Elektrikli SUV sınıfının ilk süperspor otomobilinin İtalya veya Almanya’dan çıkmasını bekleyenler Lotus Eletre’nin tanıtılmasıyla küçük bir şok yaşamıştı. Tanıtılan konseptle birlikte bu sefer de otomobilin yollara çıkmasının yılan hikayesine döneceğini düşünenler ortaya çıktı. Ancak uzun lafın kısası Eletre asfaltın üzerinde ve ilk sürüş randevumuz için hazır. Lotus’un kurucusu ve hayatı boyunca hafif üretimi felsefe haline getirmiş olan Colin Chapman, bir gün 5,1 metreden uzun ve yaklaşık 3 ton ağırlığında bir Lotus’un üretileceğini bilse acaba ne yapardı? Muhtemelen ilk başta “Ben size bunu mu öğrettim?” diye mühendislerini haşlar ancak sonrasında kazanılacak paraları düşünüp keyiflenirdi. Çünkü kağıt üzerindeki formüle baktığımızda bu otomobilin başarısız olması için çok sıra dışı şeylerin olması gerekiyor: Büyük, çok lüks, baz versiyonu bile 603 HP gücünde ve 0-100 km/s hızlanmasını 4,5 saniyede tamamlayıp 112 kWh kapasiteli batarya ile 600 km civarında menzil sunan elektrikli bir SUV. Üst versiyonda güç 900 HP’ye çıkarken 0-100 km/s hızlanması 2,9 saniye değeriyle süpersporcuların seviyesine geliyor ve maksimum hız da 265 km/s oluyor. 800 volt elektrik mimarisi 350 kW’a varan şarj gücünü destekliyor ve bu sayede ideal şartlar alında devasa bataryanın yüzde 80 doluluğa ulaşması 20 dakikadan az sürüyor. Her şey kulağa çok hoş geliyor değil mi?
Peki, Colin Chapman’ı mezarında ters döndürecek bir formülle geliştirilen bu Lotus yolda nasıl? Her şeyden önce bir konuda anlaşalım. Karşımızda bir Elise ve Exige yok. Bu yüzden Lotus’un kült tüy sıklet sporcusundaki gibi bir çeviklik aramak çok büyük bir hata olur. Ancak karşımızda kurulduğu günden bu yana pistler için teknolojiler geliştirip yürüyen aksam ve şasi gibi konularda gerçek bir usta olan bir marka var. Ve Eletre’de de bu ustalıktan sonuna kadar faydalanılmış. Adaptif amortisörlü havalı süspansiyon, 3,5 dereceye kadar dönebilen arka tekerlekler, vektörel tork dağılımı yapabilen değişken 4 tekerlekten çekiş sistemi gibi önlemlerle çok iyi bir sürüş karakteri elde edilmiş.
Bugüne kadar bir Lotus’un içinde rahat etmek için adeta bir yoga ustası olmak gerekirken Eletre’de hem sürücü hem de yolcular geniş ve ferah bir yaşam alanının tadını çıkartıyor. Bir zamanlar adeta bir radyonun hayal olduğu günlerden birinci sınıf elektronik yardımcılara ve kısmi otonom sürüş özelliklerine geçilmiş. Lotus Eletre ile birlikte sadece otomobil felsefesinde değil İngiliz köklerinde de değişikliğe gitmiş. Frankfurt Raunheim’da geliştirilen Eletre, Çin’de Wuhan’da üretiliyor. Çinli otomotiv devi Geely, çatısı altında bulunan Lotus için burada yeni bir fabrika kurdu. Ve bu fabrikada sadece Eletre üretilmeyecek. Porsche Taycan tarzı bir sedan ve BMW X4 tarzı bir SUV da bantlardan inecek. Ve bu sayede de Lotus yılda 150.000 adetlik üretim kapasitesine ulaşacak.
Sonuç: Avrupalı üreticilerin şimdiye kadar bildiğimiz tüm elektrikli SUV’larının yavaş ve sıkıcı görünmesine neden olan Eletre için türünün ilk örneği tanımını yapabiliriz. Tasarımı ve performansıyla hiper SUV denilebilecek bir otomobil olan Lotus Eletre’nin 95.990 Euro olarak belirlenen Almanya başlangıç fiyatı fazlasıyla rekabetçi.
