otohaber_logo
Haberler
Mazda Tasarım Başkanı Ikuo Maeda
Mazda’nın geleceğine yön veren tasarımlara imza atan, aileden otomobil tasarımcısı Ikuo Maeda ile markanın geçmişini, bugününü ve geleceğini konuştuk.
Mazda Tasarım Başkanı Ikuo Maeda

Frankfurt Otomobil Fuarı'nda, programınızdaki bir son dakika değişikliği yüzünden görüşememiştik. Aradan bunca ay geçti ve sizinle bir araya gelip konuşmak büyük bir şeref. Çünkü siz an itibarıyla dünyanın en iyi otomobil tasarımcılarından biri konumundasınız...

Ikuo Maeda: Çok teşekkür ederim.

Sanki otomobil tasarımcısı olarak doğmuşunuz gibi geliyor. Gerçekten de ilk hedefiniz bu muydu?

IM: Sizin de işaret ettiğiniz gibi benim babam da otomobil tasarımcısıydı. Böyle bir işi yapıyor olmak bana garip, hatta şaşılacak bir şeymiş gibi gelmiyor. Aslında mimarlığa da çok meraklıyımdır.

Mazda'nın tasarımının başındaki isim olmak nasıl bir duygu?

IM: Elbette çok keyifli bir iş bu. Mazda gibi bir markanın tasarımlarına yön verdiğim için kendimi şanslı hissediyorum.

Sizce Mazda, kendini sizinle çalıştığı için şanslı hissediyor mudur?

IM: Umarım şanslı hissediyorlardır. Onlara soralım isterseniz (Bu noktada odadaki diğer Mazda çalışanları hep bir ağızdan "Evet" diyorlar).

Japon otomobiller nereden bakarsanız son 5 yılda belki, tasarıma ağırlık vermeye ve bu konuyla ilgili bir iki kelime söylemeye, sloganlar oluşturmaya başladılar. Mazda'da ise sanki bu çok daha önceden başlayan bir süreç. Ne diyeceksiniz?

IM: Elbette Mazda'nın en güçlü olduğu konulardan, markanın taşıyıcı ayaklarından biri tasarımdır. Skyactiv ile de bunu destekleyeceğiz. Skyactiv öncesinde, diğer markalardan çok daha ileri bir teknolojimiz yoktu. Geride de değildik. Ama artık ilerici tasarımımıza uygun bir teknolojiyle çok daha güçlü bir hale geleceğiz. Yani tasarımımıza daha uygun bir altyapıyı da sunmaya başlıyoruz.

Mazda'nın Open Race adındaki serisinde hafta sonlarını değerlendiren Maeda-San, MX-5 ile yarışıyor. MX-5 ile yarışırken 70'lerin safkan otomobillerin hislerini yaşadığını belirten tasarımcı, 4 yıl oyunca yaşadığı alifornia'da da bu araçla yarışmış. Maeda-San'ın lakabı ise Speedy'miş. Bu takma adı Japonya'da edinmiş. Kendisi elbette Mazda otomobillerin hepsine sahip ama garajında bir de Lotus Elise barındırmayı ihmal etmiyor.

Mazda, Zoom-Zoom ile ilk defa bir tasarım sloganı tanıtmıştı. Derken kısa sürelerde başka başka isimler de duyduk. Sizce bu tüketicilerin algısını etkiliyor mu?

IM: Zoom-Zoom bir tasarım felsefesinden öte, Mazda'nın vermek istediği genel mesajdır. O dönem"Estetik" kelimesini çok kullanıyorduk. Derken Nagare, derken de Kodo yani "Soul Of Motion" (Hareketin Ruhu) geldi. Nagare sadece hareketin bir kısmıydı. Artık daha duygusal bir hareket olacak.

Takeri konseptinde Mazda6'nın geleceğini görüyoruz. Orta sınıfın en sportifmodellerinden birinin üstüne ne eklemek istediniz de Takeri ortaya çıktı?

IM: Orta sınıftaki sedanlar arasında hiç biri bu kadar duygusal hatlara sahip değil. Sedanları bilirsiniz. 3 formlu klasik bir yapıları vardır. Biz de bugüne kadar bunu bir şekilde sürdürmeye çalıştık. Ama yeni Mazda6 aslında bir spor otomobil olacak!

Farklı karoserleri olacak mı?

IM: Evet, elbette olacak.

Sizin favori otomobil tasarımlarınız hangileri?

IM: Ben bir spor otomobil tutkunuyum. Otomobil tasarımcılığına başlamadan önce hep spor otomobiller kullandım. İçlerinden seçmek oldukça güç ama eski Alfa Romeo modellerini severim. Özellikle de TZ'yi. Citroen DS'ye de bayılırım. BMW'yi de her zaman takdir etmişimdir. Çünkü oranları çok başarılı kullanırlar ve otomobili gördüğünüzde onun bir BMW olduğunu bilirsiniz.

Siz neredeyse güncel bütün Mazda modellerini tasarladınız. İçlerinden hangisini en çok seviyorsunuz?

IM: Bunu da söylemek zor ama Mazda'daki bence en güzel tasarımların başında, en son üretilen RX-7 geliyordu. Hatları muhteşem bir otomobil oldu. Mazda2 de hala çok çarpıcı.

Mesela Ferrari gibi bazı markaların son tasarımlarına baktığımızda duygusallıktan daha çok robotik temalara rastıyoruz. Transformers filmlerindeki otomobiller çoğalıyor. Bu, çeşitli zorunluluklardan oluyor. Sizn öyle bir düşünceniz olacak mı?

IM: Ben bugün yaptığım tasarımlar ne kadar duygusalsa öleceğim güne kadar da bu tipte tasarımlar yapmaya devam edeceğim. Saflığı koruyup derinleştirmeyi ve Japonya'nın güzellikleriyle harmanlamayı düşünüyorum.

Bazı otomobil markaları tüm dünya için tek bir tasarım sunma anlayışını benimsiyor. Japonlar bunu yıllardır yapıyor. Sizce bunun avantajını geç mi kavradılar?

IM: Biz aynı sınıflarda farklı farklı modeller tasarlamıyoruz Toyota gibi.

Babanız ile tasarım konularında aranız nasıl? Karşılaştırmalar yapıyor musunuz?

IM: Bazen oluyor tabii... Ama konu ne zaman tasarımdan açılsa kendimizi kavga eder halde buluyoruz. Babalarher zaman babadır. Jenerasyon farkı tabii ki. O çok fonksiyon odaklıdır. Ben ise biraz "Latin"im! Daha duygusalım. Meselababamın bana, tasarımla ilgili verdiği enbüyük örnek, paslanmaz çelikten bir mektup açacağıydı. Tek parça, bükülmüş bir metal parçasıydı sonuçta. Ancak basit, şık ve kullanması çok kolaydı. Üstünde de "Made In Italy" yazıyordu. Bana liseden mezun olurken hediye etmişti ve bunu verirken; "İşte tasarım budur" dedi. Aradan geçen zamanda aslında bunu çok daha iyi anlıyorum.

BABASI DA MAZDA'NIN BAŞ TASARIMCISIYDI

Günümüzdeki diğer pek çok otomobil tasarımcısından farklı olarak Ikuo Maeda'nın babası da tasarımcıydı. Hatta Mazda'nın Baş Tasarımcısıydı. 1962-1992 yılları arasında Mazda'da görev yapan baba Maeda (Matasaburo), ilk nesil RX-7 dahil olmak üzere o dönemlerdeki tüm Mazda'lara hayat verdi. 80 yaşındaki baba ile 53 yaşındaki oğlu, tasarım konusunda çok anlaşamasalar da birbirlerinin yaptıklarına saygı gösteriyorlar. Matasaburo'nun tasarımları, dönemin de gerekliliklerinden dolayı köşeli ve sivri hatlara sahipken Ikuo'nunkiler daha yuvarlak, atletik ve dinamik.

Diğer Haberler

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.