O tomotiv sektöründe son zamanlarda adeta SUV rüzgarları esiyor. Bunu, otohaber MMP testlerinden de kolaylıkla anlamak mümkün. Test sayfalarımız adeta SUV ve SUV rolü oynayan crossover modellerin işgali altında. Dergimizin yüksek otomobillerle renklendiği haftalarda trafiği yukarıdan izlemek bizim için adeta bir alışkanlık haline geldi. Sanırım bu durum önümüzdeki günlerde de devam edecek. Çünkü SUV sınıfındaki yeniliklerin ardı arkası kesilmiyor. Test sayfalarımıza konuk olan tüm bu otomobillerin kendine göre iddialı oldukları noktalar var. Yüksek rakamlara satılan bazı modeller konfor konusunda rakip tanımazken, kimileri de düşük tüketim ve uygun fiyat gibi üstünlükleriyle ön plana çıkıyor. SAV, yani sportif aktivite aracı tanımının yaratıcısı BMW X5'in ikinci neslinin iddiasıysa çok daha farklı: Sürüş keyfi ve çeviklik.
Sanırım üreticiler için bir modeli tamamen yenilemek artık eskisi kadar kolay değil. Hele ki bu otomobil başarılı satış rakamlarına ulaşmışsa; tasarımcılar ve mühendisler artık çok daha fazla mesai harcamak zorunda kalıyor. Mesela MINI Cooper'ı ele alalım. Bu karizmatik ufaklığın beklenenin ötesinde ilgi görmesi eşsiz siluetini yeni neslinde de korumasını sağladı. Aynı şeyi yeni X5 için de söyleyebiliriz. Boyutları, kıvrımları ve bakışları tamamen farklı olsa da, otomobille hiç alakası olmayanlar bile onun bir BMW X5 olduğunu kolaylıkla anlayabilir. Logo ve model isimlerini sökseniz bile! Ön bölümünde yeni BMW yüzünü taşıyan ve artık daha agresif bakışlara sahip olan X5'in gövdesinde önceki nesildeki yumuşak çizgiler yerine X3'teki gibi daha sert kıvrımlar yer alıyor. Ancak asıl değişiklik boyutlarda gerçekleştirilmiş. Selefine göre boyu 189 mm, genişliği 63 mm ve yüksekliği de 51 mm arttırılan otomobilin dingil mesafesinde de 113 mm'lik bir fazlalık söz konusu. Üçüncü koltuk sırası bulunmaması X5'in rakipleri karşısındaki en büyük eksikliklerinden biriydi. Artan boyutlar sayesinde artık X5 de 7 kişilik kullanımlara imkan tanıyor. Ancak opsiyonel olarak sunulan üçüncü koltuk sırası BMW'nin bu konuya yeterince önem vermediğini gösteriyor. Çünkü bagaj zeminine gizli iki adet koltuğu ortaya çıkarmak için, ulaşması biraz güç mandallarla küçük çaplı bir savaş vermek gerekiyor. Ayrıca bu bölüm yetişkinler için oldukça dar ve ulaşması da bir o kadar zahmetli. Bu iki koltuğun tam ortasındaki bardaklıklar ve havalandırma ızgaralarıysa iyi düşünülmüş birer ayrıntı. Bizce bu otomobilin en rahat yeri sırtlık eğimi ayarlanabilen ikinci koltuk sırası. İleri-geri hareket ettirilebilen ikinci sıra, en geri konumdayken çok iyi bir diz mesafesi sunuyor. Ayrıca bu bölümde yer alan okuma lambaları da oldukça yararlı. Ancak ampullerin açıkta olması şaşırtıcı. Çünkü X5 gibi her ayrıntısında kalite kokan bir otomobilde böyle bir görüntü eğreti duruyor. X5'in boyutlarındaki artış en çok bagaj bölümünde hissediliyor. Önceki nesilde 465 litre olan bagaj artık 620 litrelik yükleme alanı sunuyor.
Yeni X5'in genişleyen iç mekanı alıştığımız BMW kalitesi ve herhangi bir olumsuz yoruma mahal vermeyecek bir işçilikle şekillenmiş. Tasarımı yenilenerek daha modern bir görünüme bürünen ön konsolsa kullanışlı ve oldukça ergonomik. Bu bölümdeki kumanda sayısının az olması, diğer pek çok pahalı SUV'da yaşadığımız kafa karışıklığına mahal vermiyor. Bizi zorlayan tek kontrol, ön koltuklar arasında yer alan ve etkili bir kullanım için alışkanlık gerektiren iDrive kumandasıydı. Ön konsoldaki ekranda yer alan menülere müdahale eden iDrive kumandasıyla havalandırma, müzik sistemi, iletişim ve yol bilgisayarıyla ilgili pek çok ayarı yapmak mümkün. Bu kumandanın hemen çaprazında tasarım harikası bir vites kolu bulunuyor. 6 kademeli otomatik şanzımanı kontrol eden ve küçük hareketlerle istediğiniz vitesi seçmenize yardımcı olan elektronik kontrollü bu kol müthiş bir ergonomiye sahip. Ayrıca vites değişimlerindeki sertliği de tam olması gerektiği gibi.
Yeni X5 ülkemizde iki farklı motor seçeneğiyle satılıyor. 4.4 litrelik bir V8 benzinli ve 3.0 litrelik bir turbo dizel. Güç ve tork verileri önceki nesilde görev yapan 3.0 litrelik dizele göre iyileştirilen ünite 235 HP güç üreterek 520 Nm maksimum tork üretiyor. Yaptığımız ölçümlerde 2180 kg'lik otomobili 0'dan 100 km/s'lik hıza 8.48 sn'de ulaştıran motor, ara hızlanmalarda da oldukça etkili. Ayrıca elde ettiğimiz 9.2 lt/100 km'lik ortalama tüketim değeri de performansa göre çok başarılı. Alt devirlerdeki cansızlığı geride bırakıp orta devirlere ulaştığında egzozlardan sportif tınılar yayılmasını sağlayan motorun şanzımanla uyumu da çok başarılı.
BMW X5'in en büyük iddiası sürüş özelliklerinde. Ne de olsa o bir BMW ve sürüş keyfi her mavi-beyaz amblemli gibi onun da en büyük sorumluluğu. Yeni X5 bu konuda BMW'nin yüzünü kara çıkarmıyor ve yüksek gövdesine rağmen sınıfın en iyi yol tutan otomobillerinden biri oluyor. Bunda çift salıncaklı ön ve çok kollu arka süspansiyonun yanı sıra xDrive olarak adlandırılan dört tekerlekten çekiş sisteminin de büyük bir payı bulunuyor. Normal şartlarda gücü ön ve arka aks arasında 40:60 oranında dağıtan sistem, zemine ve tekerleklerin tutunma duruma bağlı olarak hızlı ve keskin tepkiler vererek ön-arka ve sağsol tekerlekler arasında değişken güç dağılımı sağlıyor. Elektronik olarak kontrol edilen çok plakalı kavrama sayesinde motor gücünü en iyi tutunan tekerleğe yönlendiren xDrive, önden veya arkadan kayma gibi tehlikeli durumları engellemede aktif rol üstleniyor. DTC düğmesine basarak stabilite ve çekiş kontrol sistemleri kapatıldığında dahi dengeli bir karakter sergileyen X5, yüksek karoserinden beklenmeyecek bir viraj kabiliyeti sunuyor. xDrive ayrıca X5'in hafif arazi şartlarındaki mobilitesinde de başrolü üstleniyor. Yeni X5'te aktif direksiyon olarak adlandırılan yeni bir opsiyon sunuluyor. BMW tarafından geliştirilen bu sistem, hıza bağlı olarak ön tekerleklerin tutunma açılarını değiştiriyor. Düşük hızlarda ağır ve yönlendirme hassasiyeti zayıf olan direksiyon sistemi, yüksek hızlarda ve ani manevralardaysa çok net tepkiler veriyor. Bu yeni direksiyon sistemine alışmaksa biraz zaman alıyor. Otomobilin fren performansı da kesinlikle çok başarılı. Yaptığımız ölçümlerde elde ettiğimiz 37.7 metrelik 100-0 km/s fren mesafesi 2 tonun üzerindeki bir otomobil için dikkat çekici nitelikte. Peki ya konfor? Ondan bir Mercedes ML ya da Volkswagen Touareg kadar konforlu olmasını bekleyemeyiz. Bozuk zeminlerde iç mekanında bir miktar sarsıntı yaratan otomobil yine de bu konuda çoğu rakibinden daha iyi olsa da, önceliğinin konfor olmadığı çok açık.
Yazı: Bahadır Bektaş