Tasarım zor bir iş. Markalaşma daha da zor. Aslolanın tasarımı üretilebilecek hale getirmek olduğunu da bu dergiyi iyi takip edenler bileceklerdir. Bu hafta size bir Türk tasarımcıdan bahsedeceğiz. Kendisi Volkswagen'in tasarım merkezlerinde görev yapmış, içlerinde Amerika, Çin ve Avrupa pazarları için üretilen pek çok otomobilin, çizim, tasarım ve üretim aşamasında farklı görevlerde çalışmış 1971 doğumlu genç bir tasarımcı. Hedefleri oldukça büyük ve işinde fazlasıyla iddialı. Hatta işin mutfağında o kadar bulunmuş ki pek çok konuda "bu konuda en iyisiyim" diyebilecek kadar da özgüven sahibi. Tabii haklı nedenleri ve tecrübeleri de var Öztürk'ün. Birincisi yeteneğine ikincisi çalıştığı işlere güveniyor. Neler mi yapmış? Kısaca, Nissan'da Sentra, Titan, Pathfinder, Infiniti'de QX56 gibi Türkiye için uzak otomobillerin tasarım aşamasında bulunmuş, VW Grubu'nda Amarok, New Beetle, Opel'de Insignia, Zafira, Astra GTC… Yani kısacası pek çok otomobilin tasarım mutfağında elde ettiği deneyim Öztürk'ün vizyonunu geliştirmiş. Almanya, Amerika ve Meksika'daki tasarım deneyimlerinin ardından Türkiye'ye kesin dönüş yapan Öztürk'ün bundan böyle en önemli hedefi kendi ismiyle bilinecek otomobiller tasarlamak. İtalyan, Pininfarina, Giugiaro gibi marka olmuş isimlerle finansal olarak rekabet edebilmenin zor olduğunu fakat tasarımın farklı bir olgu olduğunu ifade eden Öztürk, iyi bir finans kaynağı bulursa üreteceği süperspor otomobillerle Türkiye'nin de adını duyurmak istiyor. Yerli otomobilin kavramdan öteye gidemediği bir ortamda markalaşmanın daha önemli olduğuna dikkat çeken Öztürk, Türkiye'nin her konuda tasarımda çok geri kaldığına dikkat çekiyor ve görüşmemiz sırasında bana gösterdiği cam bardağın bile İsveç tasarımı olduğunu vurguluyor. Kendisine hak veriyorum. Bir şeyi sadece üretmenin ve satmanın, bir "markayı" satmak karşısında ne kadar zayıf kaldığını da çok iyi gözlemliyoruz. İşte bu ortamda Öztürk kendisine birkaç hedef kişi seçmiş. Tasarımda temel amaç "tailor made" diye adlandırılan yani terzi işi otomobil fikri. Yani örnek vermek gerekirse Öztürk'ün finansal portresine uygun kişilerden Ali Ağaoğlu gelecek otomobile oturacak ve otomobil tamamen onun boyuna, vücut yapısına uygun olarak tasarlanıp çizilecek. Tasarımı isteyen kişi tüm zevk ve isteklerini 5 günlük bir süreçte Öztürk'le birlikte kaleme alacak ve tasarıma kendisi de katkı sağlayacak. Yani tıpkı bir tasarımcı gibi 5 gün boyunca stüdyoda Öztürk ile birlikte çalışacak. Fikir ilk bakışta daha önceki yerli, başarıya ulaşamamış ve sadece birkaç internet sitesinde ilanla geçiştirilen yerli tasarımlar gibi hissettirse de ortada dünyaca bilinen pek çok otomobil için kalem oynatmış, stüdyolarda bulunmuş bir ismin olması umut verici. Yani işi sadece bir atölyede yurtdışındaki modellerle bakarak benzeşen tasarıma ve basit bir gövdeye indirgemek Öztürk için haksızlık olur. Tabii böyle bir tasarımın oluşması için gerekecek minimum bir yıllık süreç beklenir ve en önemlisi milyonluk bir finansör bulunursa bir sonraki İstanbul Auto Show Fuarı'nda yerli tasarım markayı da görebiliriz.
"Adım Carlo olsaydı çoktan 'Come On' derlerdi" diyen Öztürk,iş hayatının başında çektiği zorluklardan bahsetti.
INSIGNIA'NIN KAPI VE KONSOLUNU TASARLADI
Öztürk'ün önemli çalışmalarından biri Opel Insignia'nın kapıları ve ön konsolunda oldu.Zafira'nın orta konsolundaki esnek yapının üretilmesi sürecine katkı sağlayan Öztürk,Opel Adam'ın da tasarımına katkı sağlarken o dönemde aracın ismi bile belli değildi.
11 METRELİK TEKNE SUYA İNİYOR
Ete kemiğe bürünmüş hali gelecek ay suya indirilecek olan tamamen özel üretim,11 metrelik bir tekne de tasarlayan Öztürk,teknenin de iç mekanını tamamen Premium ve lüks olarak kendi beğenisiyle tasarlanmış.Maliyet düşürelim tekliflerini elinin tersiyle itip "tasarım bu şekilde kalacak" diyecek kadar da işine inançlı.
FARKLI ŞASİ ALTERNATİFLERİ
Milyonluk süpersporları tasarlamak isteyen Öztürk,araçlara göre mevcut veya özel şasileri kullanacak.
MÜZİK İŞİNE DE EL ATMIŞ
Hi-fi müzik sistemleri,gitar tasarımları da Sedat Öztürk'ün imzasıyla canlanıyor.Yakın dönemde yeni tekne tasarımları yolda.
BUGATTI GALIBIER
Volkswagen Grubu'ndayken tasarlanan 8.0 lt'lik W16 motorun görev yaptığı konsept adını Bugatti Type 57 Galibier'den alıyor.