Porsche 911, VW Beetle, Mini ve Renault 4 gibi uzun yıllar üretilen çok sayıda model hiç bir zaman hafızalarımızdan silinmeyecek. Aynı şey Morgan için de geçerli. Bugün 100'üncü yaşını kutlayan bu İngiliz markası; uzun motor kaputu, düz ve bazı modellerinde stepneyi barındıran arkası, tenteli veya üstü açık tasarımıyla uzun yıllardır üretilmeye devam ediyor. Tamamı el yapımı olarak üretilen bu modelleri satın almak isteyenlerse en az 2 yıl kadar beklemek zorundalar.
Peki Morgan'ın sırrı nedir? Klasik tasarımının altındaki modern görünümünü güçlü motorlarıyla tamamlarken, kalite parçaları ve yüksek standartlardaki işçiliğiyle ön plana çıkıyor. Günümüzde İngiltere'nin tek bağımsız markası olan Morgan, önceleri 1906 yılında Malvern Link'te kurulan atölyede Wolseley ve Darraq markalarına servis hizmeti veriyordu. Aynı atölyede ticari araç üretmek için Morgan'ı kuran Henry Frederick Stanley Morgan, 1909 yılında yüksek vergilerden dolayı ticari araç üretiminden vazgeçip 3 tekerlekli binek otomobil üretimine başladı.
Morgan Motor Company, ticari amaçla 3 tekerlekli araçlar üretmek için kurulduğu yılda ilk modelini tanıttı. Aslında 1906 yılında ilk olarak kendisi için bir otomobil atölyesi kurdu. İlk etepta vergiler daha düşük tutulduğundan, sadece üç tekerlekli araçlar üretti. 1909 ile 1910 yılları arasında üretilen ilk modellerin önünde iki, arkasında bir tekerlek vardı. Ön tekerlekler bağımsız süspansiyon sistemine sahipti ve bu özellik dönemin en büyük ayrıcalığıydı. Arka tekerlek ise motordan hareketini zincir yardımıyla alıyordu. Morgan'ın kendi üretimi bir motoru olmadığı için 4 HP'lik JAP marka güç ünitesini kullanıyordu. Morgan'ın tek dezavantajı 1 kişilik olmasıydı. Zaten bu nedenle ertesi yıl koltuk sayısı 2'ye çıktı.
1911 yılında Olimpia Otomobil Fuarı'nda tanıtılan bu araç oldukça ilgi gördü. Motorsporlarına katılan Morganlar 1913 yılında Fransa Grand Prix'de başarı elde etti. Morgan'ın bu başarısı 4 tekerlekli araçlara karşı bir meydan okumaydı. Morgan, motosiklet teknolojisi kullanılarak 1932 yılında Morgan F Super Sports modelini üretmeye başladı. Yine 3 tekerlekli olan bu araçta Ford'tan alınan 4 silindirli motor görev yapıyordu. 1930'ların ortaları 3 tekerlekli araçlar için sonun başlangıcıydı. Morgan, 1937 yılında ilk dört tekerlekli modeli 4-4'ü üretmeye başlarken 3 tekerlekli Model F ise 1952 yılına kadar üretilecekti. Yine Ford motoruna sahip bu araç markanın beklediği başarıyı yakalayamadığı için 1952 yılında yeni 4-4 üretime başladı. Krom panjuru ve Morgan'a özgü tasarımıyla ön plana çıkan bu araçta iki farklı seçenek vardı. 4/4 Roadster'da motor kapağının havalandırma ızgaraları yoktu. Tüm Morgan modellerinde Ford Anglia'da kullanılan 1.2 lt'lik su soğutmalı motor görev yapıyordu. 37 HP'lik bu motor kısa bir zaman sonra yeni bir silindir kapağıyla ve yüksek sıkıştırma oranıyla 45 HP güç üretmeye başladı. Morgan Plus 4/4'lerde ise Truimph TR 2'de kullanılan 2.0 lt 91 HP'lik motor
kullanıldı.
Morgan'ın günümüze kadar taşıyacağı çizgilere sahip konsepti 1954 yılında tanıtıldı. 1957 yılında tanıtılan Plus 4 modeli oldukça mütevazı bir araçtı. 1963 yılında makyajlanan bu araç daha farklı bir görünüme kavuştu. 1968'de ise Morgan Plus 8 ile markanın geleceği adeta şekillendi. İki kişilik bu roadsterın uzun motor kaputu kelebek kanadı şeklinde iki yana doğru açılıyordu. Öndeyse sadece küçük rüzgar koruyucu cam vardı. Yılda sadece 350 adet, tamamı el yapımı olarak üretilen Plus 8, yol tutuş ve sürüş özellikleriyle öne çıkarken sert süspansiyonlara ve direksiyona sahipti. 187 HP gücündeki 3528 cc'lik V8 motor ile maksimum 189 km/s'ye çıkan Morgan Plus 8, birkaç sert özelliğine alışan sahibi için mükemmel bir otomobildi. Bu modelden sonra seriye 2000 yılında eklenen Aero ile seçeneklerin sayısı arttı. İngiliz kurallarından kopmadan üretim teknikleri ve model özellikleriyle 100 yıldır üretimine devam eden Morgan, klasik çizgilerini ve modern teknolojiyle birleştirmeye devam ediyor. Morgan'ın Türkiye'de ithalatçısı yok. Ancak Türkiye'de Maral adında Morgan modelleri de üretildi.
