Formula 1 otomobillerinde bu sezondan itibaren zorunlu hale getirilen 1,6 lt turbo benzinli motorlar gibi, küçük hacimden yüksek güç üretilebilen motorların devrindeyiz artık. Peugeot da 1,6 turbo benzinli motorunu ürün gamındaki farklı karoserlerde kullanıyor. Ancak aklımıza Formula 1 otomobillerini getiren 156 HP ya da 200 HP'lik 1.6 THP'ler değildi. Aynı hacimden 270 HP güç üreten yeni 1.6 THP, sınıfında en yüksek güç üreten motor olmayı başardı.
Tasarımıyla dikkat çeken RCZ, sürüş dinamikleriyle de kendisinden pahalı spor otomobilleri aratmayacak deneyimler sunabiliyor. Tek eksiği, spor otomobil kavramının içerisini tam anlamıyla doldurabilecek, gerçekten güçlü bir motordu. Bu eksiklik ise makyajlı RCZ'ye R logosu eklenerek giderildi. Bu logo, 1,6 lt'lik hacimden 270 HP güç üreten bir otomobile işaret ediyor. 270 HP'lik güç 6000 d/d'de üretildiği için alt devirler çok canlı değil. Devir artınca gücünü hissettiren RCZ R'a, keyifl i bir motor ve egzoz sesi eşlik ediyor. Gücü ön tekerleklere iletme görevi 6 ileri manuel şanzımanın vites yerleri belirgin olan otomobilin uzun vites yolları hızlanmalarda zaman kaybettiriyor. Yakıt tüketimi ise performans odaklı bir kullanımda 12.0 lt/100 km'lere uzanırken 8,2 lt/100 km'lik ortalama test tüketimiyle gün içerisinde dolaşmanız mümkün.
Sürüş dinamiklerine baktığımızda, RCZ'nin karakterinin R versiyonunda daha da baskın hale geldiğini görüyoruz. Performans sınırlarını görmek istediğinizde ise işler biraz değişiyor. Bu dengeli otomobil bir anda ön tekerleklerini asfalta geçirmek isteyen bir canavara dönüşüyor. Önden kaymalar başlıyor. Bir de ağırlık transferlerine başlarsanız direksiyon ile bilek güreşine de başlıyorsunuz. Zaman zaman çizgisini kaybeden otomobili izine sokmak zor olamasa da dalgınlığa izin vermiyor. Böyle bir durumda devreye girmesini beklediğiniz elektronik yardımcıların ise müdahale limit çok daha yukarda. Bunun yerine ön akstaki sınırlı kaydırmalı Torsen diferansiyel kilidi tekerlekler arasında torku dağıtıyor.
Öndeki bu kadar hareketin sebebi RCZ R'a gücün fazla gelmesinden ziyade test aracının lastik durumu da olabilir. Direksiyon yönlendir R'ın biraz daha sert bir direksiyon sistemine ihtiyacı var. Süspansiyon sistemi ise bu tür bir otomobil için tam kararında bir sertliğe sahip. Bozuk zeminde bir süre ilerlediğinizde bu sertlik rahatsız edici hale gelebiliyor. Buna karşın ağırlık transferlerinde bu sertliğin, performansa sağladığı katkı öne çıkıyor. Performansa ara verip, otomobilin içerisinde sakinliğin keyfini sürmeye karar verdiğinizde iç mekandaki detayları fark ediyorsunuz.
Zira RCZ'nin arka koltukları, biz onlara "koltuk" desek de aslında koltuktan çok, fazladan bir eşya alanı olarak tasarlanmış. Buradaki amaç belki de çocuk koltuğu kullananlara da hitap etmektir. Ön koltuklar ise aksine uzun boylular için bile oldukça cömert. Baş ve diz mesafesi sorunları yaşanmıyor. Yenilenmeyen direksiyon simidi ergonomik tasarlansa da 208, 2008 ve 308 modellerinde gördüğümüz küçük çaplı direksiyon simidinin RCZ R'da çok yakışacağına hatta, sürüş keyfini arttıracağına eminiz.
Genel olarak baktığımızda RCZ R'ın Fransız üreticinin performans otomobillerini günlük kullanımlara uygun hale getirme becerisini gösteriyor. Hızlanma ve fren performanslarıyla göz dolduran otomobil makul performans beklentileri eksiksiz karşılarken, limitlerde gezinmek isteyenler arasından tecrübeli olanları seçiyor. Başlangıç fiyatına baktığımızda ona yakın güce sahip bir başka rakibinin olmaması RCZ R listenin başına geçiriyor.
