Henry Ford, Model T'nin üretimi için geliştirdiği bant sistemi sayesinde bu aracın maliyetini düşürerek milyonlarca kişiyi otomobil sahibi yapmayı başarmıştı. Ardından Citroen ise Ford'un yöntemini kullanarak 1919'da Model A ile Avrupa'nın ilk seri üretimini yaptı. Citroen'in 1924'te üretmeye başladığı Model B'nin karoseri ise çelikti. 1934'te önden çekişli aktarmaya sahip yeni modelini tanıtan Citroen, o dönemki hidropnomatik süspansiyon sistemi ile ilgili çalışmalarına devam ediyordu. Hep ileri teknolojiler üzerinde çalışan Fransız üretici, 1930'ların başlarında zarar etmeye başladı. 1934'te Citroen tam ifl as etmek üzereyken Michelin markası tarafından satın alındı. Michelin'in desteği ile Citroen yönetici Pierre Jules Boulanger, ekibine, 4 kişinin rahatlıkla yolculuk edebileceği, 50-60 kg yük taşıyabilen, 60 km/s'lik maksimum hızı olan ekonomik bir otomobil geliştirilmesi fikrini sundu. Mühendis Andre Lefebvre liderliğinde başlayan TPV projesinde ortaya birkaç farklı prototip çıktı.

Aralarından bir tanesi seçildi ve aracın üretiminin Ekim 1939'da başlanması planlandı. Birkaç deneme üretimiyle birlikte toplamda 250 adet 2CV üretildi. Ancak İkinci Dünya Savaşı'nda Almanların Fransa'yı işgal etmesi sonucu bu araçların savaşta kullanılmasını istemeyen, Jules Boulanger'in emriyle 1938'de üretilen prototiplerin bir kısmı imha edildi ve geri kalanı ise toprağa gömüldü. Savaş süresince gizliliğini koruyan TPV projesi, yani 2CV'nın geleceği, 1944 yılında Fransa'nın bağımsızlığını ilan etmesiyle sona erdi.

Ardından Fransız üretici, 2CV'yı yeniden geliştirerek 1948'de Paris Otomobil Fuarı'da tanıttı. İlk 2CV'ların sağlam ve hafif olması için karoserleri alüminyumdan, şasileri de magnezyumdan üretiliyordu. Ancak bu malzemelerin maliyetlerinin çok olması nedeniyle yerine çelik kullanılmaya başlandı. 2CV'da, hava soğutmalı, 2 silindirli boxer motor ve 3 ileri manuel şanzıman görev yapıyordu. Citroen'in hedefl ediği gibi 3.0 lt/100 km gibi düşük bir yakıt tüketimi olan 2CV'nın maksimum hızı da 60 km/s idi.

Önden çekişin verdiği avantajları bağımsız süspansiyonlarıyla birleştirerek patika veya köy yollarında da kullanımı kolay ve konforlu bir otomobil olan 2CV'da sadece gri renk bulunurken bu aracın cam silecekleri, gücünü şanzımanın çıkışından aldığı için araçla birlikte hızlanıyor veya yavaşlıyordu. Araç dururken ise sürücü isterse cam sileceklerini çalıştırabiliyordu. 1955 yılında 425 cc'lik yeni bir motorla satılan 2CV, 1958'de 4x4 aktarmalı Sahara isimli yeni bir seçeneğ kavuştu. 1961'de makyajlanan otomobilde artık farklı renk seçenekleri de bulunurken ön ve arka camları da eskiye göre büyüdü.

VW Beetle'a göre daha ucuz bir otomobil olan 2CV'ye çok fazla talep vardı ve Citroen, bu modelin üretim kapasitesini arttırmasına rağmen satın almak isteyenler yine sırada bekliyordu. Hatta bu küçük Citroen'in ikinci el fiyatı, sıfır kilometreden daha pahalı olmaya bile başladı. Citroen, 2CV'de, zamanla kampananın yerine diskli frenler, karbüratörün yerini enjektörler alırken bu küçük yeniliklerin dışında bu model temel çizgilerinden çıkmadı.

Citroen'in 1970'lerden itibaren küçük model sayısı hızla artıyordu ve 2CV için veda zamanı geliyordu. 2CV'nin üretimi, 25 Şubat 1988'de Fransa'da, 27 Temmuz 1990'da ise Portekiz'de sona erdi. Bu güzel otomobil sayesinde Citroen, 42 yılda 7 milyonun üzerinde 2CV sattı. Hala Avrupa'da çeşitli kulüpleri olan 2CV, James Bond, Pembe Panter ve Ten Ten filmlerinde sevilen bir karakter olmayı başardı.