İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne danışmanlık yapıyorsunuz. Danışmanlık göreviniz neleri kapsıyor?
Metrobüs günümüzde halen tartışılan bir konu. Size göre şu an metrobüs yeterli mi? Yeterli olmadığını düşünüyorsanız, ne gibi eklemeler yapılabilir?
Mustafa Ilıcalı: Metrobüs projesi kısa vadede gerçekleşmiş önemli bir proje. Bir diğer adı da Yüksek Kapasiteli Toplu Ulaşım Projesi'dir. Beylikdüzü'nden Söğütlüçeşme'ye kadar hizmet veriyor. Günlük 750.000 ila 800.000 yolcu taşıyor. Aynı zamanda saatte, bir yönde 35.000 yolcu taşıyor. Bu, aynı zamanda metro kapasitesidir. Bu proje, "neden raylı sistem yapılmadı" diye eleştiriliyor. Burada raylı sistemin yapılmasının bir mantığı yok. Biz metrobüsü kısa vadede acil ihtiyacı karşılamak için geliştirdik. Raylı sistem, bu kadar kısa bir sürede yapılamazdı. Ayrıca raylı sistemi köprüden nasıl geçireceksiniz? Bazıları "Üstten teleferik gibi kabloyla geçsin" diyor. Bu kadar yolcuyu nasıl köprüde indirip, bu kablolu sisteme bindirebilirsiniz? Şu anda bir gerçek var ki, metrobüs çalışabilecek maksimum kapasitede çalışıyor. Artık buna eklenecek bir şey kalmadı. Metro hatları yavaş yavaş devreye girdiğinde zaten metrobüs hatlarında da bir rahatlama olacaktır.
Metrobüs sisteminin dünyada başka bir örneği var mı?
Mustafa Ilıcalı: Metrobüs her ülkede aynı şekilde kullanılmıyor. Mesela bazı Avrupa Ülkeleri'nde sağ şerit sadece otobüslere ayrılıyor... Ama bizimki gibi bir sistem sadece Brezilya'da var. Ama inanın, Türkiye gibi yoğun çalışan başka bir sistem mevcut değil.
Metrobüs'ün acele yapıldığı ve bu sebeple hataları olduğu yönünde eleştiriler var. Örneğin emniyet şeritlerinin yok edildiği gibi... Bu eleştirilere katılıyor musunuz?
Mustafa Ilıcalı: Yollarımız dolu, hele bir yağmur yağınca hepten tıkanıyor. Yollarımızda yüzde 80-85 civarında otomobil var, bu otomobillerin içinde de 1 ya da 2 yolcu. Bugün İstanbul'da, 1.800.000 otomobilin her gün dolaştığını düşünürsek, bu otomobiller 1 kişi taşısa, 1.800.000 kişi, 2 kişi taşısa dahi 3.600.000 kişi bile etmiyor... 13.5 milyon kişinin arasında bu pay, yolculuğun anca 5'te 1'i ediyor. Ulaşımda en önemli nokta, birim zamanda en fazla kişiyi taşımak. Metrobüs, sadece yolun 2 şeridini kullanıyor ve 6 milyon kişi taşıyor, eğer orayı da otomobillere terk edersek metrobüsün taşıdığının yüzde 1'ni bile taşıyamaz. Bu işi sadece 2 şerit alarak yapmışız, diğer tarafta 3 şerit gidiş gelişi muhafaza da etmişiz. Yani kısaca, burada önemli olan, bir yolun üzerinden en fazla insanı geçirmek.
İstanbul'daki minibüs sorunuyla ilgili neler düşünüyorsunuz? Bu sorunun çözümüyle ilgili herhangi bir proje mevcut mudur?
Mustafa Ilıcalı: İstanbul'da ulaşım talepleri çok yüksek. Yollardan en iyi şekilde istifade etmemiz gerekiyor. Bunun için de en iyi reçete raylı sistem. Fakat henüz raylı sistemimiz yeterince yaygın değil. Bunun için mecburen minibüsleri de kullanmak gerekiyor. Mesela bazı dar yollarımıza otobüs girdiğinde yolun tıkanmasına sebep olabiliyor. Bu hatlarda minibüsten başka bir şansınız kalmıyor. Metro hatları geliştiği takdirde, minibüsleri bu hatları beslemek yönünde kullanmalıyız.
İstanbul'da deniz ulaşımının yeterli bir şekilde kullanıldığını düşünüyor musunuz?
Mustafa Ilıcalı: Bakın, benim odam deniz görüyor ve uzun zamandır bir tane bile deniz ulaşım aracı geçmiş değil. Ama karayollarından vızır vızır otomobiller geçmeye devam ediyor. Biz bu yapay asfaltı kullandığımız kadar doğal asfalt olan denizi kullanamıyoruz! Bu deniz ulaşımını mutlaka arttırmamız lazım. Arttırmadan önce de neden kullanılmadığı sorusuna cevaplar bulmamız lazım. Örneğin Üsküdar'da evi olup Beşiktaş'taki işine gidenler için deniz ulaşımı çok ideal. Bizim deniz ulaşımını arttırmamız için, diğer toplu ulaşım hatlarıyla da entegrasyonunu düşünmemiz lazım. İstanbul'da 52.000 servis aracı var. Bu araçların bir çoğu köprüyü boş geçiyor. Bu servisleri köprüyü kullanmadan denizle entegre hale getirmemiz çok önemli. Bir endişemi de sizinle paylaşmak istiyorum. Marmaray, deniz ulaşımının en fazla pay aldığı hatlara hitap ediyor. Kadıköy, Sirkeci, Eminönü gibi... Bu sebeple yüzde 3 olan deniz ulaşımının payının daha da düşeceğinden korkuyorum.
Servis araçlarının İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin eksik kaldığı noktaları doldurduğunu düşünüyor musunuz?
Mustafa Ilıcalı: Her geçen gün toplu ulaşım sistemlerimiz artıyor. Ama halihazırda raylı sistemlerimiz ve toplu taşıma sistemlerimizin kullanımı çok düşük. Bir kere bunları arttırmamız gerekiyor. Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman, servis diye bir kavram göremezsiniz. Çünkü insanlar evlerinden işlerine ya da işlerinden evlerine toplu taşıma ile rahatlıkla gidebiliyorlar. Biz de İstanbul'u bu seviyeye getirmediğimiz sürece servislere olan ihtiyaç devam edecektir. Bu da tabi bize, hem trafik yoğunluğu hem de çevreye verilen zarar olarak geri dönecektir. Türkiye'nin şu an bir toplu ulaşım yasası yok. Bu yasanın muhakkak çıkarılması gerekmektedir.
Marmaray, İstanbul trafiğini rahatlattı mı?
Mustafa Ilıcalı: Bugünden, "İstanbul trafiğini rahatlattı" demek çok güç. Ama diğer metro sistemleriyle entegrasyonu tamamlandığı vakit trafiği çok rahatlattığını görebileceğiz. Bunu şu şekilde düşünelim; Marmaray saatte 15.000 yolcu taşıyabiliyor. Bugün 15.000 yolcu demek, özel otomobillerle birlikte iki kişi bile olsa 7.500 otomobile denk demektir. Yani Marmaray, İstanbul trafiğinden 7.500 otomobil azaltıyor diyebiliriz. Bir şeridin kapasitesi 1.500 araç ise, 7.500 araç demek 5 şeride eşit oluyor. Siz, Marmaray'ı faaliyete geçirdiğiniz anda köprülere 5 şerit daha eklemiş oldunuz. Özel otomobil kullanan insanların bu verilere bakarak, Marmaray gibi projeleri mutlaka tercih etmeleri gerekiyor. İstanbul'daki özel otomobilleri yüzde 30 azaltırsak, İBB Cep Trafik'te gördüğümüz o kırmızı renk turuncuya dönecektir.
İstanbul'a üçüncü köprünün yararlı olacağını düşünüyor musunuz?
Mustafa Ilıcalı: Üçüncü köprü, kuzey otobanının bir parçası olacak. Adapazarı'ndan gelip Tekirdağ'a kadar giden bir yoldan bahsediyoruz. Şu anda D-100 ve TEM yolları tamamen tıkanmış durumda, ağır taşıtları Boğaziçi Köprüsü'nden değil Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nden geçiriyoruz, o da belli saatlerde. Bu durum muazzam bir iş gücü ve zaman kaybı getiyor. Bu zararın hesaplanan maliyeti 1 milyar dolar civarında. Üçüncü köprü bu zararı azaltabilecek bir proje. Tabi ki köprüyü yaparken çevreye verdiği zararı da minimuma indirerek yapmak gerekiyor. Ama bir gerçek var ki, Kuzey Marmara Otoban'ı gerekli bir projedir.
İstanbul'da yapılması planlanan yeni yerleşim yerleri insanlarda trafiğin daha da sıkışacağına dair bir endişe yaratıyor. Siz bu endişeleri yerinde buluyor musunuz?
Mustafa Ilıcalı: İstanbul'da bir deprem gerçeği var. Mevcut yapılar, olası bir depremi sağlam atlatamayacaklar. Bu yüzden büyük çaplı bir dönüşüm şart. Bu dönüşümü yaparken, ulaşım sistemlerini de planlı bir şekilde kurarsak, bu endişelerin azalacağını düşünüyorum.
Son olarak, İstanbul trafiğini kısa vadede rahatlamanın bir çözümü var mıdır?
Mustafa Ilıcalı: Mevcut trafiğin yüzde 30'unu özel araçlar oluşturuyor. Bunu mutlaka azaltmamız gerekiyor. Bir diğer nokta, yollarımızdaki şeritlerin birini mutlaka toplu ulaşıma ayırmalıyız. Özel otomobil kullananlar, eğer kendileriyle birlikte 3 yolcu daha taşırlarsa, özel araçların trafiğe çıkış oranları çok daha da azalacaktır. Aynı işyerinde çalışıp, yakın yerlere gidecek olanlar, dönüşümlü olarak tek araç kullanabilirler. Bu, dünyada uygulanan bir sistem. Bu saydıklarımdan daha da önemlisi, İstanbul'da ciddi bir denetim eksikliği mevcut. Denetimden sorumlu İstanbul Emniyeti, eleman sıkıntısı yaşıyor. Eğer bu denetimleri sıklaştırabilirsek, inanıyorum ki kısa vadede trafikte rahatlama yaşayabiliriz.
Yazı: Özerk Ihlamur