Vergi kanunlarının uygulanmasıyla ilgili gerek ikinci el araç satışlarında gerekse aksesuara bağlı konularda sorunlar olduğunu belirten Bakan Ağbal, "Arkadaşlarımıza sektörle bir araya gelelim diye talimat verdim. İkinci el araçtaki KDV oranı farklılığının ortadan kaldırılması doğru bir talep" dedi.
OYDER Başkanı Gülan ise sektörün 7 ayrı bakanlıkla çalıştığını ve otomotiv bakanlığının kurulması gerektiğini ifade etti.
Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği'nin (OYDER) her yıl gerçekleştirdiği Otomotiv Kongresi'nin 7'ncisi İstanbul'da gerçekleştirildi. "Otomotiv Perakendeciliğinde Sadakatin Gücü" temasıyla düzenlenen kongreye Maliye Bakanı Naci Ağbal, İstanbul Valisi Vasip Şahin, OYDER Başkanı Z. Alp Gülan, Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç, Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanı Mehmet Büyükekşi ve Garanti Bankası Genel Müdürü Ali Fuat Erbil ile birlikte otomotiv sektörünün önde gelen yerli ve yabancı yöneticileri katıldı.
Maliye Bakanı Naci Ağbal, kongrenin açılışında yaptığı konuşmada, dünyanın yepyeni uzun dönemli trendlerin içerisine girdiği bir dönemden geçtiğini, 20-30 yıl içerisinde dünyadaki paradigmaların allak bullak olduğunu ve küreselleşme olgusunun, küreselleşme karşıtlığıyla değiştiğini anlattı. Ağbal, Türkiye'nin demokrasiye ve liberalleşmeye olan inancıyla küresel ticaretin ve büyümenin önündeki engellerin kaldırılması noktasında bir duruş sergileyeceğine işaret ederek, klasik ekonomilerin devam ettiği sektörlerde verimlilik ve kar oranlarının, dolayısıyla da yatırımların gittikçe düştüğünü ifade etti.
Almanya'nın yeni bir stratejik vizyon olan Sanayi 4.0'ı ortaya koyduğunu ve Türkiye'nin de endüstri ve sanayinin dönüşümünü hedeflediğini dile getiren Ağbal, "Dijital ekonomi hepimizi etkileyecek. İnsanlar bugün kitap, giyim eşyası ve elektronik eşyayı internetten alıyor. Belki yarının dünyasında otomotiv sektöründe de benzeri eğilimleri göreceğiz." diye konuştu.
Ağbal, Türkiye'nin yerli Otomobil yapma amacında da önemli mesafeler kat ettiğini anımsatarak, "Önümüzdeki en büyük risklerden bir tanesi artan korumacılık. Gelişmekte olan ülkeler için son derece sıkıntılı bir olgu. Çünkü küreselleşmeyi savunanlar bugün korumacılığı savunur hale geldiler. Kim ne derse desin korumacılık eğilimlerinin, genel anlamda üretimin küreselleşmesi olgusu karşısında sürdürülebilirliği yok." değerlendirmesinde bulundu.
"2017 YILINA İLİŞKİN BÜYÜME BEKLENTİMİZ 2016'DAN DAHA İYİ"
Maliye Bakanı Ağbal, orta ve uzun vadede derinden gelen yeni akımın, yaşlanma olgusu ve gelişmekte olan ülkelerdeki genç ve yetenekli nüfusu kendi ülkelerine çekebilme gayreti olduğunu vurgulayarak, Türkiye'nin de mutlaka genç ve yetenekli beyinleri dünyanın neresinde olursa olsun ülkeye çekmesi gerektiğini kaydetti.
Ağbal, göstergelerin, 2017 ilk çeyreğindeki büyüme rakamlarının, 2016'nın son çeyreğinden daha iyi olacağını yansıttığını belirterek, "2017 yılına ilişkin büyüme beklentimiz 2016'dan daha iyi. 2016 yılını takvim etkisinden arındırılmış haliyle yüzde 3,1 büyüme oranıyla kapattık. 2017'de büyüme oranının bu rakamdan daha yüksek olacağını söylüyoruz. İnşallah referandum sonrasında da ekonomideki belirsizliklerin ortadan kalkması nedeniyle yatırım tarafında önemli bir ivmelenme olacağını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
2017 yılında yatırım harcamalarında hızlı bir artış beklediklerine dikkati çeken Ağbal, gelecek dönemde otomotiv sektöründe pazarın 1 milyonu geçeceğini ifade etti.
Ağbal, otomotiv sektörünün kamu maliyesi ve bütçenin gelir tarafı için önemli bir kaynak olduğunu dile getirerek, şöyle devam etti: "Otomotiv kolay vergi topladığımız bir alan. Yüzde 100 kayıtlı bir sektör. 2016 yılında sadece otomotiv sektöründe 18,9 milyar liralık ÖTV topladık. ÖTV'den iyi vergi topladık. Sadece ÖTV değil, KDV olarak da en az 10-15 milyar lira topluyoruz. 2016 yılında yaklaşık 10 milyar lira motorlu taşıtlar vergisi topladık. Kabaca bir hesapla yaklaşık 10-15 milyar lira sosyal güvenlik primi geliri veya stopaj geliri var. Dolayısıyla sektör son derece bereketli. Bütçeye ve ekonomiye çok güçlü bir destek veriyor. Sonuçta topladığımız vergilerle bu yatırımları yapıyoruz. Siz vergilerin toplanmasına katkı sağlıyorsunuz, biz vatandaşın ödediği vergilerle bölünmüş yollar, otoyollar yapıyoruz. Vatandaş aldığı yeni araçlarla dümdüz yollarda gidebiliyor."
"ÖNCE SÖYLEYİP SONRA YAPMAK MALİYEDE YOK"
Kişi Başına Düşen Milli Geliri dolar cinsinden 3 kat arttırdıklarına işaret eden Ağbal, bir ülkede bu oran arttıkça otomobil sahipliğinin de arttığını vurguladı.
Ağbal, Kişi Başına Düşen Milli Gelir 22 bin dolara çıkarsa Türkiye'de 2 milyon adet otomobilin satılabileceğini belirterek, Türkiye'de Ar-Ge'ye yapılan harcama tutarının milli gelire oranını yüzde 1'den yüzde 3'e çıkartmayı hedeflediklerini anlattı. Ağbal, kamu bütçesinden Ar-Ge harcamalarına daha fazla kaynak ayıracaklarını ve özel sektörün daha fazla Ar-Ge harcaması yapabilmesi için hem vergi teşvikleri vereceklerini hem de Ar-Ge harcamasına imkan sağlayacak yasal düzenlemeler yapacaklarını kaydetti.
Türkiye'nin ekonomik olarak büyümesiyle otomotiv pazarının da büyüyeceğine işaret eden Ağbal, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Buna göre mutlaka siyasi istikrar, yapısal reformlar ve kararlı ekonomi politikalarına önümüzdeki dönemde devam edeceğiz. Bakanlık olarak vergi ile ilgili çalışma yapacaksak OYDER ve Otomotiv Sanayii Derneği (OSD) ile istişare yapıyoruz. Doğruları birlikte üretip, geliştirebiliriz. Önce söyleyip sonra yapmak maliyede yok. Bugün burada ifade edilen konular için de zamanı geldiğinde yapacaklarımızı yaparız. Yaptığımızda da görürsünüz. Otomotiv sektörünün yatırımlarının önümüzdeki dönemde daha da artması, iç pazarın büyümesi ve ihracatın artması bakımından hükümet olarak bu güne kadar verdiğimiz destekleri artırarak vereceğiz. Otomotiv sektörü bizim için lokomotif ve stratejik bir sektör."
"İYİ PARA KAZANDINIZ"
Naci Ağbal, vergi kanunlarının uygulanmasıyla ilgili gerek ikinci el araç satışlarında gerekse aksesuara bağlı konularda sorunlar olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bana bu konular aktarıldığında arkadaşlarımıza talimat verdim, sektörle bir araya gelelim diye. Vergi kanunlarında en önemli husus şudur, vergi kanunlarının uygulanması açık ve net olmalı, belirsizlikler ve sürprizler olmamalıdır. Onun için ikinci el araçtaki KDV oranı farklılığının ortadan kaldırılması doğru bir talep. Bu konuyla ilgili gerekli çalışmaları yapıyoruz. Aksesuar konusundaki belirsizlikleri de ortadan kaldıracağız. Hep beraber fair-play olsun. Doğrusu ne ise birlikte belirleyelim. Burada Maliye Bakanlığı olarak bizim hassasiyetimiz, kanunlarla konulan vergilerin tam zamanında alınması. Bunu aşındıracak, geciktirecek birtakım uygulamalar olursa devlet olarak bizim görevimiz gerekli tedbirleri almak. Bunu da sektörle istişare halinde yapmalıyız. Bir düzenleme yapacaksak sektörle birlikte kararlaştırmalıyız. İnşallah bu konuları hızlı bir şekilde çözeceğiz."
Yetkili satıcıların üretici firmalardan alıp sürücü testi için kullandıkları araçlarla ilgili de bir talep olduğunu aktaran Ağbal, "Gelir İdaresi Başkanlığı, Maliye Bakanlığı her zamanki gibi işi garantiye almak için bir standart kural belirlemiş. 'Rakam bu' demiş; işine gelirse… Ama bu rakam hakkaniyete uymuyor. Burada o ay satılan araçların belli bir oranı da doğru değil. Yani 'Her ay ay şu kadar ara satarsam şu kadar da test aracı almalıyım' şeklinde bir yaklaşım olmasın. Hakikati neyse, o test aracı kaç liraya teslim ediliyorsa, satılıyorsa biz onun üzerinden ÖTV alalım. Herhangi bir şekilde alıcı ile satıcı fiyatta normal olmayan bir şey yaparsa o zaman gelip iddia makamı olarak Maliye Bakanlığı iddialarını ortaya koyar. Bu konuda bir belirlilik sağlayacaksak bile çok net bir şekilde oraya tarif edelim. O konuda da inşallah beraber çalışacağız ve sonuç alacağız." diye konuştu.
Ağbal, geçen yıl sonu itibarıyla otomotiv vergilemesinde yeni bir sisteme geçtiklerini belirterek, şunları kaydetti:
"O ana kadar ki mevcut sistemde araçların motor silindir hacmine bağlı 3 ayrı tarife vardı. Bu tarifede sadece motor silindir hacmi esas alınıyor ve onun üzerinden vergileme yapılıyordu. Biz bu vergi sistemini de uzun yıllardır bu şekilde uyguluyoruz. Ama bu defa da piyasadaki trende baktığımızda, şöyle bir durum söz konusu; bütün araç satışları yüzde 96 oranında 1600 cc'de toplandı. Burada '2 tane araç var, ikisi de 1600 cc ama fiyatları arasında ciddi anlamda fark var. Sadece motor silindir hacmine dayalı bir vergileme, vergide adalet prensibi bakımından yeterli değil. Dolayısıyla ilave vergileme ölçüleri getirilmesi gerekir' şeklinde talepler gündeme geldi. Biz de Bakanlık olarak bunları çalıştık. Farklı farklı senaryolar altında piyasaya etkilerini de gözden geçirdik."
Piyasadaki fiyat oluşumlarına ve verginin dağılımına bakıldığında burada bir ayarlama yapılma ihtiyacı da bulunduğuna dikkati çeken Ağbal, şunları aktardı:
"Ben o zaman bu çalışmayı yaparken sektör temsilcileriyle de bu konuları istişare ettim. Bu anlamda özel olarak bir itiraz olmadığını da söyleyebilirim. Burada kritik olan, bu vergileme eşiklerinin belirlenmesinde piyasadaki fiyat değişimlerine idarenin duyarlı olmasıdır. Burada belirli dönemlerde otomatik değişim yapılması veya belirli bir endekse bağlanması şeklinde farklı öneriler geldi. Biz o zaman dedik ki 'Bizim buradaki amacımız vergileme sistemine yeni parametreler eklemekten ibaret. Yoksa bu sistemi kullanarak genel anlamda otomotiv üzerindeki vergi yükünü yukarı çekmek değil.' Bu düzenlemeyi hayata geçirdik. Ne yalan söyleyeyim; 2016 yılının kasım ayında da otomobil satışları patladı. İyi de para kazandınız o dönemde. Onu da ifade etmek gerekiyor."
Naci Ağbal, 2016'nın son çeyreğinde hem üretim hem talep tarafında otomotiv sektörünün ekonomiye çok ciddi anlamda destek verdiğini belirterek, "Bu vergi düzenlemesinin de her bakımdan bir katkısı oldu. Şimdi burada belli ki kur değişimlerine bağlı olarak fiyat değişimleri de oluyor. Onları da görüyoruz. Ama burada yeni bir sistem getirdik. Bu sistemi kararlı bir şekilde uygulamaya devam edeceğiz. Sektörlerden gelen talepleri de inşallah çalışmalarda dikkate alacağız." diyerek sözlerini tamamladı.
GÜLAN: OTOMOTİV BAKANLIĞI'NA İHTİYAÇ VAR
Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Başkanı Z. Alp Gülan da, otomotiv sektörünün 7 ayrı bakanlık ile çalıştıklarınıbelirterek "Ya bir ayrı müsteşarlık ya da ayrı bir otomotiv bakanlığı kurulması sektörümüze ivme kazandıracaktır" dedi.
Gülan sektörün üretim, ihracat ve pazarda 2016 yılını başarıyla geçirdiğini de belirterek ''Pazarda halen gidilecek çok mesafe olduğunu düşünüyoruz. Her 1000 kişiye düşen araç sayısı 250. Bunun 143'ünü otomobil olarak düşünebiliriz. Yıllardır hız kesmeden ihracat şampiyonu olan otomotiv sektörü, yeni yatırımcı çekebilmesi için çok kuvvetli bir iç pazara her zaman ihtiyaç duymaktadır. Kuvvetli iç pazarın en önemli kriteri stabil ve AB ile uyumlu bir vergilendirme sistemine sahip olmasıdır'' dedi.
Dünya otomotiv sektöründe pazar ve üretimin doğuya kaymakta olduğunu sözlerine ekleyen Gülan şunları söyledi;
"2018 yılında dünyada satılması ve üretilmesi beklenen 100 milyon aracın 30 milyonu sadece Çin de üretilip yine Çin de satılacaktır. Yatırımcılar için bu kadar büyük pazarlar söz konusu iken kuvvetli bir iç pazarımız olmadan yeni yatırım almada zorlanma riskimiz bulunmaktadır. Önümüzdeki 5 yılda her firmanın öncelikli hedefinin iş süreçlerinde dijitalleşmek üzere zaman, kaynak ve emek harcaması gerekmektedir. Bunu yapmayanlar elenecektir.''
Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Başkanı Z. Alp Gülan, 2'nci el araç ticaretinde yeni düzenlemelere ihtiyaç olduğunu da kaydederek ''Bayilerimiz tarafından satmak üzere alınan araçların KDV'si maliyete atılmak suretiyle her binek araçta %1, ticari araçta % 18 oranındadır. Bizim bu konuda Gelirler Genel Müdürlüğü ve KDV daire başkanımızla teknik olarak her malın girdiği KDV oranı ile çıkış yapılması yönünde bir çalışmamız devam etmektedir'' diye konuştu.
Gülan, en önemli hedeflerinden bir tanesinin ekonomik ömrünü tamamlamış araçlar ile ilgili bir düzenlemeyi hayata geçirebilmek olduğuna da değinerek şöyle konuştu:
"Örneğin yeni araçların gelişen tampon teknolojileri ile çarpışmalarda yaya güvenliği artırılmış ve ölüm-yaralanma oranlarında önemli ölçüde düşüş yaşanmıştır. Ülkemizde maalesef ölümlü kazaların birçoğunda eski teknoloji araçları görmekteyiz. 16 yaş üstü araçların karbondioksit salınımlarına baktığımızda 220 gr /km olmaktayken bugün satılan araçlarda bu rakam 120 gr/km'nin de altına inmiştir. Avrupa Birliği hesaplarına göre de 16 yaş üstündeki bir aracın çevreye verdiği zararın temizlenme maliyeti 8.464 Euro olmaktadır. Bu konu üzerinde titizlikle çalışılması gerektiğine inanıyoruz."
ALİ KOÇ: OTOMOTİV SEKTÖRÜ EN GLOBAL SEKTÖRÜMÜZ
Koç Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ali Koç OYDER Kongresi'nde yaptığı konuşmada otomotiv sektörünün Türkiye'de en globalleşen sektörlerin başında geldiğinin altını çizerek şunları söyledi:
"Ülkemizde, özellikle Avrupa kıtasında önemli üretim ve ARGE merkezi olarak güçlü bir konumdayız. Hatta rekabet avantajı olduğunu da ifade edebiliriz. Mevcut durumda yani bugün otomobil üretiminde 14. sırada, hafif ticari araç segmentinde ise dünyada 7. sıradayız. Otomotiv üretiminde Avrupa'da 5., hafif ticaride ise 1. sıradayız.
Ülkemiz her geçen yıl gelişiyor. 2002-2004 ortalamalarına baktığımız zaman averajlı pazarımız 440 bin adet, 2005-2009 yılına baktığımızda 630 bine, 2010-2014 te 840 bine ve de geçtiğimiz 2 yıl içinde, ülkemizde yaşanan tüm olumsuzluklara rağmen üst üste 1 milyon araç adet rekoru kırıldı. Bu ise ekonomimizin geçmişte yaşanan her türlü faktöre rağmen ne kadar kuvvetli ve dirençli olduğunun da güzel bir göstergesi olduğunu düşünüyorum. Bu sene ise pazarın 900 bin bandında seyretmesini tahmin ediyoruz.
Geçtiğimiz senelerde de 900 bin tahmin edip, yanılmıştık, inşallah bu sene de yanılarak yüksek satışlar gerçekleştiririz. Önümüzdeki yıllarda da son 10 yıllık trendin artarak devam edeceğini bekliyoruz. Türkiye'de bin kişiye düşen araç sayısı 250'ler civarında. Evet bu rakam artıyor ancak bize benzer ülkelere baktığımız zaman daha gidecek çok yolumuz olduğunu görüyoruz. Batı Avrupa ülkelerine ve diğer ülkelere baktığımız zaman potansiyelin açık olduğunu ve önümüzdeki dönemlerde de pazarımızın 2 milyon seviyelerine ulaşmasının gerçekçi bir tahmin olduğunu düşünüyorum.
Sektör bildiğiniz gibi ülke ihracatımızın da lokomotifi. 2016'da Türkiye'de 1,5 milyon araç üretirken bunun 1.1 milyonu ihraç edilmiş. Bu tarihimizin en yüksek seviyesi. İnşallah da artarak devam edecek. Sektör ihracatımız %117 büyüyerek, 24 milyar dolars ulaştı. Bugün ülkemizde en çok ihracat yapan sektör konumunu korumaktadır. Sektörümüz bu rakamlarla beraber 2 milyar dolar dış ticaret fazlası vermiş durumdadır. Hepimiz için gurur duymaya vesile olduğunu düşünüyorum."