İlk başta bir düzineyi aşkın seçenek gelmiş olsa da, sonuçta Ford'un 1.0 lt'lik 3 silindirli Ecoboost motoru bu yılın Paul Pietsch Ödülleri'nde net bir birinciliğe ulaştı. Güçlü ve bir o kadar da tutumlu benzinli motor tüm oyların yüzde 35'ini elde etti. İkinci sırayı yüzde 15'er oyla Volvo'nun yaya havayastığı ve Mazda'nın Skyactiv-D dizel motoru paylaştı.
Otomotivdeki yenilikçi teknik gelişmeler için 1989 yılından bu yana verilen ödül, adını "Motor Presse Stuttgart" ve "auto motor und sport"un kurucularından Paul Pietsch(1911-2012)'den alıyor. Bu ödül kapsamında Motor Presse Stuttgart'ın ana yayını "auto motor und sport" ve dünya çapındaki ortaklıkları her yıl öne çıkan teknik yenilikleri değerlendiriyorlar. Adaylığın ön şartları arasında seri üretim ve tüketiciler için çevrecilik, konfor, güvenlik ve maliyet alanında fayda sağlanması geliyor.
Jüri, farklı ülkelerden genel yayın yönetmenlerinden oluşurken, Güney Amerika'dan Çin'e kadar 22 ülkeden 31 yayın ve 30 otomobil gazetecisi bu yıl oy kullandı. Her derginin bir oy hakkı varken, genel yayın yönetmenleri, oylarını ülkelerinin beklenti ve ihtiyaçlarına göre kullandılar.
Ödüllerin 24 yıllık tarihinde Ford ilk kez birinciliği elde etti. 1.0 lt'lik Ecoboost üniteyle bugünün şartlarına tam anlamıyla uyan bir yenilik ortaya çıkarken, ödüllerin mantığı tam anlamıyla karşılanıyor. Makul tüketim ve düşük emisyon değerleri hem çevreye hem de tüketicilere fayda sağlarken, daha güzeliyse tüm bu ekonomiye karşın sürüş konforu ve keyfinden feragat edilmemesi.
Basit ancak zekice tasarlanmış 3 silindirli motor, maliyet olarak da geniş kitlelere hitap ettiği için daha şimdiden yüzbinlerce araçta görev yapıyor. 1.0 lt'lik Ecoboost, 100 HP (5 ileri manuel) ve 125 HP86 ileri manuel) versiyonlarıyla şu anda Fiesta, B-Max, Focus, C-Max ve Grand C-Max'te kullanılıyor. Bununla birlikte motor kısa bir süre sonra, yeni Mondeo, yeni Transit Connect, Transit Courier ve Ecosport gibi modellerde de görev yapacak. Sonrasında da gerekli adaptasyon sonrasında, Ford'un küçük harikası farklı kıtalarda da mesaisine başlayacak. Buna göre 2015 yılına kadar bu motorun yıllık üretiminin 400.000'i aşması bekleniyor.
Genel Yayın Yönetmenimiz Birkan Demir Çalışkan'da jüriler arasındaydı.
İşte bu yılın adayları ve Birkan Demir Çalışkan'ın kimi hangi sıraya yerleştirdiği:
1- Ford EcoBoost 1.0 lt 3 silindirli motor
Bu yılın tartışmasız en iyi, en geniş kitlelere ulaşan ve yakın gelecekte de rakiplerinin oluşacağı, otomobil kullanımının her anında varolacak bir teknoloji. Küçük hacimli motorlar yeni değil ancak hiçbiri EcoBoost kadar dengeli, ekonomik ve aynı zamanda dinamik olamıyorlar.
2- Volvo V40'nın Yaya Havayastığı
Çok etkileyici bir teknoloji ancak gerçek yol koşullarında hayatın içinde nasıl çalışacağına dair şüphelerim var.
3- Mercedes-Benz E Serisi'nin Çapraz Trafik Algılayıcılı Fren Destek Sistemi
Bu sistemi yeni nesil Mercedes-Benz S Serisi'nin prototipinde, Stuttgart Intelligent Drive adındaki laboratuar ortamında denedim. Oldukça etkiletici ancak Volvo'nun ki kadar değil.
4- BMW'nin Dinamik Spot Aydınlatması
Bu sistem yerine Mercedes-Benz'in yeni S Serisi'nde kullanacağı Intelligent LED aydınlatmayı beklerdim.
5- Volkswagen'in Polo GT'deki Silindir Deaktivasyonu
Deneyimleyemediğim için fikrim yok ancak benzer sistemler uzun yıllardır, özellikle 8 silindirli motorlarda kullanıldığından kulağa çok da yeni gelmiyor.
6- Mazda i-ELOOP
Kulağa çok etkileyici gelmediği gibi, yeniliğinin kısıtlı kalması oyumu alamamasına neden oldu.
7- Porsche 911'in 7 İleri Manuel Şanzımanı
Almanya'nin otoyolları için iyi bir fikir olabilir ancak Porsche'nin çok başarılı otomatik şanzımanları varken neden manueli tercih edeyim ki?
8- Volkswagen Golf'un Çoklu Çarpışma Önleme Sistemi
Denemediğim için oyumu alamadı.
9- Yeni Range Rover'daki Terrain Response Sistemi
Denemediğim için oyumu alamadı.