Opel GT'nin geliştirilmesi GM içerisindeki kıtalararası işbirliğinin başlıca örneklerinden biri. Bu durum, firmanın portföyünü kompakt, arkadan itişli ve sportif otomobil mimarisini global olarak genişletme kararından kaynaklandı. Bu fikrin gerçekleştirilmesi yönündeki ilk adım 2002'deki Solstice konsept otomobiliyle bundan bir yıl sonra Coventry (İngiltere)'deki GM İleri Tasarım Stüdyosu'nda yaratılan Vauxhall VX Lightning konsept otomobili oldu. VX'ten güçlü bir biçimde esinlenilen Opel GT, Rüsselsheim'daki GM Avrupa Tasarım Stüdyoları'nda Opel'in bugünkü tasarım diline uyarlandı. Geçen yüzyılın 90'lı yıllarında Opel halkın da kullanacağı arkadan itişli sportif özellikleri olan Calibra'yı piyasaya sunmuştu. Bunun daha güçlü turbo versiyonu pek de fiyatta halka uygun olmasa da epeyce hızlı. Dolayısıyla hızlı sürücüler için zaten ilk tercih olur, nitekim dört tekerlekten çekişli otomobil gücünü gerekli olan yere gönderiyor, arka çekişe.
Yeni GT modeli ile Opel yine Calibra Turbo gibi ateşli bir araç yarattı. Gerçi dört çekiş burada kullanılmıyor, ön tekerler sadece yön vermede kullanılıyor, ama 245'lik tekerler ile güç istenilen şekilde aktarılabiliyor.
GT'de Calibra ile karşılaştırıldığında yeteri kadar güç mevcut, 2 litre hacimli Calibra 204 HP ile 280 Nm maksimum torka ulaşırken, Amerika'da üretilen direkt enjeksiyonlu turbo motorda 264 HP güce ve 353 Nm maksimum torka ulaşıyor. Burada dikkat çekense aynı şekilde 2.0 litre hacim ve 4 silindir. Ağırlık olarak Calibra ve GT birbirine oldukça yakınlar ve 1350 kg olan Calibra'dan GT sadece 44 kg daha ağır. Bu durumda biraz daha hırçınlık beklenebilir.
Farklı ve son derece sportif bir otomobil yaratmak için yola çıkan GM mühendisleri direkt benzin enjeksiyonlu ve 2.0 litre turbo beslemeli motora sahip olan GT'de, maksimum torku oldukça yüksek tutmuşlar. Bu da 2.0 litrelik benzinli motora sahip GT'yi 2000 d/d'de, bir dizel motor kadar güçlü yapıyor. Turbo ve direkt enjeksiyon sistemi iyi bir ikili. Sadece dördüncü ve beşinci viteste devir düşüşü özellikle göze çarpıyor. 6000 d/d'nin üzerine çıkamayan dört silindirli Opel, 3.0 litrelik BMW Z4'ün motoru veya Porsche'nin Boxer motoru gibi 7000 d/d zirvesini göremiyor. Her şeye rağmen GT gücünden bir şey kaybetmiyor. Ölçümlere göre 0-100 km/s hızlanmasını 6.1 saniyede tamamlıyor ve oldukça iyi elastikiyet değerleri sunuyor.
Hızlı bir motora sahip olan GT otoyolda sadece dizel sedan otomobillerden çekiniyor, çünkü yeterli olmayan aerodinamik yapısı 229 km/s maksimum hızın üstüne çıkmasına izin vermiyor.
Bir hatırlatma: Calibra turbo kendi zamanında 0.26 gibi mükemmel rüzgar direnç katsayısına sahip olmasına rağmen, 204 HP güce sahip motoruyla 245 km/s maksimum hız değerine sahipti. Otomobil alıcısı bir Roadster'i otoyolda tur atmak için almak istemez. GT çok iyi bir otomobil olsa da, uzun yolculukları zevkli olmaktan çıkartıyor, çünkü 160 km/s de GT iç kabine rüzgar sesi almaya başlıyor.
Uzun süre yüksek hızda seyahat edildiğinde test yakıt tüketim verisi derhal 10.4 lt/100 km'ye yükseliyor. Bu nedenle otoyollar yerine tali yolları tercih etmek, yakıt tasarrufu sağlıyor. Ön-arka aks ağırlık dağılımı yüzde 51:49 olan GT'de, gücü yola daha az kayıpla aktarmak amacıyla kilitli diferansiyel kullanılmış.
Standart donanımda bulunan ESP sistemi, tamamen devre dışı bırakıldığı gibi hafif savrulmalara izin verecek "Spor" modu da içeriyor. ESP düğmesine bir defa basıldığında çekiş kontrol sistemi devre dışı kalırken, düğmeye iki defa basıldığında ESP sistemi spor moda geçiyor. Düğmeye yaklaşık 10 saniye sürekli basıldığındaysa ESP ve çekiş kontrol sistemi tamamen devre dışı kalıyor. Tavanı açalım!
Manuel olarak açılıp kapanan tavanı, kullanıcısını değişen hava koşullarında oldukça yoracağa benziyor. Tıpkı eskiden olduğu gibi sürücü otomobili durdurup aşağıya iniyor, ufak bagajı açarak kumaş tavanı içeriye yerleştiriyor. Tavan açıldıktan sonra yüze yapılan taze hava masajı, bu yorgunluğa değiyor. Öte yandan iyi ayarlanmış aerodinamik yapısı ve dar kokpiti sayesinde rüzgar kabin içerisinde rahatsız etmiyor. Üstelik GT'nin bir rüzgar perdesi bile yok. Opel GT'nin iç mekanında oluşan rüzgarı bir cabriodan beklenen seviyede. Havadar eğlence Opel dışındaki başka markalarda daha pahalı. Bir spor otomobil özelliklerini tamamen üzerinde taşıyan GT, iç mekanda da sportif çizgilerle bezenmiş. Üç kollu deri direksiyon simidi ve deri kaplama vites topuzuna ek olarak, deri döşeme, radyo CD değiştirici premium pakette sunuluyor. Opel GT'nin seyahat amaçlı düşünülmediği açık. Otomobilde bulunan bagaj kapasitesi uzun yol seyahatlerini kısıtlıyor. Tente tavan kapalı iken 157 litre olan bagaj hacmi, tente açıldığında 66 litreye düşüyor. Calibra ise 4 kişilik oturma kapasitesiyle, daha halkın sevdiği bir modeldi. GT kullanıcısını hayata daha bağlayan bir Opel üretimi. Mükemmel görünümlü bir roadster arayanlar, GT'nin sadece iç mekanından dolayı hayal kırıklığına uğrayabilirler. GT gerçek bir spor otomobili alternatifi olmaktan uzak. Bunun için yeterli özelliklere sahip değil. Opel, GT'yi Türkiye pazarında haziran ayından itibaren satışa sunmayı planlanıyor.