otohaber_logo
Haberler
Erdoğan Yılmaz-İncitaş Genel Müdürü
Son dönemde heyecanı ve sponsor kaynakları azalan motorsporlarına yatırım yapma kararı alan İncitaş’ın, Serhat Öztemir ve Ünal Tezel ikilisine olan desteği, İncitaş’ın ve akü sektörünün durumunu İncitaş’ın Genel Müdürü Erdoğan Yılmaz ile konuştuk.
Erdoğan Yılmaz-İncitaş Genel Müdürü


İnci Holding'ten bahseder misiniz?


İnci Holding çatısı altında İnci Akü San. Tic. A.Ş. ve İncitaş San. Tic. A.Ş. olarak iki şirket bulunmakta. İnci Akü, üretici fi rmamızdır, İncitaş ise 1952'de kurulmuş ve yenileme piyasasında bayi aracılığıyla satış ve pazarlama işini yürütmektedir. Holdingin otomotiv yan sanayi ile ilgili olarak lastik satış ticaretiyle başlayan ilk şirketinin ardından jant ve akü gelmiştir.

Türkiye'deki akü sektörüyle ilgili neler söyleyebilirsiniz? Markanızın durumu nasıl?


Akü sektörü gerçekten zor bir sektör çünkü ürünümüz, otomobiliniz çalışmayana dek görmeyeceğiniz ve aklınıza gelmeyecek bir parça. Kapalı bir kutunun içinde olduğundan dolayı, insanlara bu kutunun içinde gerçekleşen kimyasal reaksiyonu anlatmak zorundayız ama tabii ki bu çok zor. Hatta çoğu zaman anlatma şansımız olmuyor. Ama piyasa, yenileme piyasası olduğu için, orijinal ekipmanda ve ihracatta yaşanan dalgalanmayı yaşamıyoruz, keskin iniş ve çıkışlarımız da olmuyor. Şu anda Türkiye'deki üç üreticiden biriyiz, iç piyasada pazar payında 2'inci sıradayız, ihracatta ise 60 ülkeyle pazar lideriyiz. Bahsettiğimiz iç pazar yaklaşık 2.8 milyon adetlik bir satışı kapsıyor. Bizim de ülke çapında 90 bayimiz ve bunlara bağlı çalışan 3700 perakende noktamız bulunmakta. En önemlisi de, geçen seneden başlayan bir marka yatırımımız var. Herkesin kendini pazardan ve şirket içi eğitimlerden çektiği bir zamanda biz yatırıma başladık. Tam krizin başında bunun olması daha önemliydi çünkü bu tip dönemlerde insanların parası değer kazanır, bu değerli parayı çekmek için markanızı çok iyi tanıtmanız gerekir. Bunların sonucunda biz ilk 9 ayda yüzde 10 büyüme oranını yakaladık, hatta sene sonu için de yüzde 15'lik bir büyüme oranı öngörüyoruz.

Sizin de söylediğiniz gibi akü bitmeden aküyü değiştirmiyoruz, bu konuda Avrupalı tüketiciyle bizi kıyaslar mısınız?

İnsanlar otomobile binince kendilerini güvende hissediyorlar, çünkü bunu sağlayan bazı ufak noktalar var. Lastik ne kadar önemliyse akü de o kadar önemli aslında. Otomobilinizi çalıştırdığınızda akünün bitmiş olduğunu görürseniz, iş işten geçmiştir. Avrupalı tüketici bunun bilinciyle hareket eder. Çıkacak masrafı bilir. Hatta örneğin aküsünü 100 Euro'ya alacaksa bilir ki sökme, montaj ve atık bedeli olarak ekstra ücretler ondan kesilecektir. Sonucunda da 150 Euro gibi bir ücret ödeyecektir. Bunu bildiği için de serviste kendisine söyleneni dinler ve aküsünü bitme zamanından önce değiştirir. Bizdeyse sistem farklıdır. Serviste bizi uyarsalar bile, genelde dinlemeyiz. Yolda kalsanız bile gördüğünüz ilk taksiciden yardım isteseniz size hemen yardım eder, eninde sonunda size yardım edecek birisi mutlaka olacaktır. En temel farkımız budur.


Tüketiciler açısından akü markalarının duygusal yönü var mı? Akü bittiği zaman "bir daha bu markayı almayacağım" diyenler çıkıyor mu?

Kullandığı akü daha önce hiçbir problem çıkarmasa da, tüketici marka tercihini duygusal yapabiliyor. Yaptığımız araştırmalar sonucunda görülmüştür ki, tüketicilerin yüzde 30'u tamamen satıcının yönlendirmesiyle, yüzde 25 gibi bir oranda eş-dost tavsiyesiyle hareket ediyor. Bu araştırmadan başka şaşırtıcı bir sonuç çıktı. Bildiğiniz gibi insanımızın yabancı markaya bir eğilimi var her zaman için, ama aküde bu söz konusu değil. Gördük ki yüzde 95 gibi önemli bir oran, tercihini yerli markalardan yana kullanıyor, çünkü yerli markalardan memnunlar, sorunla karşılaşmıyorlar.

Çinli markalar sizin sektörünüze de girdi mi? Bu konuda kaygınız var mı?

Bu sektör özel bir sektör olduğu için kaygımız yok. Bir aküyü rafta bırakırsanız 6 ay sonra tamamen boşalır. Raf ömrü çok kısa oluyor, bu yüzden de orada üretilip, satışı yapılıp, taşınması arasında çok süre geçeceğinden zarar büyük olacaktır. Bizim depomuzda en fazla bekleme süresi 3 ay oluyor, boşalmaması için de zaten soğuk hava depolarımızda tutuyoruz ürünlerimizi. Yine araştırmamız sonucu gördük ki, akü her zaman en kritik anda bitiyor yani en ihtiyaç duyduğunuz anda otomobiliniz çalışmıyor, dolayısıyla kimse bu sonucu göze alarak beklemiş akü almak istemez.

Satış sonrası acil desteğiniz var mı?

Türkiye'de 180 tane servisimiz var ve sürekli bu servislere eğitim veriyoruz. Bunların çoğuna 24 saat ulaşılabiliyor ancak bizim bünyemizde bir acil yardım sistemimiz şimdilik yok.

Motorsporlarına destek fikri nerden çıktı?

2006 yılında off -road ile sponsorluğa girmeyi düşündük ve buradan başladık. Bugünse Nano-Gold ürünümüzü tanıttığımız bir ralli sponsorluğumuz var. Ürünümüz performans odaklı olduğu için sponsorluk da böyle olmalıydı, hatta drift bile düşünüyorduk ilk başta, sonuçta Türkiye Ralli Şampiyonası'nın son 3 ayağında Volkan Işık'ın ekibinden Serhat Öztemir – Ünal Tezel'e sponsor olduk. Hatta gelecek için de planlarımız var çünkü bu sponsorluklar bizi çok heyecanlandırdı. Rakip markalardan bile başka takımlara böyle birliktelikler teklif edildiğini duyduk.

Federasyondan bir birliktelik teklifi veya bir teşekkür geldi mi?

Federasyondan bize gelen bir şey olmadı, aslında bir teşekkür de beklerdik ama olmadı. Sadece Volkan Işık ile kendi aramızda bunu nasıl geliştirebiliriz, ilerletebiliriz diye konuşuyoruz. Unutmayın ki insanların sponsorluktan çekildiği bir dönemde biz bu işe girdik. İnsanlardan beklediğimiz ilgiyi görsek de federasyondan aynı ilgiyi göremedik.

Yazı: Volkan Demirkuşak

Diğer Haberler

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanmış aydınlatma metnimizi okumak ve sitemizde ilgili mevzuata uygun olarak kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak için lütfen tıklayınız.