İkinci Dünya Savaşı'nın bitmesinin ardından ülkeler yeniden toparlanmak üzere yapılanırken devletlerin sanayi kalkınma planlarında otomobil sektörü de yoğun çalışmalarına yeniden başladı. Buna paralel olarak Austin, uzmanlaştığı küçük otomobil üretiminde A40 ve A90 modellerini pazara sunduktan sonra Amerika pazarında daha aktif olmak için A90 Atlantic modelini geliştirdi. Dick Burzi tarafından tasarlanan bu modelin üretimine 1949 yılında Birmingham'da başlandı. A90 Atlantic, diğer İngiliz cabriolarından oldukça farklıydı. Yuvarlak ve akıcı hatları, nikelajları, büyük bagajı, krom çitalarıyla ve karosere gizlenen arka tekerlekleriyle Amerikan görünümlü bir İngiliz'di. Zaten Tucker ve Studebaker'da olduğu gibi motor kaputunun önünün ortasında bulunan tek far, Amerikan otomobillerine benzerliği destekliyordu. Konforlu iç mekanı, elektrikli açılıp kapanan camları, tentesi ve diğer ekipmanlarıyla zengin bir görünüm sunan bu otomobil, Amerika pazarında sunduğu 89 HP gücündeki 2.7 lt'lik 4 silindirli motoruyla 145 km/s'ye ulaşıyordu. Avrupa pazarında ise 2.7 lt'ye ek olarak 2.2 lt'lik 68 HP gücünde 4 silindirli baz motor vardı ve aracın maksimum hızı ise 128 km/s idi. Kumaş tavanı ise oldukça pratik gibi görünse de farklı rengiyle aracın görüntüsünü tamamlıyordu. A90 Atlantic, Cadillac Eldorado, Ford Thunderbird ve Oldsmobile 442 gibi devasal V8'lerin içinde 4.5 metrelik boyuyla ilginç bir cabrioydu. Ancak A90 Atlantic'te bulunan 2.300 Dolarlık fiyat etiketi Amerikalılar için yüksek geliyordu. Çünkü 3.000 Dolara bir Amerikan cabriosu satın alınabiliyordu. Fiyat arttığındaysa prestijli bir Amerikan sahibi olmak mümkündü. Zaten yedek parça ve servis hizmetleri de göz önüne alındığında A 90 Atlantic, Amerikalılar için pek ekonomik bir model olmadı ve sadece sempatikti. Diğer tarafta Amerika'da otomobil kiralama şirketleri de giderek yaygınlaştığı için satın almak yerine cabriolar kiralanabiliyordu. Tüm bu etkenler göz önüne alındığında A90 Atlantic Amerikalılar için cazip değildi. Zaten otomobiller de yavaş yavaş paslanmaya başladığı için yedek parça ihtiyacı ortaya çıktı. Pahalı fiyatı ve korozyon bu otomobilin sonunu hızlandırdı ve 1952 yılında üretimi bitti. Üretilen A90 Atlantic'lerin bazıları ise diğerleri için yedek parça olarak kullanılmaya başladı. Sonuçta A90 Atlantic, Atlantik Okyanusu'nu geçti ama fazla bir ömrü olmadan caddelere veda etti. Aslında karoser yapıyla biraz daha sağlam bir model olsaydı tasarım ve donanım özellikleri sayesinde bugün açık arttırmalarda gözde modeller arasında yer alırdı. Oysa bugün Amerika ve Avrupa'da orijinal bir A90 Atlantic'e rastlamak oldukça zor.
Yazı: Baturhan Boyacılar
Tentesinin açılıp kapanması göz önüne alındığında bazı cabrio otomobillerle uğraşmak zordur. A90 Atlantic'te,zor bir cabrio idi ve korozyon sorunu bu araç için sabırlı olmayı gerektiriyordu.
A90 Atlantic, arkadan itişliydi ve o dönemde yaygın olarak kullanılan OHV'li ve karbüratörlü motor vardı.