İtalyanların sıradışı tasarımlarıyla öne çıkan üreticisi Alfa Romeo, ilk otomobilini ürettikten birkaç yıl sonra motorsporlarına katılırken caddeler için de performanslı otomobiller üretmeye başladı. Motorsporlarına LF ve RL modelleriyle katılan marka, 1920'de 6C ile radikal bir değişiklik yaptı. Farklı güç seçenekleriyle 5 farklı karoser alternatifi sunan 6C 1750 modeli kompresörlü motorlarıyla öne çıkarken, 6C 1750 GS ise üstten eksantrikli ve kompresörlüydü. Bu modeller 8C'nin de habercisiydi. Alfa Romeo 8C'nin ilki 8C 2300'dü. 1931 yılında Mille Miglia ve Le Mans'ta yarışmak üzere üretilen 8C 2300, 142 HP gücündeki 2.3 lt'lik motoruyla maksimum 142 km/s'ye ulaşıyordu. Bu 8 silindirli model, ilk yarışında başarıya ulaşamadı ancak kısa süre sonra Targa Florio'da birinciliği elde etti.
Ekonomik bunalıma giren ve yeni modellerle durumu kurtarmaya çalışan Alfa Romeo, 8C 2300'ü modifi ye edip tüm deneyimlerini birleştirince 1935'te ortaya 8C 2900 A çıktı. 8C 2900 A, 2 kişilik bir karosere sahipti ve bu araç Tipo C'nin akslarıyla Tipo B'nin motorunu kullanıyordu. 3 adet 8C 2900 A, 1936'da katıldıkları Migle Miglia yarışlarında ilk 3'e girmeyi başardı. Bu araç yerini 1937'de geliştirilen 8C 2900 B'ye bıraktı. 2 kişilik 8C 2900 B modeli kısa şasiliydi ve toplam 20 adet üretildi. Uzun şasili 4 kişilik Coupe Touring ise sadece 10 adet üretildi. İkinci Dünya Savaşı'ndan önce üretilen 8C 2900B'de2905 cc'lik sıralı 8 silindirli bir motor görev yapıyordu. Bu otomobilin 180 HP'lik motoru üstten çift eksantriğe, 2 adet Weber karbüratöre ve 2 adet te kompresöre sahipti. Arkadan itişli ve önden motorlu 8C 2900 B, karoser seçeneğine göre 185 km/s ile 225 km/s arasında değişen maksimum hızlara ulaşıyordu. Güçlü motorunun yanında yuvarlak hatlara sahip olan uzun burnu, motor kaputu ve bagaj kapağıyla aerodinamik bir tasarım sunuyordu. Vittorio Jano tarafından tasarlanan aerodinamik tasarımı sayesinde bu aracın karoseri üzerinde rüzgar hızla akarken aracın ivmelenme ve sürtünme dirençleri azalıyor, yol tutuş özellikleri artıyordu. Bu sayede 8C 2900 B, 1938 yılında Spa'daki 24 saat yarışını kazanırken aynı yıl Mille Miglia'da ilk 3 sıraya yerleşti. Bir dahaki denemede 18 saat boyunca yarışı önde götüren otomobilin lastiği patladı ve yarışı tamamlayamadı. Her şeye rağmen yarışlarda başarılı sonuçlar elde eden 8C 2900 B, İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra üretilen en hızlı seri üretim otomobildi.
