Otomobile saygısı olan az çok otomobil dergisi okuyan, televizyon programı izleyen, interneti didik eden bir otomobil tutkununun son dönemlerde dergiler yerine spor sayfalarını süsleyen Lamborghini fotoğraflarını gördüğündeki hissiyatını az çok anlayabiliyorum. Zaten astronomik paralar kazanan ( hak ettiklerini görüyoruz!) futbolcularımızın milyoncuk rekabetine girip aylarca bekleyip biri 2 diğeri 2.5 milyon TL'lik Lamborghini cicilerini eşlerine hediye almaları, biz ay sonunu bekleyen ve arta kalan parayla yılbaşı, doğum günü hediyesi almaya çalışanları biraz kıskandırıyor. Yalan yok… Otomobili sevmeyen, ehliyeti olmayan babam bile Lamborghini Huracan ve Aventador'un dudak uçuklatan fiyatlarını yine hiç alakası olmadığı spor sayfalarından okuyunca yüzündeki tepkiyi gördüm. Peki bizler gibi otomobil sevenler "bu otomobiller biraz saygı görmeyi hak etmiyor mu" diye sormuyor muyuz? Yani bizim Holywood filmlerine gidip izlediğimiz otomobillerin, AVM'lerdeki valelerin elinde "brom brom" seslerle park süsü gibi en fiyakalı markanın dükkanının önüne park edilmesi içimizi acıtmıyor mu? "Amma da hasetsin" diyorsanız, bizimki kıskançlık değil saygı. Yani 610-700 HP'lik otomobilleri şanslı bendeniz de kullandım. Fakat direksiyona elimi koyarken bile neredeyse elimi 3 kez kontrol edecektim. F12 Berlinetta ile İstanbul sokaklarında gezerken 1 günlük de olsa yolların kralı olduğumu hissetsem de, elimin altındakine, mühendisine, emeğine, markasına saygı göstermeyi bildik. Tıpkı etrafta aracın fotoğrafını çekip ona saygısını gösteren otomobil tutkunları gibi.

Ağaoğlu Trendi Yayılıyor

Yaklaşık 3 yıl önce Ali Ağaoğlu ile yaptığım röportajda, Rolls-Royce'u için "bilerek çukura girerim, şantiyeye giderim, parasını verdim kardeşim" tadındaki açıklamasını dinlerken bile ellerde ufak titreme yaşadığımı hatırlayınca, Lamborghini Huracan- Aventador, Ferrari 458 Italia gibi otomobillerin yeni sahipleri tarafından biraz daha özenilerek kullanılması tek dileğim. Yoksa kulaklarınız çok çınlar, benden söylemesi.