Merhaba Bedük. Bize kısaca kendinden bahsedebilir misin?
Merhaba. 1979 yılında Ankara'da dünyaya geldim. Üniversite eğitimimi Bilkent Üniversitesi Grafik Tasarım bölümünde tamamladıktan sonra bir süre büyük bir reklam ajansında sanat yönetmeni olarak çalıştıktan sonra çocukluğumdan beri istediğim şey olan müziğe yöneldim.
Biz seni "Bedük" olarak tanıdık ama sanırım bunun bir de öncesi var?
Evet. Serhat Bedük olarak "Nefes Almak Zor" isimli bir albüm çıkarmıştım. Ancak sonrasında yıllardır hazırladığım elektronik dans prodüksiyonlarıyla ilk kez katıldığım 2006 Miller Music Factory yarışmasında "Bedük" adını kullandım ve o günden bu yana müzik maceramda bu ismi kullanıyorum.
Müziğin kadar kliplerinle de çok dikkat çeken birisin. "Automatik" parçası kolbastı, "Gel Aşka" Aşık ile Maşuk gibi kültürümüzde olan folklorik unsurlar içeriyordu. Bundan sonra bizi neler bekliyor?
Aslında bu klipler öyle çok planlanmış işler değil. Bir anda bir ışık çakıyor ve bu klipler karşımıza çıkıyor. Mesela bundan sonraki klip parçamız olan "Rundabout"un klibini dinleyiciler çekecek. www.beduk.biz adresine gönderilen görüntülerden seçilenlerden parçanın klibi oluşturulacak.
Harika proje! Peki otomobillere gelecek olursak, öncelikle merak ettiğim ilk otomobilin neydi?
Üniversiteyi burslu kazandığımda aldığım Fiat Tipo.
Peki severek mi almıştın?
Kesinlikle. Bir öğrencinin alabileceği en havalı otomobillerden biriydi. Köşeli ve sert tasarımı bugün hala hoşuma gider. Kullanımı da çok zevkliydi ancak bende mi problem vardı bilmiyorum ama yağmur yağdığında yolda kalıyordum sık sık.
Bugüne dönersek, şu anda hangi otomobili kullanıyorsun?
Bir süredir SUV'lara ilgi duyuyorum ve şu anda bir Land Rover Freelander2 kullanıyorum. Demin de söylediğim gibi sert tasarımları seviyorum. Freelander2 de bana bunu sunuyor. Oğlum doğduğundan beri ister istemez otomobillere bakış açım da değişti. Eskiden roadsterlara ve özellikle BMW Z4'e büyük ilgi duyarken ve artık daha kullanışlı daha aklı başında otomobillere yöneldim.
Konserler, turneler derken zamanının büyük kısmı yollarda geçiyor. Otomobille yol yaptığında seni trafikte en çok rahatsız eden durum nedir?
İstanbul için konuşursak toplu taşıma araçlarının ve taksilerin kurallara uymaması. Buradan elbette herkes suçludur demiyorum ama ne yazık ki bu araçları kullananların büyük bir çoğunluğu, duraklama, şerit değiştirme ve hız kuralarına uymuyor.
Peki Bedük nasıl bir sürücüdür?
Bedük dinamik bir sürücüdür. Otomobilimi seri kullanmayı seviyorum. Ancak buradan süratli kullandığım anlaşılmasın. Sadece yol şartları ve kurallar el verdiğince otomobilden keyif almaya çalışıyorum.
BMW X6 ile geçirdiğin gün sonrasında bu otomobille ilgili düşüncelerini ve yaşadıklarını öğrenebilir miyim?
Öncelikle bir tasarımcı olarak aracın dış tasarımı beni çok etkiledi. Retro ve sert köşeli tasarımları seven biri olmama rağmen X6'nın kaslı ve güçlü hatları daha ilk bakışta beğenimi kazandı. Vahşi bir hayvanı andıran görünümünde en çok hoşuma giden aykırı arka bölüm oldu. Görüş açılarını biraz olumsuz etkilese de sunulan geri görüş kamerası ve yarattığı farklılık bunu unutturuyor. Dış tasarımdaki meydan okuyan çizgiler aracın kabininde yerini huzur ve kendinden emin bir sadeliğe bırakmış. Kullanılan malzemeler ve kabin içindeki sessizliğin verdiği güven sayesinde kendimi stüdyomda hissettim desem abartı olmaz. Bunun dışında 3.0 lt'lik çift turbo beslemeli dizel 286 HP'lik gücüyle dışarıdan bakıldığında bile ağırlığını belli eden aracın 2 tonu aşan ağırlığıyla adeta dalga geçiyor. Dizel gürültüsünden çok sportif bir ton yayan motor, 6 kademeli şanzımanla da çok uyumlu ve bu sayede hızlanma süreleri çok kısa. Yol tutuşa gelirsek insan bu boyutlarda bir otomobil kullandığını unutuyor. Direksiyon ve süspansiyon sistemi o kadar başarılı ki, sürücünün her emrine amade oluyorlar.
Son olarak sürücülere bir mesajın var mı?
Alkollü araç kullanmayın. Alkol aldıysanız taksiye, otobüse bir şeye binin ya da yürüyün! Evinize geç gitmeniz tabutunuzun gitmesinden kesinlikle daha iyi!
Yazı:Eray Özgür