Nissan'ın e-POWER sistemi, benzinli motorun yalnızca elektrik üretmek için kullanılması ve tekerleklerin tamamen elektrik motoru tarafından çalıştırılması gibi benzersiz özelliklere sahip. Bu teknoloji, motorun her zaman optimum aralıkta çalışmasını ve kentsel ortamlarda üstün yakıt verimliliği sağlıyor.
%100 elektrikli motor tahriki sayesinde, içten yanmalı motorlarda veya geleneksel hibritlerde olduğu gibi gecikme olmuyor. Anında tepki verdiği, yüksek tork değerleriyle çevik bir şekilde hızlanmayı sağladığı için sollama esnasında veya otoyolda giderken araba kullanmayı daha kolay ve daha güvenli hale getiriyor. Doğrusal ayar, benzinli motorun aracın hızına göre çalışmasını sağlayarak, özellikle hibrit araçlarda anlık hızlanmalarda görülen senkron sorununun önüne geçmeye yarar ve e-POWER tasarımının bir parçasıdır. Sistemin bir diğer avantajı da, daha çok yerleşim alanları ve şehir içi bölgelerde motorun düşük devirlerde çalışmasını sağlamak için yapılan geliştirmelerdir. Bu avantajlara ek olarak, e-POWER sürüş sistemi sessiz bir sürüşü garanti ediyor. Örneğin saatte 40 km/s hızla giden e-POWER teknolojisine sahip bir otomobilin sesi rakiplerine kıyasla 8db daha az.
e-POWER sisteminin gelişimindeki ana unsurlardan biri sürüş deneyimini performans ve motor sesi anlamında “bağlantılı” olmasını sağlamaktı. Bu durum benzinli motor lastiklere direkt güç iletmediği için araç hızlandıkça sesinin değişmemesinden kaynaklanıyor. İngiltere ve İspanya’da bulunan Nissan Teknik Merkezi mühendisleri bu durumun önüne geçebilmek için “Linear Tune” adı verilen bir teknoloji geliştirdiler. Bu sistem otomobil hızlandıkça 1.5 litrelik motorun devrini kademeli şekilde arttırıyor ve bu şekilde sürücünün sürüş hissiyatı ve motor sesi arasında “ilişki yokmuş” gibi hissetmesinin önüne geçiyor. Motor devri ile yol hızı arasındaki fark, sürücülerin ve yolcuların rahatsız edici bulduğu bir olgu ve e-POWER için özel geliştirilen “Linear Tune” teknolojisi bu durumu ortadan kaldırıyor.
Nissan'ın benzersiz e-POWER sisteminin en önemli bileşeni, bu uygulama için özel olarak geliştirilmiş 1.5 litrelik üç silindirli turbo şarjlı değişken sıkıştırma oranına sahip 156hp benzinli motoru. İlk olarak Nissan'ın premium markası Infiniti için kullanılan motorun değişken sıkıştırma kapasitesi, içten yanmalı bir motorda benzersiz bir özellik olup motorun yüküne bağlı olarak hem optimum performans hem de tasarruf sağlayarak sıkıştırma oranının ayarlamasına imkan tanıyor. 2018 yılında Infiniti ile tanıtılmadan önce, bu özel motor ABD merkezli otomotiv danışmanlığı şirketi olan Ward's tarafından dünyanın en iyi 10 motoru arasında yer aldı.
8:1 ile 14:1 arasında değişen sıkıştırma oranı, ihtiyaç duyulan güce bağlı olarak piston strokunun uzunluğunu değiştiren bir aktüatörün hareketi ile elde ediliyor. Sabit hız ve bataryanın şarj durumunun yeterli olduğu düşük güç gerektiren durumlarda sıkıştırma oranı yükseliyor; bu sayede yakıt tüketimi ve emisyon azalıyor. Bataryayı şarj etme veya motora direkt güç iletme gibi yüksek güç gerektiren durumlardaysa motorun gücünü maksimuma çıkaran düşük sıkıştırma oranına geçiş yapılıyor. Bu geçiş işlemi kesintisiz bir şekilde gerçekleşirken sürücünün herhangi bir şey yapmasına gerek kalmıyor.