otohaber_logo
Haberler
Klasik: Auburn Boat-tail Speedster
Tekne kuyruklu, tokmak burunlu, dev karınca gibi farklı isimlerle anılan Boat-tail, maksimum hızıyla ve yüksek satış rakamlarıyla hatırlansa da onu asıl öne çıkartan dönemine göre oldukça farklı olan tasarımıydı.
Klasik: Auburn Boat-tail Speedster

Emisyon standartlarının, yakıt tüketimi hesabının, pasif güvenliğin ve dinamik sürtünme kuvvetlerinin olmadığı 1920'li yıllarda acaba üreticiler daha mı özgün tasarımlar yapıyorlardı? Yoksa sadece iri cüsseli çelik yığınları mı üretiyorlardı? Dönemin çok farklı özelliklere sahip otomobilleri arasında Auburn'un Boat-tail modeli farklı ayrıntıları ve ilginç hikayesiyle ön plana çıkmayı başarıyordu.

Öncelikle Boat-tail yerine kısaca Auburn'dan bahsedelim. 1900'lerin başlarına doğru Eckhart kardeşler otomobil üretmeye karar verdiler. Indiana'lı kardeşlerin yaşadıkları yer Auburn'du ve bunu otomobillerinin markası olarak seçtikten sonra farklı üreticilerden aldıkları şasi, motor, şanzıman ve diğer parçalarla 1903 yılında ilk araçlarının prototipini hazırladılar. İlk araç, aynı yıl Chicago Otomobil Fuarı'nda sergilendi. Eckhart kardeşler, 1910'ların ortasına kadar farklı otomobil modelleri üretti. Bu araçlar, Ford Model T'yi andıran tasarımlarıyla ilk yıllarda yüksek satış rakamlarına ulaşsa da araç sürekli yenilendiği için üretim maliyeti çok yüksekti ve 1919 yılında Auburn büyük zarar etmeye başladı.

1919 yılında otomobilden anlamayan Chicago'lu bir iş adamı Auburn'u satın aldı, ancak başarılı olamadı. 1924 yılında ABD'li üretici Errett Lobban Cord, Auburn'u devraldı. İlk kez 1928 yılında üretilmeye başlanan Boat-tail'in, 4.9 lt'lik motoru 115 HP gücünde ve sıralı 8 silindirliydi. 1.600 kg'lik bir boş ağırlığa sahipti. Auburn'un daha güçlü bir motora ihtiyacı olduğu için 8 silindirlinin yerini Cadillac ve Pierce Arrow'da da kullanılan V12 aldı. Auburn'da isteğe bağlı olarak 6 ileri manuel şanzıman alternatifi de sunuluyordu. 1932 yılına Auburn Boat-tail esaslı bir makyaj gördü ve şişkin çamurlukları, ince karoseriyle bir bütün olurken özellikle yukarıdan bakıldığında otomobil adeta bir karıncayı andırıyordu.

İleriki dönemlerde tekne kuyruk tasarımı yerini ince ve yuvarlak çizgilere bıraktı ve otomobilin başta kapı basamağı ve çamurluk köşeleri olmak üzere birçok bölgesi kromla kaplandı. Ancak otomobilin esas özelliği kelebek şeklinde açılan motor kaputunun içindeydi. Orada bir V8 vardı ve bu motor aşırı beslemeliydi; yani kompresörlüydü. 1930'larda çok az otomobilde bulunan kompresörlü motor, V tipi olduğu için egzoz bağlantıları otomobilin her iki tarafından çıkıyordu. Egzoz, otomobilin alt bölgesinde şasi kollarının yanından geçerek otomobilin arkasına kadar uzanıyordu. Yani uzun egzoz borularıyla motor gücünü tutabiliyordu. Auburn, motoru ve şasisiyle
zamanın ilerisinde bir otomobil olurken 150 HP'lik kompresörlü V8 motoruyla birçok rekoru kırmayı başardı.

Auburn, 1936 yılında kapanırken Boat-tail, markanın ününü arttıran tek araçtı ve Speedster ise en çok tercih edilen seçenekti. Cord, Auburn'dan istediği karı elde edemediği için üretimi bitirmişti ve ilerleyen yıllarda Pierce Arrow'u da kapatırken daha sonra kendisi de otomobil tarihinde son buldu.

Diğer Haberler

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.