İlk önce başlığın neden bu şekilde olduğuna açıklık getirelim. Söz konusu otomobilin hareketini gerçekleştiren bir güç kaynağı elbette mevcut. Fakat bu ünite, alışıldığı şekilde belli bir motor kütlesi halinde değil de, iki arka tekerleğin içine yerleştirilmiş şekilde. Bu güç ünitesi, sodyum-sülfür esaslı bataryalarla beslenen bir çift elektrik motorundan başka bir şey değil.19 Nisan 1993 yılında otohaber'de çıkan bu otomobil hikayesini , o dönemde çıkan bir İngiliz mecmuasından alıntılarla aktaralım. Fiat'ın alternatif enerjilerle çalışan otomobil denemeleri biraz daha eskiye dayanıyor. 1972'lerde yine Fiat tarafından yapılan X 1/23 kod numaralı otomobil bunlardan biriydi. Ağır nikel-çinko aküleri ile, 30 millik sabit süratte sadece 45 mil mesafe gidebiliyordu. 1993 yılının Mart ayında gerçekleşen Cenevre Otomobil Fuarı'nda sergilenmiş olan Fiat'in deneysel modeli Downtown, bu örnekler içinde belki de en gerçekçi olabileceklerden biriydi. Çünkü mevcut bataryalarının bir kere şarj edilmesi ile, 118 millik bir mesafeyi 62 millik bir azami sürat ile katedebiliyordu. Fiat yetkililerinin belirttiğine göre, şayet 31 millik sabit süratle gidilirse, otomobilin menzili 186 mile kadar çıkabiliyordu. Otomobilin bir telefon kabinine benzeyen ufacık yapısı, içinde kolaylıkla üç yetişkin insanı ağırlayacak rahatlıkta. Dış ölçüleri itibariyle sadece 2.5 metre uzunlukta kalabilmesinin sırrı olarak, motorların yukarıda anlattığımız yapıda olmalarını gösterebiliriz. Motorların toplam güçleri 19 HP. Bataryalar, otomobilde arka koltuğun altına yerleştirilmiş durumda . 1.000 kere şarj edilebilen bataryaların, devamlı olarak 300° civarında tutulması gerekiyor. Bu nedenle paslanmaz çelikten yapılmış sızdırmaz bir mekanizma içinde tutuluyor. Bataryaların şarj edilebilmesi için sekiz saatlik bir süre gerekiyor. Ve bu işlemi otomobilin arkasındaki bir fişi evinizdeki bir prize takarak gerçekleştirebiliyorsunuz. Otomobildeki radyo ve diğer elektrikli gereçler, ayrıca tesis edilmiş 12 voltluk bir akümülatör sistemi ile çalışmaktaydı. Otomobilin kabininde üç kişilik oturma düzeni şöyle sağlanmış; Ortada ve önde sürücü ve iki yanda ve arkada yolcular. Bu oturma düzeni o yıllarda çok tutuluyordu. BMW Z 13'ün oturma düzeninin de aynı olduğunu, o dönemi yaşayanlar hatırlayacaktır. Bu otomobilde ilave olarak sürücünün kolayca inip binmesini sağlamak amacıyla, şekilde de görebileceğiniz gibi taban sacının iki yanında oyuklar oluşturulmuş durumda. Kabin içi düzeni çeşitli ihtiyaçlara göre değişebilecek şekilde yapılmış. Örneğin arka koltukları sökerek, otomobilin içini kargo için uygun hale getirmeniz çok basit bir işlemle mümkün kılınmış. Otomobilin o döneme getirdiği bir bir diğer yenilik de "Venus" (Vehicular Navigation Utility System) adındaki navigasyon sistemi. Bu sistem, kabaca bir tarifle, gideceğiniz istikamette hangi yolu seçmeniz gerektiğini size söylüyor. Hem de bunu, hem sözlü hem de bir ekranın üzerinde gösteriyor ve bu sistem o dönemi düşündüğümüzde, çok önemli bir yenilik. Yine o zamanda elektrik motorları bir hayli ağır olmasına rağmen Downtown'ın ağırlığı sadece 700 kg civarında tutulmuş. Fiat için bir devrim niteliğinde olan bu otomobil, emisyon değerleriylede Fiat'ın çevreci otomobiller yapmasının önünü açan bir model olarak tarihe adını yazdırmayı hak ediyor.
Elektrikli Fiat 500 e