Başlığı atarken Robin S. Sharma'nın yazmış olduğu Ferrari'sini Satan Bilge kitabından esinlendiğimi tabii ki anlıyorsunuz. Geçtiğimiz günlerde Radyo Trafik'teki programıma konuk olan eski Fer-Mas, çiçeği burnunda S&S Motors Genel Müdürü Ferhat Albayrak ile sohbet ederken bu hissiyatı aldım. Program günü tesadüfen bana uğrayan ve "tatil günü işe gidip kapıda kalan" eski müdürüm, otohaber Dergisi'nin selef Genel Yayın Yönetmeni Birkan Demir Çalışkan da bu sohbette yanımızdaydı ve Albayrak'taki 'havayı koklamışlık, hatta yutmuşluk' hissini o da aldı. Yıllarca süper spor otomobilleri satan, satın alanların adeta ruhunu öğrenen Albayrak'a futbolcuların ve eşlerinin kullandığı milyon TL'lik süper lüks oyuncaklarıyla ilgili ne düşündüğünü sordum. "Bizim öyle düşündüğünüz kadar çok futbolcu müşterimiz yok. Biraz ilgi çekme biraz da yıllarca televizyonlarda özenilmiş hayata ilk para kazanıldığı anda ulaşılma çabası olarak görüyorum" derken çok da haklıydı. Çünkü tıpkı Albayrak'ın dediği gibi gerçek zenginler ya da bu tip süper spor otomobillerin müdavimlerini bu otomobillerle görmek çok zor, fakat futbolcuları her yerde bu milyonluk bebeklerle görebilmek mümkün. Sohbetin sonunda özellikle şu konu bir kez daha görüldü ki, yılda birkaç milyon Euro'yu cebine koyan futbolcuların, özellikle vergi konusunda bu kadar risk varken distribütör garantili otomobiller yerine daha riskli ve her an vergi borcu çıkartabilecek olanlara yönelme eğilimleri. Bu konuda Albayrak'ın da dediği gibi futbolcuların iyi yönlendirilmesi şart. Peki başlıkla bunun ne alakası var? Aslında Albayrak'ın başlığa konu olan sözünü sona sakladım. Yıllardır özlemle baktığı hayata bir anda kavuşan ve ilk parasıyla en pahalı otomobili alan kişilerin mutluluğunun anahtarını da veren Albayrak "otomobil ne kadar pahalı olursa olsun önemli olan yanındakidir. Bir kişi yıllardır arkadaşlarıyla bindiği otomobilinin ardından iyi para kazanıp Ferrari alır ve eski dostlarını unutup Ferrari sahipleriyle vakit geçirmeye başlarsa, muhtemelen kısa süre sonra mutsuz olur" diyerek yıllardır gözlemlediği deneyimlerini de bir psikolog edasıyla aktardı. Bu konuda en ucuzundan en pahalısına kadar yüzlerce otomobili kullanmış bir otomobil gazetecisi olarak hak verdiğimi de ilave edeyim. "En iyi otomobil sevdiklerinle gezdiğindir".
İnternet Satışında Geç Bile Kaldık
Sohbetin ilerleyen dakikalarında konu benim daha önce Las Vegas'ta gördüğüm ve üzerine köşe yazısı yazdığım QR kodlu otomobil satışına geldi. S&S Motors'un yeni uygulaması sayesinde otomobillerin bilgilerine aracın üzerindeki kod ile ulaşmak daha kolay. Albayrak'a asıl merak ettiğim soru olan internet üzerinden otomobil satışını sordum. "Geç bile kaldık" dedi. Bu konuyu ciddi olarak masaya yatırdıklarını ve eğer satış altyapısının ve bürokratik işlemlerin çözülmesi halinde bu işi ilk olarak yapabileceklerinin sinyalini verdi. "İnternette ayakkabı, çanta, saat her şey satılırken otomobil neden satılmasın" yanıtı yakında bunu da görebileceğimizin bir örneği. Geçmişteki VW Lupo ve birkaç markanın yaptığı uygulamaların günümüze uyarlanmış halini de yakında görebiliriz.
Volkan Demirkuşak