Geleneksel tasarımını bozmadığı için çok özel otomobillerden biri olmaya devam eden G Serisi güncellendi. 10 mm uzamasını sağlayan yeni tamponlara kavuşan otomobilin içerisinde de daha büyük, 11,4 cm'lik bir multimedya ekranı bulunuyor. G Serisi'nin yetenekleri de iyileşiyor. Motor kaputu altında daha güncel bir dizel motor yer alan G 350 d artık daha verimli. G Serisi'ndeki en küçük silindir hacimli motor, test aracımızdaki 3,0 litrelik V6 dizel. Güncellenen motorun gücü 211 HP'den 245 HP'ye çıktı. 540 Nm'lik maksimum tork da 600 Nm'ye ulaşıyor. Alt devirlerde ulaşılan bu etkileyici torkun da etkisiyle ilk kalkış anında V6'nın kükremesiyle çok atak bir hızlanma sağlanıyor.
Yeni motor sayesinde tüketim yaklaşık 1 lt/100 km azalırken, hızlanma verisi düşüp ve maksimum hız da 17 km/s artmış. 9 saniyelik 0-100 km/s test verisi 2,5 tonu aşkın boş ağırlık göz önünde bulundurulduğunda çok başarılı. 12,5 lt/100 km'lik test tüketimi de ekonomik olmasa da kabul edilebilir.
Böyle bir araçla şehir trafiğinde yol almak, satır ile domates soymaya benziyor. Devasa motor kaputu, düşük manevra kabiliyeti, geri görüşü engelleyen yedek lastik ve koltuk kafalıkları ile etrafınıza hakim olmanız çok zor. Araçlar arasında şerit değiştirirken aracın büyüklüğüne güvenip burnunuzu uzatıyorsunuz. Sanki bir savaş aracı yol çıkmış gibi size bakan diğer sürücler de aslında tüm otomobiller için olması gerektiği gibi, sizi sıkıştırmak yerine yol veriyor. Sanırım bu otomobilin neden şehiriçinde bu kadar çok kullanıldığını bulduk. Trafikte üstünlük kurabilen G Serisi, içerisindekilere çelik bir kasadaymış gibi güven veriyor.
Otoyola çıktığınızda ise işler biraz değişiyor. Köşeli karoser, dik ön cam sebebiyle yüksek hızlarda içeride çok fazla rüzgar gürültüsü yansıyor. Ani şerit değişimlerine gerek duymadan, düşük hızdaki ağırlık transferlerinde bile karoser aşırı derecede yatabiliyor. Hızlı tepkiler veremeyen direksiyon yüksek hızlarda hissizleşiyor. Yumuşak direksiyon sisteminin geri bildirimi çok zayıf. Ama arazi koşullarına girmeye karar verdiğinizde ise G 350 d'nin yetenekleri tartışılmaz. Hiçbir koşulda kalmayacakmış gibi hissettiren araç etkileyici çekiş sistemiyle zorlu zeminleri küçük timsekler gibi aşıyor. Direksiyon ve şasinin yumuşak yapısı bu gibi sürüş koşullarında anlam kazanıyor. Bu sayede sürücü en ağır arazi şartlarına bile gözünü kırpmadan dalabilir.
Genel olarak baktığımızda G 350 d'nin bir şehir aracı olduğunu söyleyemeyiz ama yolcularına verdiği güven hissi çok başka. Şehirde yol alırken ailenizin onun içerisinde olmasını isteyeceğinz bir araç . Fırsat buldukça da asfalt dışına çıkmaya meraklıysanız, G Serisi neredeyse durdurulamaz hissettirdiği için akıllarda en güvenli araç imajını kazıyor.
Yazı: Koray Kodal Fotoğraflar: Ersan Sezer