldığım yarışlarda aldığım kupa ve ödüllerle dolu.

Motorcu kimliğinizin dışında eğitmen kimliğiniz de var. Eğitmenlik işine nasıl başladınız?

Motor sporları Türkiye'de gelişmekte olan bir dal ve tecrübeli isimlerin egolarında sıyrılıp yeni sporculara deneyimlerini aktarması çok önemli. Bizler zamanında yanımızda ailemiz ve bir kaç abinin dışında kimseyi göremedik. Tırnaklarımızla bu günlere geldik. Destek bulamamanın, tecrübesizliğin acısını en iyi bilenlerdenim. Şu bir gerçek 'ağaç yaşken eğilir' , ülkemizde verilen eğitimler oldukça yeterli ancak önemli olan iyi bir eğitim aldıktan sonra öğrendiklerimizi pratik yapmamız gerekmekte. Benim kurmuş olduğum 'Team Türk' adındaki yapılanmamın tek amacı motorsporlarına yeni isimler kazandırmak. 7-17 yaş arasında değişen motorsporlarına meraklı çocuklara hem eğitim hem de yarış tecrübesi kazandırmayı amaçlıyorum.

Çocuklar spora nasıl başlıyorlar, önce ne yapmak gerekli?

Öncelikle aileler bu sporu sevmeli, toplumdaki önyargılar yapılan iyi işler ve siz değerli basın mensuplarının desteği ile yıkılmalı. Futbol ne kadar tehlikeli ise bizim yaptığımız sporda o kadar tehlikeli hatta belki de daha az tehlikeli. Teknoloji hızla ilerliyor; koruyucu giysilerimiz, teknik donanımımız vs. en üst seviyede. Bunun bilinciyle bir genç konsantrasyonunu sevdiği spora yönlendirince gerisi geliyor. En başta yapmaları gereken tecrübeli bir eğitmenden gerekli teknik ve ahlaki eğitimi almak. Ardından çok sıkı bir çalışma temposuna girip pist tecrübesi elde etmeleri ve bu istikrarı sürdürmeleri gerekiyor. Ben gönüllü olarak, hiç bir beklentiye girmeden tüm genç arkadaşlarıma destek olmaya çalışıyorum. İsteyen herkes bana http://www.facebook.com/S.Senkalayci adresinden ulaşabilir. Elimden gelen desteği vermeye hazırım.

Yeni başlayanlar için eğitimin içeriği nedir, nereden başlayıp, neler öğretiyorsunuz?

İlk başta motosikletin ne olduğunu, çalışma prensibini ve temel sürüş tekniklerini öğretiyoruz. Ardından pist çeşitleri ve her branşın (motokros, supermoto, enduro, drag) teknik özellikleri ve sürüş tekniklerine geçerek ileri sürüş teknikleri safhalarını tamamlıyoruz. Bu süreç içerisinde arkadaşlarımız yurt içi yarışlara katılarak yarış deneyimini de yerinde yani pistte yaşıyor. Bunların yanında en önemli olan eğitimlerden biride sporcu psikolojisi! Bizim sporumuzda kişi egolarını törpülemiş olmalı. Hırs, heyecan, rekabet olmazsa olmaz ancak bu kişinin kendine, kariyerine ve aynı pistte ter döken diğer arkadaşlarına zarar verecek boyutta olmamalı.

Kardeşiniz Emircan Şenkalaycı' da küçük yaşına rağmen birçok galibiyete sahip ilerde size rakip olur mu ?

Emircan zeki ve yetenekli bir öğrenci, 4 yıl önce ilk kez motosiklet üzerine binmesine rağmen son 3 yıl Türkiye Şampiyonu oldu. Adımlarını doğru atıyor, yaşı ve tecrübesi ilerledikçe çok daha başarılı olacağına eminim. O da bunun farkında ve kendine hedef olarak beni geçmeyi seçti. Hırsı ve azmini, yetenek ve zekasıyla da birleştirince beni geçeceğini düşünüyorum ki bu beni gerçekten çok mutlu eder.

Türkiye galibiyetleriyle yetinmeyip dünyaya açıldınız ve Türkiye'yi oldukça iyi temsil ediyorsunuz. Peki motorsporlarında en büyük hedefiniz nedir?

Çok büyük hedeflerim var; bu hedeflere ulaşmam için de günlük konulardan uzaklaşıp sadece kariyerime konsantre olmak istiyorum. Sporcu yaptığı işi ne olursa olsun profesyonelce düşünüp belli hedefler çerçevesinde yapmalı. Bunu yaparken de kariyer planından tutunda, imajına, eğitimine, diline, kriz yönetimine kadar herşeyi çok iyi planlamalı. Ben spor kariyerime odaklanmak için diğer çalışmaların hepsini Sports People Turkey isimli profesyonel bir ajansa bıraktım. Ben her yarış öncesi, start noktasında heyecanlanıyorum. Bu heyecan beni başarıya götürüyor. Bir sporcunun heyecanı bittiği anda kariyeri de biter. Yarış anında yorulsa da, kaslarının yandığını hissetse de finish'i gördüğündeki hazzı hiçbir şeye değişmez. Bu nedenle de benim en büyük hedefim kariyerim süresince bu heyecan ve başarının verdiği hazzı artırmak. Fiziksel durumum ve sağlığım el verdiği ölçüde pistlerde olabilmek benim için en büyük hedefimdir.

Diğer Haberler

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.