Otomobil tarihine gömülmüş yüzlerce hatta binlerce markadan biri olan Talbot, Earl of Schrewsbury tarafından kurularak 1903 yılında otomobil üretimine başladı. Birinci Dünya Savaşı'na kadar 2 ve 6 silindirli modeller üreten Talbot, savaş sonrası Sunbeam ve Darracq markalarıyla birleşerek STD Motors çatısı altında üretime devam etti. Bu birliktelik, STD Motors'un 1935'te iflas etmesiyle sona ererken bu tarih Talbot için dönüm noktasıydı ve şirket Antonio Lago tarafından devralındı. Böylece şirketin adı artık Talbot- Lago olmuştu.
Şirketi komple yeniden revize eden Antonio Lago, en performanslı otomobillerin geliştirilmesi çalışmalarına başladı. İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşanan ekonomik krize rağmen Talbot-Lago modelleri ortaya çıktı. Aerodinamik olarak tasarlanan karoser, adeta bir sürü elips ve dairenin bir araya gelerek çizilmesinden oluşur gibi dururken bu tasarımı tamamyan şişkin çamurluklar, oval panjur ve ikili camlarla, farlar, stoplarla dönemin premium otomobilleri sıfatına uyuyordu. Tamamen el işçiliğiyle üretilen araçlarda, ufak tefek farklılıklar olsa da, genel özelliklerde, karoserde ve motorda benzerlikler vardı. Talbot- Lago, bu modellerden ilki olan ve coupe tasarımıyla dikkat çeken 23 CV Special'ı 1936 yılında üretmeye başladı. T23' de 4.0 lt'lik sıra tipi motor görev yaparken, hafif gövdesi sayesinde 160 km/s maksimum hıza ulaşıyordu. T23 ile birlikte üretilen T26 ise Delahaye ve Delage'den daha pahalı oluşuyla dikkat çekerken otomobilin fiyatı neredeyse Bugatti'ye yaklaşıyordu. T26 markanın çıkışını sağlayan model oldu. T26'da 170 HP'lik bir motor görev yaparken 4 ileri manuel şanzıman sayesinde 170 km/s'ye kolayca ulaşabiliyordu. 4 kapılı sedan olarak da üretilen T26'nın cabriosu seçeneklere eklenirken, coupesi ise geriye doğru açılan kapılarıyla dikkat çekiyordu. Özellikle coupe, oldukça etkileyici bir tasarıma sahipti ve isteyen müşteriler bu aracı 195 HP'lik güçlendirilmiş motorla da satın alabiliyorlardı.
Lüks ve konforuyla öne çıkan Talbot T150 ise biraz daha performanslı bir model olurken, özellikle küçük nikelajlı parçalarıyla dikkat çekiyordu ve adeta koşmaya hazırlanan bir sporcuyu hatırlatan bir görünüm sunuyordu. 1950'lerde Le Mans 24 saat yarışlarına 4.5 lt'lik yeni 6 silindirli motorla katılan Talbot- Lago'lar burada istedikleri başarıları elde edemezlerken bu pahalı organizasyonlar marka açısından ekonomik sıkıntılara neden oldu. Artık şirket 1948'den itibaren daha küçük modeller üretmeye başlarken Amerika pazarı da göz önüne alınarak Maserati ve BMW motorlu yeni modeller bantlardan indirilmeye başlandı. Talbot-Lago, Simca ile 1958'de yeni ortaklı yaptı, ama Lago, artık yoktu Talbot olarak üretimine devam etti. Talbot, 1992'ye kadar uzanan 89 yıllık üretim serüveninde başta Chrysler Grubu'nun markaları olmak üzere çeşitli üreticilerle ortaklık yaparken son olarak 1992 yılında Peugeot çatısı altında üretimini bitirmişti. Yaklaşık 3 yıl önce Talbot markası, adıyla yeniden üretilme planları gündeme gelse de sonuç çıkmadı.